Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da sokak ortasında öldürülmesinin ardından sanıklar bir buçuk yıl sonra ilk kez geçtiğimiz hafta hakim karşısına çıktı.
Duruşmada verilen ara kararda 22 tutulu sanıktan 10’u tahliye edildi. Tolgahan Demirbaş’ın Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığına dair raporun dosyaya girmesi talebi talebi reddedildi. 17 kişinin hakkında yürütülen soruşturmanın ana dava ile birleştirilmesi talebi reddedildi. Duruşma 19 Temmuz’a ertelendi.
Kararın ardından dün Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ve kardeşleri Selma Ateş ile Ayşe Ateş, CHP Genel Merkezi’nde Özgür Özel ile bir araya geldi.
Görüşmenin ardından aile, sosyal medyada bazı hesaplar tarafından hedef gösterildi.
“NE BULANACAK BİR MİDEYE NE DE ŞAHSİYET NAMINA BİR KAİDEYE SAHİPSİNİZ”
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, Saniye Ateş’i sosyal medyada hedef gösterenlere sosyal medya hesabı üzerinden tepki gösterdi.
Ayşe Ateş şu ifadeleri kullandı:
"Ulan müptezeller! Ulan adiler! Ulan kurşun askerler! Beni bıraktınız, şimdi de Saniye Anne’me mi küfür etmeye başladınız? Sinan'ın annesini, kardeşlerini mi FETÖCÜ ilan ettiniz?
Sizin gibi alçakların, korkakların karşısında ferasetiyle, cesaretiyle dağ gibi yükselen şu acılı kadın; bir yıl içinde önce evladını, sonra hayat arkadaşını toprağa verdi. Birini kurşunlar aldı bağrından, diğerini evlat acısı ve kahır. Yine de eğilip bükülmedi. Korkup bir köşeye sinmedi. Bu yaşında geldi, oğlunun katilleriyle yüzleşti. Hepinizin yüzüne bakıp suratına tükürdü de bana mısın demediniz.
Siz ne bulanacak bir mideye ne de şahsiyet namına bir kaideye sahipsiniz!
Ne aile terbiyesi almışsınız ne de insanlıktan nasibinizi!
Kocasını, evladını, kardeşini toprağa vermiş bu arkasız kadınları Ülkü Ocaklarına, MHP’ye saldırmakla suçlayıp hedef gösterirken öfkeden kıpkırmızı oluyorsunuz.
Dün bütün kutsallarınıza küfür eden Zihni Çakır’la, Fuat Uğur’la bugün el ele verip birkaç korkağın, alçağın boğazına kadar battığı bu siyasi cinayeti dile getirenleri hakaretle, küfürle, tehditle, örgütçülükle, cinsiyetçi söylemlerle bastırmaya çalışırken yüzünüzde kızarmanın en ufak belirtisine yer vermiyorsunuz.
Ne utanma var ne arlanma! Yalanın, iftiranın bini sizde bir para. Dürüstlük mü, namus mu, haysiyet mi, şeref mi?.. Ara babam, ara. Saldırın ulan, bekliyoruz! Adalet düşleyenlerin kâbusçuları, namussuzların namusçuları, doğru söz mahpusçuları saldırın!
Memleketin kalleş pusucuları, torbacıların çanak tutucuları saldırın! Binin milyonluk siyah arabalarınıza, öyle saldırın! Karton kahramanlarınızla, sosyal medya ordularınızla, tetikçilerinizle, ayakçılarınızla, yardakçılarınızla, yaltakçılarınızla saldırın!
FETÖ kalıntılarınızı, satılık satırlarınızı, cinayet temalı film alıntılarınızı arkanıza alıp saldırın! Kiralık katillerin, torbacıların beyanlarını, trollerinizin yalanlarını, gerçek azmettiricilerin yeni şiddet planlarını yanınıza alıp saldırın! Dönme dolaplarınızla, basmakalıplarınızla, iltihaplarınızla saldırın!
İrin akan, yan bakan, kan kokan ağzınızla saldırın! Hamasetin arkasına sakladığınız özünüzle, gerçeklerden hesap soran sözünüzle, kibirden koltuğa sığmayan gözünüzle saldırın!
Ne algı operasyonlarınız ne bu operasyonları yapan moronlarınız ne de alnımıza yollayacağınız kiralık kurşunlarınız bizi bu adalet yolundan döndürebilir. Çünkü siz bizim canımızı çok yaktınız. Siz bizim canımızı çoktan aldınız. Yapmayacaktınız!”