Dr. Tuğba Acer'in sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:

Doktor arkadaşlara,
Sağlık Meslekleri Kurulu ile ilgili çok tehlikeli hükümler mevcut. Sağlık Meslekleri Kurulu’nun meslekten men ile ilgili hem sorumluluk alanları hem de yaptırım sınırları çok genişletilmiş. Sorumluluk alanları hukuk tekniği açısından öylesine hatalı kaleme alınmış ki kusur olmasa bile sorumluluk ve meslekten men yaptırımı söz konusu oluyor. Bu durum hem geçici hem de sürekli men için geçerli.
Sağlık çalışanları, hastasına fiili saldırıda bulunan kişiler gibi gösterilmiş. Bu durum şiddet mağduru biz Hekimler için oldukça onur kırıcı ve rencide edici.
Meslekten men cezası için zamanaşımı çok uzun. Yargılama süreleri de gözetildiğinde ortalama 17 yıl gibi çok uzun zamanaşımı söz konusu olabilir.
... 
Tazminat rücusu ile zorunlu mali mesleki sigorta arasındaki bağlantı kurulması beklenen bir şey olsa da ne yazık ki yetersiz ve öngörülemez şekilde düzenlenmiş.
Ancak Teklifin 35’inci maddesi ile getirilen, aile hekimliğindeki kriterler yine Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararındaki belirtilen ilkelere aykırı. Anayasa Mahkemesinin işaret ettiği ilke ve normlara hiç dikkat edilmemiş. Bu haliyle Anayasa Mahkemesi yine iptal kararı verecektir.
Ayrıca 657 s. DMK disiplin hükümlerinin 4924 ve 5258 s. Kanunlara entegre edilmeye çalışılması beraberinde hukuka aykırılıklar ve hukuki teknik sorunlar getirecektir.
Aynı zamanda 4924 s. Kanun ile çalışan sözleşmeli personele geçici görevlendirme yapılabilmesi, 4924 s. Kanunun amaç ve felsefesine de aykırı nitelikte.
Ancak belki de en önemli ve tehlikeli düzenleme, Teklifin 19’uncu maddesi.
Buna göre reçeteye tabi hiçbir ilacı, yüksek para cezası sebebiyle eczaneler satmak istemeyecektir.
Örneğin Calpol şurup, Gripin tablet, vb. 
Normalde Calpol şurubu babalar çocukları için doğrudan eczaneden parasıyla satın alabiliyordu. Hem durumun aciliyeti, hem ucuzluğu hem de bilinirliği ve güvenirliği sebebiyle. Ancak şimdi idari para cezası olduğundan eczacı vermek istemeyecek, önce kişi ile eczacı arasında çatışma yaşanacak. Sonra sisteme tepkili kişi, hastaneye gidip hekime ilacı yazdırmaya çalışacak. Hem özellikle hastane acillerde iş yükü artacak hem de hastayı görmeden hekim ilacı yazmak istemeyecek...
(Hekim Birliği)