Aile Sağlığı Merkezleri'ne kira kıskacı: Aile hekimleri mülk sahipleri ile davalık oldu
Birçok aile hekimi, görev yaptıkları ASM binalarının artan kiraları ile karşı karşıya. Binalardan tahliye edilmek istenen ve mülk sahipleri ile davalık olan aile hekimleri, ASM’lerin kamu binası olması gerektiğini vurguladı.
Artan emlak fiyatları Aile Sağlığı Merkezleri’ni (ASM) de etkiledi. Pek çok ASM, mülkiyeti özel kişilere ait olan binalarda hizmet veriyor ve son dönemde fahiş kira bedelleri nedeniyle ev sahipleri ile sıkıntı yaşıyor. ASM’nin kira sözleşmesi bitmeden binayı tahliye etmek isteyen mülk sahipleri de var, hekimi mahkemeye veren de... Aile hekimleri, kamu sağlığı hizmeti verdiklerini ve ASM binalarının kamu binaları olması gerektiğini vurgulayarak, sorunun çözümü için Sağlık Bakanlığı’nın bir an önce gereken adımları atması gerektiğini söyledi.
Düzce’de 2005 yılında pilot uygulama ile başlayan, ardından kademeli olarak yurt geneline yayılan aile hekimliği sisteminde sorunlar her geçen gün daha da katmerleşiyor. Çoğunluğu özel mülklerde hizmet veren ASM’lerde aile hekimleri önce hizmet verecek bina buluyor ve kiralamasını yapıyor, ardından kendilerine verilen cari gider ödemesi ile binanın fiziki şartlarını, iç donanımını düzenliyor. Aile hekimleri son günlerde, ya kiracı durumda oldukları binanın satışı ya da mülk sahiplerinin istediği yüksek kira bedelleri ile yaşadıkları sorunlarla da gündeme geliyor. Bu sorunları yaşayan hekimlerden biri de Antalya’da aile hekimliği yapan Dr. Alper Bağcı.
25 BİN LİRALIK KİRA
BirGün'den Sibel Bahçetepe'nin haberine göre; aynı zamanda Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Hukuk Komisyonu üyesi de olan Bağcı, Konyaaltı’nda aile hekimliği yaptığını belirtti. Bağcı, "Konyaaltı’nda 40 tane aile hekimi ve 14 ASM binası var. Bu binaların da yalnızca biri kamuya ait. Binalar apartman dairelerinin, camilerin alt katlarında sağlık kurumu bile olacak yerler değil” dedi.
Devletin verdiği cari gider ödemesinin artan enflasyon karşısında yetersiz kaldığına dikkat çeken Bağcı “Son aylarda, hatta son bir yılda artan enflasyon ve hayat pahalılığı, ekonomik kriz hem ev hem işyeri kiralarını arttırdı. Konyaaltı’da kiralar o kadar uçtu ki 1+1 bir evin kirası 25 bin lira. Mülk sahibi ile mahkemelik olmuştuk. Mahkemeden dün karar çıktı ve ay sonuna kadar tahliyemiz isteniyor. İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşmeler gerçekleştirdik, kamuya ait olan bir ASM’ye geçme durumumuz var" diye konuştu.
"KAMU BİNALARI OLMALI"
Antalya Kemer’de aile hekimliği yapan Dr. Hülya Uçak da mülk sahibi ile sıkıntı yaşayan hekimlerden biri. 2013 yılında ASM binasını kiraladığını anlatan Uçak “Çok eski, beton zemini dahi olmayan bir evi komple tadilat ettirip ASM haline getirdim. Bunun için tüketici kredisi çektim ve 16 bin dolardan fazla para harcadım, ev sahibi ile de 10 yıllık sözleşme yaptık. Ancak son dönemde Antalya’da da kiralar 3-4 kat artınca sorunlar yaşamaya da başladık" dedi. Bina sahibinin aralık ayından bu yana binayı boşaltmaları gerektiğini söyleyen Uçak, tehdit edildiğini, bu nedenle Sağlık Bakanlığı’nın konuya ilişkin beyaz kod verdiğini anlattı. Uçak, suç duyurusunda bulunduğunu anlatarak, "Benim gibi sıkıntılar yaşayan çok doktor arkadaşım var" diye konuştui.
Uçak, şöyle devam etti: "ASM binasını bulmak, uygun tadilatı yaptırmak, kiralamak doktorun görevi olmamalı... Hangi hakim duruşma salonunu buluyor, kiralıyor. Hangi öğretmen ders vereceği sınıfını cebinden kiralıyor? Bina sahipleriyle biz değil bakanlık ya da il sağlık müdürlükleri kira sözleşmesi imzalamalı. ASM binaları kamuya ait olmalı, biz ev sahipleri ile uğraşmamalıyız, koruyucu sağlık hizmeti vermeliyiz. Bakanlığın bir an önce kamu ASM binaları yaparak bu sorunu çözmesi şart oldu. Bizlerin 1.basamakta yaptığı koruyucu sağlık hizmetlerini güçlendirerek, destek olarak iyileşir."
"VERİLEN SÖZLER TUTULMADI"
AHASEN Başkanı Dr. Gürsel Özer de ASM binalarının kamu binaları olması gerektiğine dikkat çekti. Ev sahipleri ile sıkıntı yaşayan aile hekimlerinin sayısının giderek arttığını söyleyen Özer, özetle şunları kaydetti:
“Bakanlık aile hekimliği uygulamasına geçtiğinde 4 bine yakın hasta sayısını aşağı çekecekti, hak kayıpları olmayacak ve binaları da kamu binası olacaktı. Verilen sözler tutulmadı, sistem tıkandı. İnsanlar hastanelerden hizmet alamıyor, aciller, poliklinikler iyice tıkandı. Aile hekimleri kiralarını ödemekte zorlanıyor. Mülk sahipleri pazarlık dahi yapmıyor, hekimi taciz ediyor, dava açıyor. Tek kurtuluş yolumuz var, birinci basamak sağlık kuruluşuna yönelmek. Bakanların, bürokratların sözlerinde durmalarını bekliyoruz.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.