Özgür Özel'den süreç çağrısı: Meclis çatısı altında çözülmeli
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu.
CHP lideri Özgür Özel, Edip Akbayram'ı anarak konuşmasına başladı.
Özel, "Edip Akbayram yalnızca şarkılarıyla her birimizin hayatında iz bırakmış bir müzisyen, bir sanatçı değil, aynı zamanda yaşantısıyla da bizlere örnek olan bir mücadele insanıydı. Her daim işçinin, emekçinin, ezilenin hikayesini anlattı. Kendi tabiriyle ezilenlerin melodik sesiydi. Cumhuriyetin sanatçısıydı. Cesaretini halktan alıyordu. O yüzden herkesin hocaefendi diye peşinden koştuğu zamanlarda FETÖ örgütünün ödülünü reddetme cesaretini gösterebilmişti" dedi.
Sivas Katliamı sanıklarının tahliye edilmesine tepki gösteren Özel, AYM'nin uygulanmayan diğer kararlarına dikkat çekti.
Sivas Katliamında zamanaşımı olamayacağına dikkat çeken Özel, şunları söyledi:
"İçerideki sanıklardan bir tanesinin 4 yıl önce AYM'ye yapmış olduğu bir başvuru kendisi açısından sonuç verdi. Bir anda bütün Madımak katilleri açısından sonuç verdi. Başvurusu şuydu. 2023'te başvurdu. Şubat 2025'te uygulamaya kondu. Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay Selahattin Demirtaş, Osman Kavala için verdiği kararları uygulamayanlar Anayasa Mahkemesi'nin Sivas katilleri için iyi halden yararlanabilirler terör örgütü üyesi değiller kararı üzerine aslında insanlığa karşı bir suç olduğu için zaman aşımı olmayacağı halde bazı sanıkları zaman aşımından yararlandırtanlar. Bazılarını çok daha beter durumdaki insanlar koğuşlarında can çekişirken onlara kullandırtmadığı hakları Hayrettin Gül ve Ahmet Turan Kılıç için af yetkisi kullananlar bu sefer de bir AYM kararını araçsallaştırarak bu şubat ayı içinde 29 caniden 23'ünü serbest bıraktılar. 6 suçlunun da ilerleyen günlerde tahliye edilmesi bekleniyor. Ve Erdoğan zamanaşımı kararında mikrofon tutulduğunda şunu demişti. Milletimiz için hayırlı olsun. Sayın Erdoğan her zamanki gibi safını seçmiş. Biz de safımızı belli edelim. Erdoğan, Madımak'ta da Kartalkaya'da da yakanlardan yana biz de yananlardan yanayız"
Erdoğan'a çağrı: Çıkabiliyor musun pazara
Özel, TÜİK'e yükelenerek ekonomiye dair eleştirilerini dile getirdi.
"Mutfaktaki yangın, pazardaki yangın, cüzdandaki yangın anaların, babaların, dedelerin, ninelerin yüreklerini yakmaktadır ve bu şartlar altında bir Ramazan ayına Türkiye boynu bükük girmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu şubat ayı enflasyonunu yüzde 2.3 yıllık enflasyonu 39.1 ilan etti. TÜİK'e inanmayan hatta hep söylüyoruz. TÜİK Tayyip'i üzmeyen istatistik kurumunun baş harfleri. O ne istiyorsa onu çıkarıyorlar. Bir grup bağımsız akademisyen kimsede onların dediğine yanlış diyemiyor. Çünkü TÜİK bu rakamları nereden buldun deyince bu ürünü geçen sene bu markette sormuştum. Bu sene de aynı markette sordum diye açıklamayı bıraktı. TÜİK'in fiyatı nereden aldığı kendinde sır. Enflasyon yüzde 40. Oysa Enag tam da beyaz peyniri geçen sene şurada sordum. Geçen ay burada sordum. Bu ayda aynı yerde sordum. Öbür ayda aynı yerde sordum. Bir yıl sonunda fiyatlar bunlar. İspatı bunlar diye ilan eden bir kuruluş. O da enflasyonu TÜİK'in tam iki katı yüzde 80 bulmuş. Ben buradan Anadolu'nun dört bir yanında AK Parti'ye, MHP'ye oy veren TÜİK'in açıkladığı fiyatlara göre maaşlarına zam alanlara soruyorum. Geçen sene bugün 50 lira olan mal eğer geçen sene bugün 50 lira olan mal bugün sokakta, pazarda, markette 70 liraysa TÜİK haklı, 90 liraysa Enak haklı. Hesabı kitabı kendiniz yapın. 100 liralık mal 140 liraya çıktı diyorlar. Ben esnafı gezdiğimde çocuk elbisesi soruyorum tam iki katına çıkmış.
"2,5 katına çıkmış. Kıyma soruyorum. Kıymayı bırak diyor. Millet kuyruk yağı alamıyor diyor. 420 lira oldu kilosu diyor. Pazardaki rakamlar Türkiye Ziraat Odaları Birliği pazarda Ramazan başında 39 ürüne baktık diyor. 39 ürünün 36'sına astronomik zam gelmiş. Lahananın fiyatı. Ben demiyorum. Türkiye Ziraat Odaları Birliği diyor. Lahananın fiyatı bir yılda yüzde 160 arttı diyor. Kabaktaki artış yüzde 94. Limondaki artış yüzde 80 diyor. Ama TÜİK enflasyon yüzde 40 zammı da buna göre de yapmayın. Beklenti olana göre yapın yüzde 30 yapın diyorlar ve bugünkü şartları yaratıyorlar. Ücretsiz ve kaliteli olması gereken eğitim ise en büyük rant mekanizmasına dönmüş. Geçen ay eğitimdeki eğitim masraflarındaki artış tam yüzde 10. Şubatta kiraya yapılacak zam oranı yani 12 aylık enflasyon ortalaması yüzde 53.8 oldu. Yoksulun en çok baktığı kalemlerde gıda ve ulaştırmada fiyat artışları yine ayın en yüksek seviyelerinde gerçekleşti. Bir de bir yandan çıkmışlar enflasyon düşüyor diyorlar. Buradan usanmadan, bıkmadan bir kez daha tekrar ediyorum. Enflasyon düşmesi fiyat düşmesi demek değildir. Bir an için enflasyonun TÜİK'in dediği yüzde 40'ta olduğunu kabul etsek dahi bu 100 liralık ürün 140 lira oldu demektir. Hayat pahalılığı geçiyor. Enflasyon düşüyor lafı. Hayat pahalılığıyla enflasyonu aynı anda zikretmek milletin aklıyla alay etmektir. Bugün Türkiye'deki gerçek enflasyon yüzde 80'dir. Geçen sene 100 lira olan mal bugün 180 liradır. Buna inanmayan sokağa çıkacak. Buna inanmayan bunu yalanlamak isteyen Erdoğan o sıcak salonlardan çıkacak. Alkışlattırdığı, atadıklarına kendine alkışlattırdığı salon siyasetinden çıkacak sokağa, markete, bakkala, esnafa, çarşıya ve pazara gidecek. Pazarda vatandaşa soracak. Bu geçen sene kaç paraydı? Bu sene kaç para? yüzde 80'in altında çıkıyorsa Özgür Özel olarak çıkıp ondan özür dileyeceğim. Çıksın bakalım pazara. Hadi bakalım pazara."
Özgür Özel, Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısı ve ardından devam eden sürece ilişkin konuştu. Demokratikleşme uyarısı yaptı. Dolmabahçe mutabakatını hatırlattı.
Abdullah Öcalan'a sihirli değnek değmedi diyen Özel, Meclis çatısı altında sorunların çözülmesi yaptı.
Özel, “Açık çağrı yapıyorum; Öcalan'a bir sihirli değnek değmesi ile, her şey yoluna girecek denmesiyle çözülmez, bunun gerçekliği yok. Böyle bir sorun çözülecekse demokratikleşme ile Meclis çatısı altında çözülecek. Gazeteciler, Gezi tutukluları, Krdü Türk'ü yerel yönetimciler içerideyken, kayyım uygulamaları devam ediyorken bu ülkede bir çözüm mümkün olmaz. Çıkar ilişkilerine dayalı bir ilişki olursa bu işin sonunda Kürtler de Türkler de kaybeder. 2015'te doğru bir süreç yönetilmeseydi, o günden bu güne akan kan, gözyaşı olmazdı.
Ve şimdi biz yeniden bu sorunun bu meclis çatısı altında çözülmesini savunuyoruz ve bu sorunun bu meclisteki demokratikleşme adımları atılarak Türkiye'de bir büyük demokratikleşme çabasının içine girilerek kanunlar yapılarak bu meclis çatısı altında çözülmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz ve bu sürecin tam bir samimiyet, tam bir şeffaflık ve tam bir toplumsal mutabakatla sürdürülmesi gerektiğinin altını kalın kalın bir kez daha çiziyoruz.
Kapalı kapılar ardından yapılan pazarlıkların al ver ilişkilerinin bu milletten ne kadar saklanmak istense de bu milletin her şeyden haberi olanın bunlardan da haberi olduğunu bildiğini biliyoruz.
DEM Parti'ye çağrı
Despotik bir iktidar herkesi pataklayıp hapse tıkacak, sonra da demokratikleşme konuşulacak. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sorumluluk almalıdır. Al ver pazarlığının içinde olmadık, sonunda da olmayız. Bu yol ancak tam demokrasi ile olur. Kim Kürt sorunu çözülsün istiyorsa, bilhassa DEM Parti, demokratikleşme paketinde yer almalıdır. Demokratikleşme paketine varız, kim geliyorsa hodri meydan.
Dünyada da Türkiye'de de böyle bir sorun çözülecekse demokratikleşmeyle çözülecek. Böyle bir sorun çözülecekse meclis zemininde çözülecek. Milletvekillerinin konuşması, tartışması teker teker sorunları çözmesiyle çözülecek."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.