Murat Emir: Tek adamın yargıyı kontrol etme çabasının uzantısı olarak Anayasa çiğnenmiştir

Murat Emir: Tek adamın yargıyı kontrol etme çabasının uzantısı olarak Anayasa çiğnenmiştir

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyon'da Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliği aday belirleme seçiminde AK Parti milletvekillerinin ad çekme yöntemi yerine tekrar oylamayı talep etmesi üzerine CHP milletvekillerinin komisyonu terk etmesine ilişkin açıklama yaptı. Emir, "Anayasa yargısına gideceğiz. Tek adamın yargıyı her şekilde ve bütünüyle kontrol etme çabasının uzantısı olarak Anayasa çiğnenmiştir" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyon'da Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliği aday belirleme seçiminde AK Parti milletvekillerinin ad çekme yöntemi yerine tekrar oylamayı talep etmesi üzerine CHP milletvekillerinin komisyonu terk etmesine ilişkin açıklama yaptı. Emir, "Anayasa yargısına gideceğiz. Tek adamın yargıyı her şekilde ve bütünüyle kontrol etme çabasının uzantısı olarak Anayasa çiğnenmiştir. Biz bu oyunu bozuyoruz, bu oyunun bir parçası olmadık ve bu oyunu halkımızla beraber bozacağız. Genel Kurul’da şikayet ederek bozacağız ama bu hukuksuzluğa, Anayasa tanımazlığa, haksızlığa ve Türkiye’de kuvvetler ayrılığını tamamen bitiren defakto duruma asla boyun eğmeyeceğiz" dedi.

TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu, Hakimler Savcılar Kurulu'nun (HSK) görev süresi dolacak 5 üyesinin yerine seçilecek 15 adayı belirlemek için dün toplanmıştı. İlk adayın seçimi sırasında ilk iki turda yeterli oy sayısı bulunamayınca en yüksek oyu alan iki aday arasında ad çekme işlemine geçilmiş ancak CHP ve Yeni Yol Partisi milletvekilleri, AK Parti milletvekillerinin ad çekme yöntemi yerine tekrar oylamayı talep etmesi üzerine komisyonu terk etti.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve CHP'nin TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu üyesi milletvekilleri,  Anayasa'nın çiğnendiği gerekçesiyle komisyonu terk etmelerine ilişkin TBMM'de bugün basın toplantısı düzenledi. 

Komisyonda yaşananlara ilişkin açıklama yapan CHP'li Emir, şunları söyledi:

"2017 Anayasa değişikliğiyle OHAL koşullarında bir tek adam rejimi inşa edildi; yasama, yürütme ve yargı bir kişiye bağlandı ve bugün yaşadığımız ağır hukuk ihlallerinin, ağır adaletsizliklerin, tutuklulukların, cumhurbaşkanı adaşımız Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinde tutsak tutuluyor oluşunun, protesto eylemi yaptıkları ve anayasal haklarını kullandıkları için cezaevinde tutulan gençlerimizin ve daha birçok hukuk skandalının altında bu tek adam rejimi yatmaktadır. Tayyip Erdoğan neredeyse tek başına 6 üyeyi kendisi atayarak, 7 üyeyi de bir şekilde Meclis’ten kendi çoğunluğuna güvenerek geçirerek yargıyı bire bir dizayn etmektedir. HSK, hakimlerin ve savcıların özlük hakları ile, tayinleri, terfileri ile görev yerleri ile ilgili birinci dereceden belirleyici kurumdur. Dolayısıyla yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığın en önemli yeridir. HSK’yı kontrol ettikleri için de Türkiye’de artık bağımsız ve tarafsız yargıdan bahsetmenin olanağı kalmamıştır. HSK’nın yapısı, HSK’nın ne kadar bağımsız olduğu, HSK’nın siyasi baskıdan ne kadar azade olduğu son derece önemlidir. Bu nedenle biz HSK seçimlerini son derece önemsiyoruz ve ciddi hazırlıklarla bu komisyona girmiştik.

"Yerleşik bir uygulama söz konusu değildir, bugüne kadar ad çekme söz konusu olmamıştır"

Anayasa’nın her an ihlal edildiği, Anayasa çiğnemenin neredeyse bir alışkanlık haline geldiği, Anayasa’nın beğenmedikleri herhangi bir maddesini o an için, günlük ihtiyaçlarına göre askıya alabildikleri bir süreç içerisindeyiz. Anayasa 159, HSK’nın nasıl oluşacağını, seçiminin nasıl yapılacağını açıkça yazmış. Dün 5 statü için 15 aday üye belirlenecekti. Burada yapılması gereken, Meclis’e gidecek her bir statü için belirlenecek 3 adayın ayrı ayrı oylanması ve oylamada eğer beşte üç çoğunluk sağlanamazsa ikinci turda oylamanın bitirilmesi ve ad çekme işleminin yapılmasıdır. Ama Anayasa bunu niye söylüyor? Çünkü yargı bağımsız ve tarafsız olsun diye. Bu ucube rejimdeki HSK yapılanmasında bile Anayasa, ‘Aranızda uzlaşın çünkü yargının tepesine yargıç seçiyorsunuz. Bütün hakimleri, savcıları atayacak, görevlendirecek, görevden el çektirecek heyeti seçiyorsunuz, bu nedenle uzlaşın’ diyor. Kurayı son seçenek olarak koyuyor ki kuraya kalmasın.

Dün daha önce bir yerleşik içtihat olmadığı gerekçesiyle bir dilekçe sunduk komisyona. 2017’de HSK seçimi yapıldı ve biz bu sırada Cumhur İttifakı çoğunluğu beşte üçü geçtiği için seçimlere katılmadık ama seçim yönteminin tek tek yapılması gerektiğini tutanaklara derc ettirdik ve itiraz ettik yönteme. 2021’de Anayasa’nın öngördüğü gibi uzlaşı söz konusu oldu ama yöntemde uzlaşı olmadı ve o zamanki sözcülerimiz de yine komisyonun başında oylamaların tek tek yapılması gerektiği konusunu ısrarla söylediler ve yapılan uygulamaya itiraz ettiler. O zaman bize dendi ki, ‘Evet, sizin yorumunuz doğrudur, Anayasa okuyuşunuz doğrudur. Her bir hukukçu Anayasa’yı okuduğunda anlar ama bunlara rağmen eğer bu olmuyorsa da biz hızlıca yapıverelim, nasılsa uzlaştık’ dendi, biz buna itiraz etmiştik. Yerleşik bir uygulama söz konusu değildir, bugüne kadar ad çekme söz konusu olmamıştır. Neyle neyin kurasını çekeceksiniz?

"İki adamını torbaya koyup da kura çekince bunun adı kura çekmek olmuyor"

Bir yalanla daha karşı karşıyayız. Bazıları servis ediyorlar, "CHP ile AKP uzlaşmış, son güne kadar razıymış ama son gün birden vazgeçmiş CHP." Akılları sıra bu hukuksuzluğu Türkiye kamuoyuna dayatmaya çalışıyorlar. Bu bir yalandır, asla uzlaşı söz konusu olmamıştır. Her defasında Anayasa’nın emrettiği gibi karma komisyona gireriz, görevimizi yaparız ve ona göre de beşte üç çoğunluk bulunamıyorsa ad çekme yöntemine başvurulur ve neyse sonucuna hep birlikte katlanırız diyorduk. Dün yapılan tek tek oylama yerine blok listenin oylanması, sonrasında da yapılan üçüncü tur işlemi tamamen anayasal dayanaktan yoksundur. Anayasa 159 çiğnenmiştir, Anayasa ayaklar altına alınmıştır. ‘Bizimkiler olsun torbada, bizimkileri çekelim. Böylece Anayasa’ya uymuş gibi görünelim’ ama öyle bir şey olmadı. İki adamını torbaya koyup da kura çekince bunun adı kura çekmek olmuyor. İkinci tur oylamadan sonra kura çekseler en çok oy alan kendi önerdikleri aday, bir sonraki aday kendi listelerinde olmayan bir aday. Bunu yapmamak için üçüncü tur oylama ihdas ediyor kafasında, oyları dağıtıyor. Kendi adamlarından birini ikinci yapacak kadar oy veriyor. Kendi adamlarını kuraya sokuyorlar ve diyorlar ki, ‘Biz Anayasa’nın hükmüne uyduk.’

Komisyondan çekildik. Anayasa yargısına da gideceğiz. Her tür olanağı zorlayacağız. Milletimize de şikayet ediyoruz. Dün Anayasa çiğnenmiştir. Tek adamın yargıyı her şekilde ve bütünüyle kontrol etme çabasının uzantısı olarak Anayasa çiğnenmiştir. Biz bu oyunu bozuyoruz, bu oyunun bir parçası olmadık ve bu oyunu halkımızla beraber bozacağız. Genel Kurul’da şikayet ederek bozacağız ama bu hukuksuzluğa, anayasa tanımazlığa, haksızlığa ve Türkiye’de kuvvetler ayrılığını tamamen bitiren defakto duruma asla boyun eğmeyeceğiz."

Tezcan: "Karma Komisyonu AK Parti Grup Başkanı yönetti uzaktan"

CHP Aydın Milletvekili ve Karma Komisyon üyesi Bülent Tezcan da dün komisyonda yaşananlara ilişkin şu açıklamayı yaptı: 

''Anayasa’nın 159. maddesi mealen diyor ki, ‘TBMM, HSK’ya üye seçerken uzlaşmak zorundadır. Onun için de bir oy fazla alan istediği adayı seçebilir demiyorum. Onun yerine üçte ikiyi, onu bulamazsan beşte üçü bulacaksın, onu da bulamazsan kura çekilecek’ diyor. Yani basit çoğunlukla oyu fazla olanın istediğini HSK üyesi yapmasını anayasa koyucu istemiyor. Komisyon çalışması başlarken 15 üye için ayrı ayrı oylama yapmamız lazım dedik, yapmadılar. Bunu bir şark kurnazlığı içerisinde yapmadıklarını biliyorduk. Bunun yerine çoklu oy kullanma yöntemini getirdiler. Sebebi de en son kuraya kalma ihtimalinde kura torbasını bir dolandırıcı torbası gibi canı istediklerini torbanın içine atıp kendi parmak hesaplarıyla torbanın içine kendi arzu ettiklerini koymanın peşindeydiler. Bu kötü uygulamada bile 15’te bir üyenin kuraya girme ihtimali çıktı. Anayasa’da yazmayan bir üçüncü tur oylama icat ettiler.

Bunu telefonla talimat alarak icat ettiler. Ne yazık ki karma komisyon başkanı AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’i aradı. Yani karma komisyonu AK Parti Grup Başkanı yönetti uzaktan. Uzaktan kumandalı bir karma komisyon oluşturuldu ve göz önünde hukuka, Meclis’in çalışma alanına, milletin hukukuna açıkça tecavüz edildi. Bunu, Türkiye’nin her yerinde hukuku katleden Akın Gürlek gibi hukuk tanımaz kişileri koruyacak bir şemsiye yaratabilmek için yapıyorlar. İstanbul’da CHP cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na karşı yürütülen iftira, kumpas soruşturmalarının hukuki olarak bir kurul tarafından korunabilmesi, bunun böyle bir güvence altında yapılabilmesi, hukuksuzluğun, iftiranın kumpas davaları ve soruşturmalarının güvence altına alınabilmesi için talimatlı üyeleri oraya göndermek için yapıyorlar. Burada yapılan iş, TBMM’nin HSK’ya üye seçmesi için değil, talimatlı iş yapacak kişileri belirleyip önceden kurgulanmış bir tezgahla görevlendirilmesiydi. Bu milletin hukukuna tecavüzdür. Hukuk güvenliğini ortadan kaldırmaya dönük açıkça Meclis eliyle günlerdir Türkiye’de devam eden darbe girişimine destek verme çabasıdır. 19 Mart darbesinin izlerini dün Meclis’teki çalışmaların içerisinde de gördük.''

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.