İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne; "Çıplak Semazen" diye tepki gösterilen sanatçı aslında kim
Geçtiğimiz gülerde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde “Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi” gerçekleşti. Etkinlik kapsamında da 10 Eylülde bir gala yemeği düzenlendi
Geçtiğimiz gülerde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde “Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi” gerçekleşti. Etkinlik kapsamında da 10 Eylülde bir gala yemeği düzenlendi
Gala yemeğinde dünyaca ünlü sufi dansçı Ziya Azazi sahne aldı.
Muhteşem vücut kontrolü sebebiyle çoğu otoritenin takdirini toplayan ve Avusturya'da "En İyi Erkek Dansçı" ödülünü alan Ziya Azazi, bizde bazı çevrelerce "Çıplak Semazen" olarak tanımlandı.
Son dönemde sosyal medyada temelsiz çıkışlarıyla yer alan AKP'li Öznur Küçüker Sirene, bu dansa tepki gösterenlerin en başında geliyor.
10 Eylül’de düzenlenen gala yemeğine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği Büyükelçisi Nikolaus Meyer Landrut ve 65 ülkenin delegasyon üyelerinin yanı sıra CHP’nin önemli isimleri katıldı.
Galada misafirlerini selamlamak üzere kürsüye çıkan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, insanlığın yeni bir dönemeçte olduğunu ve yeni bir kültürel temele ihtiyaç olduğunu iddia etti.
Soyer “Bu nedenle, cesur adımlar atarak yerelde ve evrensel ölçekte uygulanabilecek yepyeni bir kültür yaklaşımını oluşturmak zorundayız. Bu zirvede tarifini yaptığımız ve resmi deklarasyonda da yer verdiğimiz bu yeni yaklaşımın adı: ‘Döngüsel Kültür’. Döngüsel kültür, kültürün dört ana bileşenini birbirine bağlıyor. Doğamızla uyum. Geçmişimizle uyum. Birbirimizle uyum. Ve son olarak, değişimle uyum” dedi
Bu olayı, geleneksel Mevlevi kültürüne yapılmış bir saygısızlık olarak yorumlayanlara "Çıplak Semazen" olarak tanımladıkları Ziya Azazi'nin kim olduğunu anlatmakta yarar var
1969 yılında Antakya Türkiye’de doğdu. 1986-1991 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Madencilik Fakültesi’nde eğitim gördü ve bu sırada jimnastik eğitimi aldı. 1990’dan 1994’e kadar İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda ilk koreografik çalışmalarını yaptı.
1994-1998 yılları arasında Tanz Atelier Sebastian Prantl (TAW), Tanz Hotel ve Willi Dorner ile birlikte çalıştı. 1999'da Viyana'da 'Unterwegs Tabula Rasa' adlı solo performansını sahneledikten sonra Summer Dance Week Vienna (Dance Web) tarafından bursla ödüllendirildi ve kendisine Ballet İnternational Dergisi tarafından “Avusturya’da Yılın En Çok Öne Çıkan Dansçısı” unvanı verildi.
1999'da ilk kez geleneksel sufi dansını araştırmaya başladı.Bu dansı farklı koreografilerle yorumlayarak 'Work in Progress I' (2001),'Work in Progress II' (2003) solo koreografilerini oluşturdu. Bu süreçte Vienna Volksoper, Theaterhaus, Stuttgart ve Grand Théâtre de Genevre ile çalışmalarına devam etti.
Bu yıllarda geleneksel danslara olan ilgisini sürdüren sanatçı, bu danslardan edindiği deneysellik ve tekrar bilgisini kendi sanatsal ve duygusal yönelimleriyle birleştirdi. Bu dönemin ürünleri olan 'Dervish in Progress' (2004) ve 'Azab' (2005) adlı iki solo çalışmasını, daha sonra birleştirerek 'Dervish' adlı eserini oluşturdu.
Solo dansının gücünü; devam eden araştırmalarıyla zenginleştirirken, farklı disiplinlerle etkileşim halinde kalmayı da sürdürdü. Bu dönemde Fransız Müzisyen Serge Adam'la birlikte 'Icons'(2007) adlı projesini geliştirdi. Bu projede, ikonlaşmayı ve geleneksel ile kurulan ilişkileri sorguladı.
Geleneksel ile ilgili sorgulamaları, tekrarın nitelikleri ve yaşam döngüsü üzerine uzun yıllar süren araştırmaları, onu solo dansına ateşi eklemeye yöneltti. Ateşin doğal özelliklerini dansıyla harmanlayan sanatçı, bu süreçte ortaya çıkan çalışmasına “Ember” (2010) adını verdi.
Ateş ile olan etkileşimi, dönüş hareketi üzerine çalışmaları ve döngüsellik kavramı üzerine düşünceleri “Enerji”(2012) adlı projesinin oluşmasını sağladı. Bu projesinde, yine farklı disiplinlerle çalışmayı tercih etti; enerjinin sonsuz dönüşümünü ve onun estetiğini seyircisiyle paylaştı.
Sanatçı, son projesi “Bolero” (2014) da ise, Ravel’in müziğindeki muhteşem tekrar döngüsü ile kendi dansının estetiğini birleştirdi. Bu solosunda yıllar içinde geliştirdiği tüm tekniği yansıtmanın yanı sıra teknolojinin imkanlarını da kullanarak seyircisine farklı bir dans dinamiği sundu.
Kariyeri boyunca dansçı ve koreograf olarak birçok ürün ortaya koymasının yanında, workshoplara da çok önem verdi. Zaman içerisinde edindiği tüm tecrübeleri aktarmaya çalışarak, insanların sınırlarını genişletmesinde ve kendi içlerindeki gücü keşfetmelerinde rehberlik etmeye çaba gösterdi.
Şu anda Viyana’da yaşayan sanatçı, yeni projeler üretmeye ve workshop çalışmalarına devam etmektedir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.