Yaşanan depremler sonrasında sağlıkçılar barınacak yer bulmakta zorlandı: Güvenleri de sarsıldı
Balıkesir’deki depremin ardından sağlık kuruluşlarının fiziki durumu, erişilebilirliği ve sağlık emekçilerinin çalışma koşulları yeniden tartışma konusu oldu.
Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos’ta meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem, yalnızca yapıları değil, sağlık sistemine olan güveni de yerle bir etti.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu, Balıkesir ve Bursa Tabip Odaları ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Balıkesir Şubesi yöneticilerinin yaptığı çalışmaya göre, Sındırgı Devlet Hastanesi’nin A ve B bloklarının daha önce “depreme dayanıksız” raporu olmasına karşın çalışır dumunda bulunduğu ortaya çıktı. TTB raporunda, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) başta olmak üzere kamu kurumlarının Şubat 2023 depremlerinden ders çıkarmadığı vurgulandı.
VERİLER ORTAYA KOYDU
Cumhuriyet’e konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, Türkiye genelinde sağlık kuruluşlarının depreme dayanıklılık düzeyinin oldukça yetersiz olduğuna dikkat çekerek, “Aile sağlığı merkezleri (ASM) üzerine yaptığımız araştırmalar, bu durumun boyutlarını ortaya koyuyor: ASM’lerin yalnızca yüzde 28.7’si kamu eliyle inşa edilmiş, geri kalanı zemin kattaki kiralık veya apartman benzeri yapılarda faaliyet gösteriyor. Yüzde 41.5’i 1999 Marmara depremi öncesinde yapılmış, son beş yılda sadece yüzde 8.5’i yenilenmiş. Yüzde 8.5’inin test sonucu ‘güvensiz’ çıkmış. Afet ve deprem planı olan ASM oranı sadece yüzde 17.4. Ayrıca yüzde 49.5’inde bina dışında bir bekleme/toplanma alanı dahi bulunmamakta” ifadelerini kullandı.
‘BİR HALK SAĞLIĞI MESELESİ’
Türkiye’de sağlık yapılarının güvenilirliğinin bir halk sağlığı meselesi olduğunu vurgulayan Azap, “İl ve bölge referans hastaneleri, üniversite hastaneleri, travma merkezlerinde yoğun bakım, ameliyathane, acil servis gibi kritik birimlerin bulunduğu bloklar, ‘hemen kullanım’ için hazır olmalıdır. Hasar kaydı bulunan veya 2023 depremlerinde yapısal sorun yaşamış binalar derhal analizi sürecine alınmalıdır” diye konuştu.
Azap,“Hastanelerin yapısal olarak zarar görmesi sağlık hizmetinin aksayacağı anlamına gelir” diye ekledi.
Afet sonrası sağlık çalışanlarının fiziksel ve psikolojik olarak yeterli desteği alamadıklarını ifade eden Azap, “TTB ve sağlık emek-meslek örgütlerinin saha raporlarına göre, Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman başta olmak üzere birçok ilde sağlık çalışanları konteyner, çadır ya da hastane odalarında barınmak zorunda kaldı. Hatay’da Kahramanmaraş’ta, Adıyaman’da pek çok hekim ve sağlık çalışanı arabalarında uyumak zorunda kaldı. Sıcak suya erişim günlerce sağlanamadı. Bu durum, mevzuatta tanımlı ilk 72 saatlik güvenli barınma hedefinin sahada gerçekleşmediğinin somut göstergesidir” diye konuştu.
TTB’nin 30. ay raporuna göre Hatay’da görevlendirilen hekimlerin barınacakları güvenli bir ev bulmakta zorlandıkları belirtildi. Bilimsel verilerin bu eksiklikleri doğruladığı aktarılırken TTB’nin 2023 deprem bölgesi saha değerlendirmeleri, afet sonrası sağlık çalışanlarının yüzde 40’ından fazlasının güvenli ve insani standartlara uygun barınma imkânına ulaşamadığını ortaya koydu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.