Seçil Erzan'ın mahkemeye yazdığı 109 sayfalık mektup ortaya çıktı: 'Yazımın çirkin olmasından dolayı özür dilerim'
Futbol dünyasının önemli isimlerini fon adı altında dolandırdığı iddiasıyla tutuklanan bankacı Seçil Erzan’ın, yargılandığı mahkemeye 109 sayfalık mektup yazdığı ortaya çıktı. Mektupta içini döken Seçil Erzan, “Yazımın çirkin olmasından dolayı özür dilerim. Ellerimin titremesi hiç durmuyor ve buradaki olanaklar kısıtlı ve çok zor” ifadelerini kullandı.
'Özel fon' adı altında aralarında Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın da olduğu 29 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla yargılanan eski banka müdürü Seçil Erzan ile diğer 6 sanığın yargılanması İstanbul 41'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor.
109 SAYFALIK MEKTUP YAZMIŞ
Sabah'ta yer alan habere göre Erzan'ın yargılamanın yapıldığı mahkemeye 109 sayfalık mektup gönderdiği ortaya çıktı.
Mahkeme başkanına el yazısı yazdığı mektupla içini döken Erzan, yaşadıklarını tek tek anlatarak mahkeme başkanından gerçekleri ispat edebilmesi için yardım talep etti. Yazdığı mektupta kimden ne kadar para aldığını ve ne kadar geri ödediğini dile getiren Erzan, kendisinin de 1 milyon 600 bin dolar bir mağduriyetinin bulunduğunu aktardı.
"Yazımın çirkin olmasından dolayı özür dilerim. Ellerimin titremesi hiç durmuyor ve buradaki olanaklar kısıtlı ve çok zor" diyen Erzan, "Bu saatten sonra benim için, yaşamamın hiçbir öneminin olmadığı, sadece annemi görebilmek için dayanmaya çalıştığım çok zor acı bir sınavla sınanıyorum. Dayanmaya çalışıyor, çırpınıyorum" ifadelerini kullandı.
"Sizden beni bir psikolog gözü ile dinlemenizi, anlamanızı talep etmiyor böyle bir düşünce ile yazmıyorum" diyen Erzan, mahkeme başkanına, "Sadece tüm samimiyetimle özetleyerek bugüne kadar yaşanan her olayı, kişileri anlatıp, her şeyi eksiksiz bilmenizi istiyor ve gerçekleri hukuk ve adalet ile ispat edebilmem için yardım talep ediyorum" şeklinde seslendi.
Erzan mektubunda, "Arda Turan'ın çok yüklü söylediği gibi nakidi yoktu. Mert Çetin ev almak için herkesi yönlendirmeye çalışıyor, arıyordu. Ayhan Akman, Zekeriyaköy'deki inşaat projesine benden almak istediği faizler ile başlamak istiyordu. Bu kişilerin mal varlıkları çok fazlaydı ancak nakit sıkışıklıkları ya da yaşamak istedikleri, yaşadıkları hayat standardını arttıracak gelirler yoktu. Bunu benden talep ediyorlardı" dedi.
Mektubunda, o dönem Arda Turan'ın İspanya'da vergi sıkıntıları yüzünden acil yüklü paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen Erzan, "Çok pahalı bir araç almış, ödemesini yapmak istiyor, ev pazarlıkları yapıp, sözler verdiğini sonradan öğreniyordum. Anaparasının neredeyse tamamını aldığı halde bir o kadar daha hemen istiyor, acele ediyor, bunun için baskı yapıyor, kendisi de telaşlanıyordu" ifadelerini kullandı.
Galatasaraylı eski futbolcu Selçuk İnan'ın bankadaki odasına gelerek yanında Semih Kaya'yı aradığı, Semih Kaya'nın fazlasıyla gelir elde ettiğini öğrendikten sonra kendisine para verdiğini aktardı.
Erzan, "Arda Turan'ın kardeşi ile yaptığımız sohbetlerde bana söylediği ağabeyinin nakit konusunda davranışlarının yanlış olduğu, bugüne kadar yanlış yatırımlar yaptığı, bu nedenle ödeme yapmalarının gerekli olduğuydu" ifadelerini kullandı.
Futbolcuların Antalya'da teknik direktörlük kampına gittiği dönemlerde de aralarında Seçil Erzan'ın iyi para kazandırdığına dair konuşmalar geçtiğini duyduğunu söyleyen Erzan, "Semih Kaya, beni kamptan arayıp. Burak Yılmaz'ın kendisine 'Futbolu neden bıraktığını anladım' dediğini, kazandığı yüksek gelirin Seçil Erzan'dan olduğunu, Burak Yılmaz'ın da bana ödeme yapmak istediğini ama güvenemediğini, ipotek teminatı istediğini söylediğini belirtmiştir. Semih Kaya ise bu durumun duyulmasının kendisini rahatsız ettiğini, çekindiğini, telefonda bana söyledi" dedi.
Erzan mektubunda, bankanın Florya Şube'sinde 2021 yılı sonlarında hareketlenme başladığını aktararak, "Odama girip çıkan tefeciler, yan sokaktaki valiz ile para alıp vermeler, Haziran ayında Levent Şube'de olağandışı döviz hareketleri, hiçbir şubede bu şekilde olamazdı. Semih Kaya'nın odamdan valizler dolusu para ile girip çıkmaları. Tanın Yılmaz'ın odamda para alıp aşağıda gişede yatırması. Umut Akgöze'nin de aynı şekilde paraları alıp yatırması, odama girip çıkan değişik kişiler. Odamın kapısı kapalı olarak yaptığım sürekli görüşmeler. Müşteri ziyaretlerine çıkmayıp müşteriler iler görüşmemem. Rutin günlük işlerimi yapmadan devamlı, koşturarak şubeye girip çıkmalarım. Olağandışı benim de çok rahatsız olduğum o güne kadar hiç yapmadığım davranışlardı" dedi.
Semih Kaya ve menajeri Fırat Özdemir'in bankadaki odasının kapılarını kapatıp kendisine kağıt imzalattıklarını anlatan Erzan, "Kendimi para diye çıldıran insanların arasında bulmuştum. Bu insanlardan bir an önce kurtulmak istiyordum" dedi.
Erzan, hiçbir zaman kimsenin mağdur olmasını istemediğini, paraların kötü niyetli kişiler tarafından kendisinden zorla alındığını vurguladı.
Erzan, kendisinden para alan kişilerin gözünün içine bakarak, "Seçil'i görünce gözümüzün önüne dolar geliyor diye espri yapıyorlardı" ifadelerini kullandığı mektubunda, "Hüseyin Eligül ev, araba, Erkan Engene villa, yeni araçlar, Mojtaba Haghani yeni arabalar, Çetin Özcan yeni araç almış. Atilla Baltaş yeni iş kurmuş. Metin Taş yeni araç almış. Ayhan Akman yeni araç almış, inşaat projelerine başlamış. Merve'nin kız kardeşleri ve eniştesi araçlar almış. Tanın Yılmaz şirketinden kendisi için 1 lira para çekmeden tarlalar, arabalar almıştı. Merve Özer Yılmaz'ın babası villa almıştı. Herkes yurtdışı tatillerine gidiyor, her türlü harcamayı rahatlıkla yapıyor, çocuklarını en pahalı okullarda okutuyor, zorluk çekmeden, çok rahat bir hayat yaşıyordu" şeklinde veryansın etti.
'Sayın Başkanım' ifadesiyle yargılamayı yapan mahkemenin başkanına seslenen Erzan mektubunda şöyle devam etti:
"Birbirlerinin arasında para transferleri yapıyorlar, benden faiz alıyorlardı. Para değil bankaya, Trakya'dan İstanbul'a dahi gelmiyor. Kendi aralarında dönüyordu. Sonra da bana 'Sen banka müdürüsün, aman duyulur, yanlış anlaşılır, zaten dedikodular çıkmış' diyorlardı. Saçımın teli kopsa, 'Aman sana bir şey olmasın' diye 10 kişi eve bana bakmaya geliyordu. Ben ise aklımı oynatacak duruma gelmiştim. Ödenmesi gereken bu kadar borcun üzerine, hala bu insanlar benden umarsızca paralar bekliyordu."
Zabıta memuru Hüseyin Eligül'ün oğlunu, kendisine verdiği sadece 15 bin dolar ile İtalya'da okuttuğuna dikkat çeken Erzan, "Kur 3'den 20'ye kadar çıkmıştı. Okulu da bitiremedi. Şimdi evlendirecek. Söz, nişan takılarını, düğün masraflarını bekliyor. Evini almıştık, aidatını istiyordu. Mesajlarımız var" ifadelerini kullandı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.