Ertuğrul Özkök: Tahran'da bayraklar yarıya inmeden kum kentinde intikam sancağını kim göndere çekti
Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde "Tahran'da bayraklar yarıya inmeden kum kentinde intikam sancağını kim göndere çekti" başlıklı yazısını kaleme aldı.
Son zamanlarda yazılı medyada en sevindirici haberlerden biri Fehmi Abi'nin (Koru) Karar Gazetesi'nde yazmaya başlamasıydı.
Geçen çarşamba sabahı Hamas lideri Haniye'nin Tahran'da öldürülmesi haberini aldığım an kendi kendime şunu dedim:
"Eminim Fehmi Abi yarın yazısında o '1 numaralı sorusunu soracak…'"
Çünkü o haberi öğrendiğimiz sırada bu eylemi yüklenen kimse yoktu.
Aradan 72 saat geçti, hala yüklenen kimse yok.
İsrail askeri sözcüsü "O gün Hizbullah dışında, uçaktan veya füzeyle bir operasyonumuz olmadı" dedi.
O zaman Fehmi Abi'nin 1 numaralı sorusunu sormak için zaman henüz geçmemişti.
Fehmi Abinin 1 numaralı sorusu dün de yoktu
Fehmi Abi'nin 90'lı ve 2000'li yılların ilk 10 yılında böyle olaylarda sorduğu 1 numaralı soru şuydu:
"Bu eylem kimin işine yaradı?"
Ama düş kırıklığına uğradım.
Fehmi Abi 1 Ağustos tarihli yazısında o soruyu sormadı.
Dünkü yazısında ise bazı soruları sormaya başladı.
Ama aralarında 1 numaralı soru yoktu.
Ömer Çelik başka ülkeden atıldı bilgisini nereden aldı
Sormaması da normaldi çünkü bu suikasti İsrail'in yaptığı peşinen kabullenilmişti ve sonuç itibariyle de öyleydi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik daha da emindi her şeyden.
Tam 40 dakika boyunca bütün haber televizyonlarından canlı yayınlanan programında kesin teşhisi koymuştu:
"Haniye başka bir ülkeden atılan füzeyle öldürüldü…"
Bu bilgiyi nereden aldı, kime doğrulattı bilmiyoruz.
Ona göre fail meçhul değildi ve mesele kapanmıştı.
Haniye'nin öldürüldüğü bina
Çelik, Haniye'yi İsrail roketi vurdu dediği sırada Tahran'dan gelen bir fotoğraf
Oysa aynı dakikalarda bazı kanallardan Haniye'nin öldürüldüğü binanın fotoğrafları gelmeye başlamıştı…
Fotoğraf, görenleri şaşkınlık içinde bırakıyordu.
Çünkü Hamas liderinin kaldığı bina sapasağlam duruyordu.
Neredeyse bir tek odası siyah kömüre dönmüştü.
Herkesin önünde bir gün önce Beyrut'ta füzeyle vurulan ve Hizbullah liderinin öldürüldüğü binanın fotoğrafları duruyordu.
Atılan füze binayı dümdüz etmişti.
Kafalarındaki klişelerle her şeyi açıklayan siyasetçiler ve yorumcular dümdüz gidiyordu.
Ama istihbarat birimlerinin kafasına derin bir şüphe yerleşmişti.
36 saat sonra New York Times asıl bombayı patlatıyor
İsrail'den atılan füze, Amerikan uçakları yönlendirdi ve daha bunun gibi basmakalıp yorumlar havada uçuşuyordu.
New York Times 36 saat bekledi ve bombayı patlattı.
Haniye, kaldığı odaya yerleştirilen uzaktan kumandalı bomba ile öldürülmüştü.
Yani Haniye'yi öldürenler, Tel Aviv'de bir binada bilgisayarın önünde oturanlar değildi.
Suikasti yapanlar muhtemelen hala İran'ın içindeydi.
Hatta Tahran'daydı.
Hatta İran Cumhurbaşkanlığı binasının bulunduğu bölgenin dibindeydi.
Hadi şimdi soralım bakalım.
Suikastı kim yaptırdı biliyoruz.
Hiç şüphe yok ki İsrail.
Ama kim ve nasıl yaptı sorusunun cevabı bilinmiyor.
Cemkeran Camisi kubbesine “intikam bayrağı”
Tahran'dan 161 km uzaktaki bir caminin kubbesine çekilen intikam sancağı
Bazı insanlar şüpheyle bu sorunun cevabını ararken, Tahran'ın 161 km uzağındaki Kum kentinde ilginç bir şey oldu.
Cemkeran Cami'nin kubbesine kırmızı renkli “intikam sancağı" çekildi.
Böyle bir bayrağın olduğunu ilk defa 2020'de İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleyman öldürüldüğünde öğrenmiştik.
Daha Tahran'da bayraklar yarıya indirilmeden Kum kentinde sandık açılmış, sancak çıkarılıp göndere çekilmişti.
Aklınıza şu soru gelmez mi?
Kim verdi o kararı?
Hadi Fehmi Abi sor şu soruyu.
“Kimin işine yaradı bu suikast?"
İntikam sancağının çekildiği saatlerde Tahran'da bir topal ördek
Aynı saatlerde İran'ın Batı'yla ilişkilerini düzeltmek isteyen yeni Cumhurbaşkanı törenlerden henüz dönmüştü ve daha koltuğuna bile oturamamıştı.
Seçimlerde İran halkına “Batı'yla ilişkileri düzelteceği" vadinde bulunmuştu ama koltuğuna oturmadan bu vaadini gerçekleştirmesi başka bahara kalmıştı.
O zaman şu soruyu sorma zamanı gelmedi mi?
Tamam şurası kesin. Suikasti yapan İsrail ve Mossad.
Ama bu olay sadece İsrail'in mi işine yaradı sizce?
Bu sorunun cevabını vermeden isterseniz yine biraz CSI'cılık yapmak için cinayet mahalline dönelim.
Devrim Muhafızları (Fotoğraf: AP)
Cinayet mahallinde bir CSI araştırması
Haniye'nin kaldığı bina Devrim Muhafızları'nın kontrolünde.
Yani İran'ın kadınların başlarını açma özgürlüğüne karşı en sert tutumlu silahlı oluşumun.
Binanın güvenliğini onlar sağlıyor.
Haniye belki de o binaya giren konuklar arasındaki en riskli hedefti.
Bu kadar önemli bir hedefin hangi binada kaldığını, o binada hangi odada uyuduğunu, o binaya hangi saatte girdiğini en iyi bilecek insanlar onlar.
Hamas'ın 1 numaralı siyasi liderinin kaldığı odanın neredeyse yatak koordinatları verilmiş.
O zaman şunu düşünmez misiniz?
Bu bilgiyi Devrim Muhafızları içinden veya içindekilerden birine çok yakın ilişkisi olan biri vermiş olabilir mi?
Bombayı patlatan da aynı yeden biri olamaz mı?
Ölüm odasının CCTV görüntüleri var mı, varsa bu görüntüler kimde?
New York Times'ın haberi doğruysa, ki bina görüntüleri doğru diyor, akla ilk gelen şu:
Binanın CCTV (Güvenlik) kameralarında o kişinin görüntüsü vardır.
Acaba bombayı o odaya girip çıkma izni olan biri mi yerleştirdi?
Bu bir komplo teorisi değil. Sıradan bir insanın aklına gelebilecek şüpheler bunlar.
Bombanın oraya uzun süre önce yerleştirilmiş olması da bu şüpheyi arttırıyor.
Zaman içinde izini kaybettirme amaçlı olabilir.
Böylece şüpheler o odaya son gün girip çıkanlar üzerine yoğunlaşır ve asıl iş birlikçilerin izi silinir.
Fehmi Abi'nin 1 numaralı sorusunu sormanın tam yeri burası
"Kime faydası oldu bi suikastin?"
Tekrar ediyorum. Suikasti İsrail'in planladığı bana göre de kesin.
Ama bu suikastin İsrail'e yararı değil, zararı olacağını düşünüyorum.
İsrail devletine zararı olacak ama daha büyük zararı Yahudi halkına verecek.
Bana göre akıllıca verilmiş bir karar değil.
Suikastin side effect'leri var
Ama bu suikastin "side effecti" de var.
Yan etkisi…
O da Hem Tahran'da hem İsrail'de “sertlik yanlılarının" işine çok yarayacak bir suikast bu.
Şundan eminim.
Tahran'da Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarına üzülen bazı “demir çekirdek Devrim Muhafızları' ellerini ovuşturmaya başlamıştır.
Kum kentindeki intikam bayrağını çekenler de muhtemelen onlardır.
Neticede reformcu Cumhurbaşkanı koltuğuna oturamadan topal ördeğe çevrildi.
İktidar yine devrimin çelik çekirdek muhafızlarında.
Bu olay İran için büyük bir utanç
Bu anlattıklarım derin bir istihbarata dayanmıyor. Hepsi açık kanallardan gelen bilgiler.
Nereden bakarsanız basın bu olay İran için bir utançtır.
Kum kentine intikam bayrağı çekerek bu utancı hafifletmek mümkün değil.
Ancak kırmızı intikam sancağının yanına, Tahran'da bazı kişilere karşı kırmızı bayrak çekerek hafifletilebilir o büyük utanç.
Fehmi Abi 1 numaralı sorusunu sormadı.
Onun yerine ben sordum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.