Baskıya uğradığını söyleyen muhabir Rojda Altıntaş yaşananları anlattı: Korktum
Eylem Tok haberine ilişkin Demirörenler tarafından baskı gördüğünü ses kayıtlarıyla anlatan muhabir Rojda Altıntaş yaşadıklarını anlattı. Altıntaş "Neden 2 ay sonra diye sorabilirsiniz ama korktum" dedi.
Oğlunun karıştığı ölümlü kaza sonrası ABD’ye kaçan yazar Eylem Tok ve oğluyla ilgili haberinde sansüre uğradığını açıklayan muhabir Rojda Altıntaş, olay gecesi yaşananları anlattı.
Youtube hesabından açıklama yapan Altıntaş, 2 Mart günü Adli Tıp Kurumu'na gittiğini ve Oğuz Murat Aci kazasını araştırmaya başladığını açıkladı.
Haber takibi başlangıcı ve süresince İstihbarat şefinin bilgisinin dahilinde ilerlediğini söyleyen Altıntaş, kazayı yapan T. Cihantimur'un babası Bülent Cihantimur'un asistanı ile de konuştuğunu anlattı.
"Revna Demirören aradı"
Daha sonra kendisini yabancı numaradan "İlker" isimli birinin aradığını söyleyen Altıntaş "Revna Demirören'in şoförü olarak tanıttı. Ki ben kendisinin sadece şoförü olduğuna da inanmıyorum. İlker isimli kişi bana haberi yapmamam gerektiğini söyledi" dedi.
Gelen aramadan sonra olayı Demirörenlere kadar uzandığını düşündüğünü söyleyen Altıntaş şunları kaydetti:
"3 Mart'ta haber müdürüm haberi sordu. Şoförün aradığını söyledim. İnanmadı ve ben saat 11.00'da patron tarafından arandım. Revna Demirören, 'Gazeteciliğine saygım sonsuz. Bu çocuk benim çocuğumun arkadaşı. Psikolojisi hiç iyi değil. Sizden rica ediyorum bu haberi yapmayın. Yapacaksanız da isimleri ve detayları kapatalım' dedi.
Daha sonra haberin yayınlanmayacağı bana bildirildi. Ben geç bir muhabir olarak bu haberin üzerine gitmeyeceğimi kendime defalarca tekrarladım. Ben Revna Demirören'in fotoğrafını İstihbarat Şefime attıktan sonra bana tekrar telefon geldi. İlker aradı, 'Rojda o fotoğraf başka bir yere gitmeyecek' dedi. Ben orada nasıl tehlikeli insanlara bulaştığımı anladım. Daha sonra akşam bir telefon trafiği daha yaşandı. Haberin yayınlanmasına karar verilmiş. 18.41'de haber yayınlandığında 'vuran kim, nereye gitti, ne oldu' hiçbir detay yok. Küçük bir kaza haberi.
Bülent Cihantimur ailesinin diğer kurumları da aradığını düşünüyorum. Bu olayı kapattı. 5 Mart'ta atılan bir tweet üzerine bu Demirören Medyası tüm bunlar yaşanmamış gibi bu haberi en çok onlar sahiplendi. Günler sonra Oğuz Murat Aci'nin evine gittim. Aileyle röportaj yaptık. Ailenin her bana iyi niyetli davranışında yerin dibine girdim.
"Belki bir daha gazetecilik yapmayacağım"
2 Hafta önce Oğuz Murat Aci için bir eylem düzenlendi. Oraya gittiğimde yakın arkadaşı Mesut Yılmaz'ın ne kadar çabaladığını gördüm. Hissettiğim duyguyu tarif etmek imkansız. Mezarın başına gitti babası ağlayarak anlattı yine. Bu oyunun bir parçası olmak kendime olan saygımı bitirdi. Keşke ilk gün yapabilseydim. 5 ay sonra yapabilecek miydiniz? Evet, ben kaybettim. Belki bir daha gazetecilik yapmayacağım. Puanı yetmediği için gazetecilik okuyan bir kız değilim. Gazetecilik istediğim için okudum. Yoldayken başkasının hikayesini kapatmaya çalıştım. Öyle ya da böyle bunun bir parçası oldum.
Ben bu olayda Celal Korkut'un adını vermedim. Kendisi bulaya kendini dahil etti. Eğer patron aramasaydı Celal Korkut bu haberi yayınlardı. Haberi yayınladıktan sonra Celal Korkut beni yanına çağırdı. Telefondaki kişinin Revna Demirören'in olduğuna inanmadığın için teşekkür ederim. Haberin sonuna kadar gittiğin için de tebrik ederim. Bu nedenle ben Twitter'da patron ve çalışanı tarafından baskıya maruz kaldım. Celal Korkut beni defalarca tebrik etti. 19 yaşında tanıdığım Celal Korkut o gördüğüm Celal Korkut değildi.
Ben şimdi bir yükten kurtuldum. Ben hikayesi olan bir ailenin çocuğuyum. Şimdi başkasının hikayesini mi kapatacağım. Gazetecilik yapmam daha iyi. Şimdi vicdanım rahat"
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.