Günlerdir beklenen, milyonlarca çalışanın ve ailesinin kaderini belirleyecek olan 2026 yılı asgari ücret rakamı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapılan üçüncü toplantının ardından ilan edildi. Toplantıya işçi kesimini temsil eden TÜRK-İŞ’in protesto amacıyla katılmaması damga vururken, hükümet ve işveren heyeti 2026’nın rakamını tek taraflı olarak belirledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından açıklanan yeni tarifeye göre, asgari ücrette %27’lik bir artışa gidildi. Yeni tablo şu şekilde oluştu:

• Net Asgari Ücret: 28.075 TL

• Brüt Asgari Ücret: 33.030 TL

• İşveren Devlet Desteği: 1.270 TL

Bakan Işıkhan yaptığı açıklamada, "Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyecek en makul ortak noktada buluştuk" diyerek sosyal diyaloğun önemine değinse de, açıklanan rakamın sokağın gerçeğiyle örtüşmediği eleştirileri dakikalar içinde çığ gibi büyüdü.

Asgari ücret açlık sınırının altında

2026 yılı asgari ücretini diğer yıllardan ayıran en çarpıcı ve acı veren detay ise "açlık sınırı" oldu. Bugün itibarıyla yaklaşık 30 bin TL seviyesinde seyreden resmi açlık sınırı, açıklanan 28 bin 75 TL’lik net asgari ücreti geride bıraktı.

Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde asgari ücretin ilan edildiği gün itibarıyla resmen açlık sınırının altında kalması olarak kayıtlara geçti. Dört kişilik bir ailenin sadece sağlıklı beslenebilmesi için gereken tutar, tam zamanlı çalışan bir işçinin eline geçen toplam ücretten daha fazla hale geldi.

Muhalefet sert: 2026 sefalet yılı

Açıklanan rakama en sert tepki CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den geldi. Özel, "AK Parti sokağın sesini duymadı, 2026’nın sefalet yılı olacağını bugünden ilan etti" diyerek hükümeti istifaya ve seçime çağırdı:

"25,1 milyon insanın imza vererek 'git' dediği Erdoğan artık sandıktan kaçamaz. 2026 geçim yılı olamayacağına göre, seçim yılıdır!"

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise kararı "siyasi bir tercih" olarak niteledi ve CHP’nin teklifinin 39 bin TL olduğunu hatırlatarak, "Bu ücret milletin gerçeklerinin yanından bile geçmiyor" ifadelerini kullandı.

Türk-İş: Ne kadar haklı olduğumuzu gördük

Masayı terk eden ve toplantılara katılmayan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, açıklanan rakam sonrası TES-İŞ Genel Merkezi'nde kameraların karşısına geçti. Yapının antidemokratik olduğunu vurgulayan Atalay, "Bugün açıklanan rakam ne kamuoyunun ne de bizim kabul edebileceğimiz bir rakamdır. Bu ücret artık bir geçim ücreti değil, bir açlık ücretidir. Bu yapıdan sağlıklı bir karar çıkmayacağını bildiğimiz için o masada oturmadık" dedi.

Hükümetin savunması: Enflasyon hedefiyle uyumlu

Tepkilerin odağındaki hükümet cephesinden ise savunma Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan geldi. Yılmaz, 2026 yılında enflasyonu %20’nin altına düşürmeyi hedeflediklerini belirterek, yapılan artışın bu hedeflerle uyumlu olduğunu ve kalıcı sosyal refah için çalışmaya devam edeceklerini savundu.

Yüzde 27’lik artış, kağıt üzerinde bir zam gibi görünse de; kira fiyatları, enerji maliyetleri ve gıda enflasyonu göz önüne alındığında, 28 bin 75 TL’nin asgari ücretlinin cebine girmeden eridiği bir gerçek. Tarihi "açlık sınırı" kırılmasıyla birlikte, 2026 yılı Türkiye için sadece ekonomik değil, sosyal bir sınav yılı olmaya aday görünüyor.