Tevfik Kızgınkaya

Tevfik Kızgınkaya

Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?

İklim değişikliği, küresel ısınma, aşırı sıcaklar,

Piknik ateşi, sigara, cam kırığı, terör, sabotaj,

Hepsi insanın doğaya verdiği zararlar…

Bu nedenler herkesin bildiği gerçekler.

Bu nedenlere karşı ülkeyi yöneten siyasi iktidar, yetkili ve sorumlu olan kurumlar,

Olası orman yangınlarına karşı gereken önlemleri almakla görevli ve sorumludurlar.

Bunlar olması gerekenler.

Ancak olanlar, olması gerekenlerin çok uzağında…

3 gün önce Manavgat’ta 4 ayrı noktada bir anda başlayan yangınla…

Bir anda 21 ayrı bölgede 71 alanda ortaya çıkan yangınlarla…

Yanan köyler, mahalleler…

Can veren insanlarımız, hayvanlarımız, ağaçlarımız, toprağımız…

İçimiz yandı, yüreklerimiz kanadı…

Alevlerin karşısında mücadele veren, doğamıza sahip çıkan belediye başkanlarına, çalışanlarına ve tüm görevlilerle yurttaşlarımıza binlerce teşekkür…

*

Bugün yangın yerine dönen ülkemizi yönetenlerin yaptıklarına,

Daha doğrusu söylediklerine bakalım.

Her afette önce sessizleşen ve görünmeyen,

Sonra doğal afet diye ortaya çıkıp, otobüs üstünden çay paketleri atan,

Ve de her şeyi bilen tek adam RTE önemli bir açıklama yaptı.

“THK’nın elinde uçak falan yok.”

*

Orman yangınlarından sorumlu Tarım ve Orman Bakanlığı.

Başında her afeti şov alanı olarak kullanan,

Olanlara sadece bakan ve konuşan Pakdemirli de çıkışı buldu.

Kanada’da, Rusya’da, Amerika’da, Avustralya’da daha çok orman yanmış.

Demek istiyor ki; bizde yanan orman az, önemli değil, biz başarılıyız…

Bir de sanki bugün iktidar olmuşlar gibi,

Suçu ve eksikliği geçmişe yıkma alışkanlığı ile söyledikleri var, Halkla alay edercesine…

“Envanterimizde yangın söndürme uçağı ve helikopteri yok, ihaleye çıkıyoruz Cumhurbaşkanı envanterimize yangın söndürme uçağı alınması emir verdi, inşallah alacağız.”

*

Türk Hava Kurumu Kayyum Heyeti Başkanı Cenap Aşçı Türkiye'nin 20 yangınla mücadele ettiği günün akşamında düğünde olduğunu açıkladı.

Ve RTE ile Tarım ve Ormana bakanın söylediklerini yalanlarcasına dedi ki; “Şu anda 3 tane uçak ve helikopterlerimiz Türkiye'nin muhtelif yerlerinde konuşlanmış vaziyette. Orman Bakanlığı demediği sürece bizim kontak açmamız mümkün değil.”

*

Orman yangınlarına karşı en önemli müdahale ise Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan geldi.

Cuma günü Antalya’da yaptığı yağmur duası ile orman yangınlarını söndürme çalışmalarına katkı verdi.

*

Son olarak Dış İşlerine Bakan Çavuşoğlu’nun yaptığı saptama ve çağrı ile iktidarın orman yangınlarına karşı verdiği “büyük”  mücadeleyi tamamlayalım.

“Valiliğimiz yangın için bir hesap açıyor, milletimiz cömerttir.”

“Yanan ağaçların yerine yenilerini dikeriz.”

*

Her afeti başarıya ve siyasi kazanca çevirmeyi adet edinen RTE-AKP iktidarı,

Salgın oldu, bize İBAN verdiler para istediler,

Deprem oldu, Kızılay’la mesaj gönderdiler, bizden para istediler,

Ormanlar yanıyor, yine bizden para istiyorlar.

Devletin bütçesiyle lüks içinde yaşayacaksınız,

Yangın bölgesine özel uçaklarla gideceksiniz,

Önlem alamadığınız afetlerle memleket ve millet zarara uğrayınca dönüp Halktan para isteyeceksiniz.

Ormanlar yanınca da söndürmeye uçak bulamayacaksınız.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan bakan,

Ağaç dikince orman olmuyor.

Orman, sahip olduğu tüm canlılarıyla beraber en az 20 yılda oluşur.

*****

Gelelim işin aslına ve kulak verelim Türk Hava Kurumu (THK) Başkanı (Ocak 2000  – Eylül 2002) Erdoğan Karakuş’a.

“Göreve geldiğimde THK’da 12 uçak vardı.

Portekiz’den 5, İngiltere’den 2 uçak daha aldık ve toplam 19 uçak oldu.

Orman yangınlarına karşı İstanbul, Çanakkale, Edremit ve İzmir Selçuk’a 4’er uçak gönderdik. 3 uçak da yedekte bekletiyordu ve riskli bölgelerde devriye geziyordu.

Devriye gezmek, sabotajın ve terör saldırısının önlenmesi ile olası çıkacak yangından erken haber alınması ve müdahale edilmesi açısından önemliydi.

Ayrıca, 12 ton su atan 6 adet C-130 Hava Kuvvetleri uçağının 2’si Antalya’da, 4’ü Kayseri’de yedek olarak bekletiliyordu.

Göreve geldiğimde 9 olan pilot sayısını 19’a çıkarttık, yangın söndürme eğitimlerini verdik.

Bu hazırlıklar ve önlemlerin sonucunda,

2002 yılında çıkan 176 yangın kısa sürede söndürüldü ve haber bile olmadı.

Orman yangınlarına müdahale için THK ile Orman Genel Müdürlüğü (OGM) arasında anlaşma yapılırdı. Yangına müdahale edildiği zaman para alınırdı. Devriye uçuşu yapıldığında ise para alınmıyordu.

OGM, ayrıca kiraladığı 25 helikopteri kullanılıyordu.

Ancak, helikopter pervanesinin rüzgarı ile kozalaklar uçuyor ve yangının yayılmasına neden oluyordu. Helikopterle noktasal müdahale yapılması da son derece zordur. Bu nedenlerle helikopterle orman yangınlarına müdahale edilmesi yanlış ve yetersizdir.

OGM, devriye gezen helikopterler için bile şirketlere para ödüyordu.”

*

Bugün bu uçaklara ne oldu sorusuna Erdoğan Karakuş’un verdiği yanıt Türkiye’nin neden yangın yerine döndüğünü gösteriyor.

“19 uçaktan 9’unun akıbetini bilmiyorum. 10’u ise hangarda satılmak için bekliyor.

THK, toplam 45 milyon dolara Kanada’dan CL-215 tipi 9 uçak aldı.

2019 yılında OGM ihalesine 6 uçak için 10 milyon dolar teklif verdiler. OGM ise ihaleye 5 ton su kapasiteli uçak şartı ile çıktı. Böylece uçaklarının su taşıma kapasitesi 4,9 ton olan THK ihaleye bile giremedi.

45 milyon dolara alınan THK uçakları hangarda bekliyor.

2020’de THK’ya kayyum atandı ve kalan 12 pilot da işten çıkartıldı. Şimdi kullanacakları pilot da yok.

Rusya’dan alınacağı söylenen uçakların su kapasitesi 12 ton. Ancak, boyları uzun, vadilere giremezler ve dağlık alanlarda kullanılamazlar. Ancak düz alanlarda kullanılabilir.”

Ülkemizin orman alanlarının tamamı dağlıktır. Korkarım, bu uçaklarda hangarda beklerken yine birileri bu satıştan para kazanacak.

*****

Anlayacağınız ormanlarımız;

Sermayeye para kazandırma amacına,

RTE-AKP’nin devletin tüm kurumlarını yok ederek, kamu hizmetlerini piyasalara teslim etme hedefine,

Ve iktidar hırsına teslim edilmiş durumda, her alanda olduğu gibi…

*

Sözün sonu kendimize olsun.

Kamuoyunda yayılan “yangınları terör örgütünün çıkardığı” söylemlerinin yarattığı gerginlik, orman yangınlarının toplumsal yapımıza ve barışımıza yayılmasına neden olabilir.

Konya’da katledilen insanlarımız, Manavgat’ta bu amaçla halkı galeyana getirme çabaları, tahrikler tehlikeli adımlardır.

Toplumsal karmaşadan ve çatışmadan beslenen,

Düşmanlaştırma politikasını yürüten RTE-AKP’nin değirmenine su taşımak yerine,

Ülkemizin her alanında yarattığı yangını söndürmenin akılcılığı, birlikteliği ve çabası içinde olalım.

 

Not: Olimpiyatlarda özellikle kadın voleybol takımızın ile kadın boksörlerimizin başarıları ve Olimpiyat şampiyonu olan Mete Gazoz yüreklerimizi serinletti, yüzümüzü gülümsetti.

Teşekkürler…

Önceki ve Sonraki Yazılar