Tevfik Kızgınkaya
Küreselleşmeci Kapitalizm İflas Etmiştir
Son 10 yazıma baktım,
Karanlık işler, yasadışı ilişkiler,
Uyuşturucu ve kara para trafiği,
Orman yangınları,
Sel baskınlarında yıkılan kentler, köyler ve yaşamını kaybeden insanlarımız,
Suriyeli ve Afgan mülteciler akını,
Taliban’a gönderilen sempati mesajları,
Afganistan'a asker gönderme hevesi,
Kabil Havaalanını işletme ısrarı,
Gündemde yer bile bulamayan işsizlik, yoksulluk ve pandemide artan vakalar, ölümler…
Gözden kaçan, kaçırılan, unutulan olaylar…
Ve bütün bu yaşanılanlar karşısında muhalefeti suçlayan bir iktidar.
Genç sporcularımızın olimpiyatlarda kazandığı başarılar,
Kadın voleybol milli takımızın galibiyetleri de olmasa,
Gülümsemeyi, mutlu da olmayı unutacağız.
*
Neden hep sorunlarla, dertlerle iç içe yaşıyoruz?
Neden mutlu ve huzurlu yaşayamıyor ve geleceğe güvenle bakamıyoruz?
Yanıtım, Kapitalizmin neoliberal düzeniyle dünyayı doğası, kaynakları, ülkeleri, insanları sömürme açlığı yüzünden…
Öylesine bir açlık ki,
Kazanmak için insanlığa ve insanca yaşama dair tüm değerleri ve kuralları yok sayarak,
İnsanları cahil ve yoksul bırakarak,
İnançları ve etnik kimlikleriyle ayrıştırarak,
Ellerine silah verip birbirleriyle savaştırarak,
Dünyanın her bir tarafına saldırıyor, yok ediyor…
Sermayenin önündeki tüm engelleri kaldırmak adına,
Dünya küreselleşti yeni bir dünya düzeni gerekli diye,
Kurduğu neoliberal düzenle,
Dünyanın her bir tarafını sömürüyor, yok ediyor…
Türkiye olarak biz de bu düzenin bir parçası olduk,
24 Ocak kararları ve 12 Eylül darbesiyle…
O günden bu güne 40 yıldır neoliberalizm ne diyorsa yapıldı,
Ağası ABD ne istiyorsa yerine getirildi,
Küreselleştirilen dünyanın girdabına kapıldık,
Bugünlere geldik.
*
Dünya, sermaye için küreselleştirilirken,
Sermayenin, sorgusuz sualsiz kazanması için,
Hukuksuzluk, kuralsızlık ve yasa dışılık da küreselleştirildi.
Sonuçta;
- Kara para küreselleşti,
- Uyuşturucu küreselleşti,
- Silah ticareti küreselleşti,
- Terör küreselleşti,
- Radikalizm küreselleşti,
- Göç kürselleşti…
Ama küreselleşmenin ağası ve yandaşları,
Bu sonuçlarından kendilerini korumak için,
Sınırlar koydular, kapılarını kapattılar.
Küresel sömürünün bu sonuçlarıyla baş başa kalan Türkiye,
Kara para, uyuşturucu, silah kaçakçılığı, terör ve göç trafiğinin merkezi oldu.
ABD – AB mutlu, bir de oturup bizi alkışlıyor ve takdir ediyorlar!
RTE-AKP iktidarı da kabulleniyor.
*
Afganistan’da neler olacak, diye bakarken,
DW Türkçede yer alan habere (26.08.21) göre ABD vatandaşlarını İŞİD’in saldırısına karşı uyardı.
Bu açıklamanın akşamında Kabil’de üst üste bombaların patladığı haberleri geldi.
6 bomba patladı, 13’ü ABD askeri olmak üzere 170 insan öldü, yüzlerce insanın yaralandı.
Ardından birbiriyle çelişen açıklamalar gelmeye başladı.
Önce, saldırıları İŞİD üstlendi ve intihar saldırıları olduğu haberlere düştü.
ABD, İŞİD’e saldırı hakkını saklı tuttuğunu, faillerinin peşinde olduğunu açıkladı.
Taliban, ABD’nin mühimmatlarını imha ederken patlamalar olduğunu, merak edilmemesini söyledi.
BM Güvenlik Konseyini toplantıya çağrıldı.
Sonra açıklama Biden’den geldi.
Ne söylediği anlaşılamasa da,
Saldıranların peşine düşeceğiz dedi ve Taliban’a dokunmaksızın İŞİD’i hedef noktasına koydu,
Ve net olan son söz, “20 yıllık bu savaş bitmeli.”
Bu açıklama;
Kendi yarattığı teröre ve terör örgütlerine teslim olduğunun itirafıdır.
ABD kapitalizmi ve emperyalist politikası Afganistan’da iflas etmiştir.
Kapitalizm, yarattığı teröre ve terör örgütlerine teslim olmuştur.
*
Bugün Afganistan terör örgütlerinin yuvası ve savaş alanıdır.
Geleceğinde de terör örgütlerinin aralarındaki savaşlar vardır.
Afganistan’da hal böyle iken,
Filmi biraz geri saralım ve anımsayalım.
RTE’nin Biden ile kapalı kapılar arkasındaki görüşmesinde
Kabil havaalanının işletmesini üstlenmek istemesi…
"Türkiye'nin Taliiban inancıyla alakalı ters bir yanı yok" şeklinde sempati mesajı gönderilmesi...
Taliban’dan gelen “Türk askerine gerek yok, havaalanının güvenliğini biz sağlayacağız” yanıtıyla,
“Askerlerimiz görevlerini başarıyla tamamladı, vatanımıza dönüyoruz” denmesi…
Şimdi de,
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan gelen “Askerimiz çekildikten sonra da Kabil Havalimanının işletmesine devam edebiliriz” açıklaması…
Bütün bu koşullarda yanıt verilmesi gereken sorular var.
- ABD emperyalizmi Afganistan’da yarattığı terör bataklığından kaçarken, kendisi yerine ülkemizi mi bu bataklığa sürüklemek istiyor?
- ABD emperyalizminin peşine takılıp ülkemizi Ortadoğu’nun terör bataklığına sokanlar hiç mi ders almadılar?
- Neyin karşılığında hala ABD’nin isteklerine boyun eğiliyor?
- RTE-AKP, neden ısrarla Kabil Havaalanında olmak istiyor?
- Kabil Havaalanının bilmediğimiz başka özellikleri, faklı bir önemi ve işlevi mi var?
- RTE-AKP’nin Kabil Havaalanından beklentisi nedir?
*
RTE-AKP, bu tehlikeli yoldan bir an önce vazgeçmesi gerekmektedir.
“Yurtta Barış Dünyada Barış” temelinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni siyasi çıkar hesaplarıyla terör bataklığına sokmak,
Ülkemizin geleceğini, geleceğimizi tehlikeye atmak demektir.
Bilmeleri gereken; terör bataklığına bulaşan ülkelerin sonu yoktur.
Görmeleri gereken; Irak’ın, Suriye’nin, Pakistan’ın, Somali’nin, Nijerya’nın, Mısır’ın halidir.
İnanmaları gereken; Türkiye’nin bu ülkelerden farkının,
- Mustafa Kemal Atatürk gibi bir önderimizin olması,
- Emperyalizme karşı Ulusal Bağımsızlık Savaşı vermemiz,
- Kuruluşumuzu Cumhuriyet ilan ederek yapmamız,
- Yönetim şeklimizin Demokratik Laik Cumhuriyet ve Sosyal Hukuk Devleti olmasıdır.
Her fırsatta karalamaya kalktığınız ve yıkmaya çalıştığınız Cumhuriyet varlığınızın, varlığımızın nedenidir.
Bilmelisiniz ki; Ulus olarak varlığımızı ve çağdaş yaşamımızı borçlu olduğumuz Demokratik Laik Cumhuriyete ve Sosyal Hukuk Devletine sahip çıkmakta kararlıyız.
Tıpkı, 30 Ağustos’u yaratan ve bugünleri bizlere kazandıranlar gibi…
*
Emperyalist işgale karşı Özgürlük ve Bağımsızlık yolunda verdiğimiz Ulusal Bağımsızlık Savaşımızın zafere ulaştığı 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
ABD emperyalizminin yarattığı Taliban terör örgütünün Afganistan yönetimini ele geçirmesini bağımsızlık mücadelesi olarak niteleyen ve Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla eşdeğer gören zihniyet gaflet, delalet ve ihanet içindedir.
30 Ağustos Zaferimizi yaratan Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla ve minnetle anıyorum.