Tevfik Kızgınkaya
Kapitalizmin Başarısı
Nerden çıktı şimdi bu demeyin,
Bugün yaşadıklarımız A’dan Z’ye Kapitalizmin başarısıdır.
Çalışanından emeklisine açlık sınırının altında yaşamaya çalışırken,
Gençler mutsuz ve gelecekten umutsuz, gidecek ülke ararken…
Sorsun herkes kendisine,
Yabancıya, sermayeye cennet olan ülkemizde
Halk neden yaşıyor cehennemin içinde?
*
Sanmayın ki bahsettiğim RTE-AKP.
Yaşadıklarımız aslında bir sonuç.
Sorunun yanıtı sorunun gerçek sahibinde,
Kurduğu düzenin sonuçları yaşanırken yer yüzünde,
Düğün bayram yapan Kapitalizmdir, bu böyle biline.
*
Dönelim soruya ve yanıtına,
Bakalım Kapitalizmin sahibine ve ağasına.
Bill Clinton dönemi (1993-1997) Çalışma Bakanı Prof. Robert Reich,
“Kapitalizmi Kurtarmak” diye bir kitap yazmış,
Ardından düşmüş yollara başlamış anlatmaya,
Bir de belgesel bir film yapılmış aynı adla.
Kapitalizmin kendi evindeki halini dökmüş ortaya.
*
Clinton’ın “Çalışanlar adına, vergi veren, çocuk büyüten, unutulmuş orta sınıfımızı oluşturan çalışkan Amerikalılar adına aday oluyorum” sözleriyle bakanlığı kabul eden, bu sözler unutulup sermayenin politikaları uygulanınca istifa eden Robert Reich’in görüşlerine bakalım.
- Sistem şaibeli. Asıl sorun, sistemin insanlar için mi, yoksa yukarıdaki ufak ve gitgide küçülen bir kesim için mi çalıştığı.
- Çok az fikir bu kadar çok insanın zihnini serbest piyasa ekonomisi kadar bulandırmamıştır.
- Hükümet oyunun kurallarını koymadan serbest piyasa diye bir şey olmaz.
- Büyük bir şirketseniz mal varlığınızı korumak için iflas ilan edebilirsiniz. Ama öğrenciyseniz borcunuzu iflasla yeniden yapılandıramazsınız. Ya da piyasa çöktüğü için borca batmış bir ev sahibi iseniz iflas hakkını kullanamazsınız, yasa dışıdır.
- Bu kurallar doğadan gelmez, en güçlülerin çıkarlarını yansıtır.
- Kısır döngü şudur; Gelir ve sermaye yukarı doğru çıkarken siyasi erk de yükselir. İlginç olan, siyasi erk yukarı çıkarken üst gelir kesiminin de oyunun kurallarını etkileme imkanı giderek artar.
- Sistemin halkın lehine çalıştığına inanmayan insanlar savunmasız kalır. Otoriter popülizme yönelirler. Donald Trump’ta olduğu gibi.
- Şu an da 1980’lerdeki 90’lardaki gibi gelir ve servet eşitsizliği söz konusu. Aynı siyasi yozlaşmadır bu.
- Para odakları, sermaye en iyi bildiği şeyi yapıyor, para kazanıyor. Biz de en iyi bildiğimiz şeyi yapalım sesimizi çıkartalım, enerjimizi ve oylarımızı da kuralları değiştirmek için kullanalım.
Robert Reich Kapitalizmin kendi evinde çözüm olarak kooperatifleri kapitalizme karşı alternatif bir model sunuyor ve büyük şirketlerin gücünü sınırlama ve büyük bankaların piyasayı tekeline alması konusunda mücadele için tüm kooperatiflere çağrıda bulunuyor.
“Eğer benim mantığımı izlerseniz- bu ya durgun ücret veya yoğunlaşmış zenginlik ya da insanların hiçbir şey yapamamaları durumu olsun- büyük bir problemimizin olduğunu göreceksiniz ve bu probleme, kooperatifler kendi anlam ve kendi yapılarınca en uygun olabilecek cevabı vermeye katkı sağlayabilirler.”
Ülkemizde yaşanılanları da anımsatan bu anlatım gösteriyor ki,
Kendi insanına bile acımasız olan Kapitalizmin dünyanın her bir köşesinde uyguladığı ve uygulattırdığı yol ve yöntem aynı.
İnsanın ve emeğin değeri yok, Kapitalizmin kitabında.
*
Kapitalizm denen sistemde,
Topraktan fabrikalara tüm üretim araçlarının mülkiyeti sermayede.
Sistemin amacı, doğduğu 16yy’dan bu yana her koşulda sermayenin kazanması.
Sömürü ve emperyalizmdir, Kapitalizmin politikası.
*
Günümüzde Kapitalizminin ağası ABD’nin amacı,
Dünya ekonomisinin patronu olmak,
Hedefi, dünyada imparatorluğunu kurmak.
Amacına ulaşmanın yolu, sistemini tüm dünyada uygulatmak.
İlk adımı, sömüreceği ülkelerde kendine bağlı siyasi iktidarları yaratmak,
O ülkelerde kendi kurallarını geçerli kılmak.
40 yıldır tek başına egemen olduğu dünyada,
Vahşice sömürüyor doğayı ve insanlığı,
Yok ediyor yaşadığımız dünyayı…
*
Rockefeller’ın ABD Başkanı Eisenhower’a gönderdiği (1956) mektup bugünün birçok sorusuna yanıt niteliğindedir.
- Biz, askeri paktlarımızı kurmayı ve sağlamlaştırmayı hedef alan tedbirlere devam etmeliyiz. Çünkü bu paktlar, herhangi bir komünist saldırısını ve ulusal hareketleri önlemekte faydalı olacaktır.
- …büyük ölçüde, politik nüfuz garantileyecek genişlikte bir ekonomik yayılma planını Asya, Afrika ve diğer az gelişmiş bölgelerde uygulamak zorundayız. …bu ülkelere geniş ölçüde ve akıllıca ekonomik yardımlar yapmalıyız. …İkinci dönemde hem politik hem de askeri şart ve taleplerimizi kabul ettirme yolu açılmış olacaktır.
- …genişletilmiş askeri yardım, örneğin Türkiye’ye, bazı hallerde düşünülenin tersi sonuçlar verebilir. Yani bağımsızlık eğilimini arttırıp, mevcut askeri paktları zayıflatabilir. Bu tip ülkelere doğrudan doğruya iktisadi yardım da yapılabilir, ama bu ancak bize uygun ve bağlı hükümetleri iktidarda tutacak ve bize düşman muhalifleri zararsız bırakacak biçim ve miktarda olmalıdır.
Başka bir söze gerek var mı?
Önce askeri yardımla (silahla) hedef ülkenin silahlı kuvvetini kendine bağımlı hale getirip elini kolunu bağlayacaksın, sonra sermeye yardımları ile ekonomilerini işgal edeceksin ve kaynaklarını kullanacaksın.
*
“Türkiye’ye Yapılacak Yardım Hakkında Anlaşma” (12.07.1947) ile girdik ABD Kapitalizminin bu sömürü yoluna,
Ülkemizde geçerli oldu Kapitalizmin kuralları, o günden bu yana.
Sömürdüğü ülkede Halkı kör ve sağır etmenin yolu belli,
“Böl, parçala, yönet” emperyalizmin yöntemi.
İnsanlar düşünce inancının, kökeninin kavgasına,
Unutuyor hakkını, hukukunu, açlığını, yoksulluğunu,
Görmüyor ülkesini ve kendisini sömüren düzenin bekçisi olduğunu.
İnsanın, doğanın, emeğin değerinin kalmadığı bu sömürü düzeninde,
Halkımız yaşarken açlığın ve yokluğun cehenneminde,
Kapitalizm başarısını kutluyor, kendisine cennet olan ülkemizde.
*
Çağrımız siyasetin muhalefetine,
Kurmak istiyorsanız gerçek demokrasiyi,
Sağlamak istiyorsanız ülkemizde hakkı, hukuku, adaleti,
Sahip çıkmak istiyorsanız doğaya, insana, emeğe ve geleceğimize,
Kapitalizmin bu sömürü düzenini yıkmak iddiası olmalı hedefinizde.
100 yıl öncesinde olduğu gibi çıkmalısınız yola,
Yürümelisiniz Cumhuriyet Devriminin çağdaş uygarlık yolunda…
*
Gelin hep birlikte dur diyelim bu vahşi sömürü düzenine,
Son verelim ülkemizdeki Kapitalizmin bayramına düğününe,
Kendi bayramlarımızı kutlayalım gönlümüzce,
1 Mayıs'ta Emeğin, Emekçinin Bayramında buluşalım coşkuyla...
Ağzımız tatlansın Şeker Bayramında, inancın arılığında dostluklarla...
Özgür ve bağımsız bir ülkenin yurttaşı olmanın gururunu yaşayalım Ulusal Bayramlarımızda...