Tevfik Kızgınkaya
Görev Ağır, Sorumluluk Büyük… Farkında mısınız?
Bir haftadır yaşanılanlara, konuşulanlara bakıyorum, okuyorum, dinliyorum, düşünmeye çalışıyorum…
Karşıma koskoca bir boşluk çıkıyor.
Temelde birbirine benzer yasa dışı konular, olaylar ve aynı kişiler…
Neresinden bakarsanız bakın,
Bıkkınlık ve sıkıntı veren çözümden uzak konular, konuşmalar, tartışmalar, hakaretler, tehditler ve kavgalar…
Her biri ülkemizin geleceğini ve yaşamımızı olumsuz yönde etkileyen konular, olaylar…
*****
Öylesine bir karmaşa ki, birisine bakarken bir başkası çıkıyor karşımıza…
Daha ne olduğunu anlayamadan bir başka gündemin içine düşüyoruz.
Artık ciddiye alınmayan, gülmeceye konu olan, dalga geçilen olaylar…
Bir şeyler oluyor ama hiçbir şey olmuyor gibi yaşıyoruz ve unutuyoruz, 24 saat içinde.
Dertleri, sorunları, yokluğu, yoksulluğu düşünmeksizin…
Hangi birisine bakacağının şaşkınlığı, yorgunluğu ve çaresizliği içinde…
Kızgınlık, öfke, şaşkınlık, yılgınlıkla…
Yaşanılanlar karşısında gösterilen duyarsızlık, umursamazlıkla…
Uzay boşluğunda sürüklenen bir gemi gibi,
Sonu görünmeyen ve bilinmeyen karanlık bir boşluğa doğru sürüklenen Türkiye’de,
Yaşayan insanlar, Halk, bizler…
Tam da RTE-AKP’nin istediği gibi…
*****
Çekin kendiniz tüm bu olayların dışına ve yukarıdan bakın hepsine.
Büyük bir karmaşanın ve belirsizliğin yarattığı boşluğu göreceksiniz.
Bu karanlık boşluğu ve karmaşayı yaratan RTE-AKP,
Büyük bir umursamazlıkla kendi planını uygulamaya,
Tek adam iktidarını sürdürecek ve kalıcılaştıracak olan yolda,
Kararlılıkla kendi yolunda yürümeye devam ediyor.
Atmayı düşündükleri son adım için,
Kapalı kapılar arkasında hazırlanıyor Anayasa teklifi…
RTE-AKP’nin sözleriyle, Cumhur ittifakı Anayasası.
*****
2007’de yapılan ilk Anayasa değişikliği ile başlayan 2010 ve 2017 değişiklikleriyle de sürdürülen süreçte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen “Tek Adam” yönetimine kadar geldik.
- 2007’de Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi,
- 2010’da Partili Cumhurbaşkanı olabilmesi,
- 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçilmesi gerçekleşti.
Her değişiklikte yetkiler genişletildi ve kuvvetler ayrılığı yok edilerek yasama, yürütme ve yargı Tek Adama bağlanmış oldu.
Şimdi sırada RTE’nin tekrar aday olabilmesi için Anayasanın 101 maddesindeki “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmünün değiştirilmesi, büyük olasılıkla da hükmün kaldırılması var.
Anayasa değişikliğine gerekçe olarak;
- 12 Eylül Anayasasından kurtulmak,
- Sivil demokratik bir Anayasa yapmak,
- Güçlü Türkiye’yi kurmak,
- Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlığa taşımak,
- Türkiye’yi uçurmak,
- İşsizliği yok etmek,
- Milleti zenginliğe boğmak…
Söylenecek, anlatılacak…
Değişiklik tasarına bir iki de promosyon maddesi konulacak…
Anayasa’da değişiklik yapma yetisi de Cumhurbaşkanı yetkileri arasına sıkıştırılırsa şaşırmamak gerekir.
Bu değişiklik de gerçekleşir ve RTE yeniden seçilirse artık Anayasa’ya gerek duyulmayacaktır.
Tek Adam, tek yetkili, tek karar verici ve tek uygulayıcı…
Türkiye fetva gibi kararnamelerle yönetilecektir.
Türkiye, adı demokrasi olan totaliter bir rejime geçecektir.
Sonrası,
Bu karanlık yolun sonunda hedefe ulaşmanın adımları.
1924 Anayasası öne sürülerek “devletin dini İslam’dır”, ilavesi…
Vahdettin’in bıraktığı yere sahip olma hevesi,
Ve Türkiye İslam Cumhuriyeti Devleti…
*****
Birçok defa yazdım,
Türkiye yol ayrımına doğru hızla sürükleniyor diye…
Ya Cumhuriyet, ya da Hilafet,
Ya Demokrasi, ya da Monarşi kılıklı Teokrasi…
Ya bitiş ya da çıkış.
Sona giden bu yolda kararı verecek olan Halk’tır, bizleriz.
Görev ağır, sorumluluk büyük...
Ya çağdaş, uygarca ve insanca bir yaşam,
Ya da totaliterleşen, Arap kültürüne dayalı bir düzen.
Ya çağdaş uygarlığa ulaşan Türkiye,
Ya da çağın gerisine taşınmış bir ülke.
*****
Herkesin oturup düşünmesi,
RTE-AKP’nin yarattığı bu karanlık boşluktan ve karmaşadan kendisini kurtarması,
Gerçekleri görmesi, görmeyenlere göstermesi,
Demokratik Laik Cumhuriyet temelinde bir araya gelmesi gerekmektedir.
“Milletin bağımsızlığını ve geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
Not:
Bu karanlıkta farkında bile olmadığımız parlayan ışıklar var.
Ayşe Begüm Onbaşı, Dünya Aerobik Jimnastik şampiyonasında altın madalya,
Para Atletizm Avrupa Şampiyonasında;
Büşra Nur Tırıklı, disk atmada altın madalya,
Sevda Çırakoğlu, 400 metrede altın madalya,
Hakan Cira, 400 metrede gümüş madalya,
Hasan Hüseyin Kaçar, 5000 metrede gümüş, 1500 metrede bronz madalya,
Hakan Cira, 400 metrede gümüş madalya,
Muhsin Kaedi, cirit atmada Avrupa rekoru kırarak altın madalya,
Oğuz Akbulut altın madalya,
Öznur Akbulut gümüş madalya,
Havva Elmalı bronz madalya kazandılar.
TÜM ENGELLERİ aşan ve geleceğe umut ışığı yakan gençlerimizi kutluyorum.