Tevfik Kızgınkaya
Alarm Zilleri Çalıyor
TÜİK’in açıkladığı Ağustos verilerine göre enflasyon yıllık yüzde 19,25’i buldu.
Merkez Bankası’nın yüzde 19’luk politika faizi oranını geçti.
Enflasyon Araştırma Grubuna göre bir önceki yılın aynı ayına göre,
Gıda enflasyonu yüzde 29 ile zirvede…
Sebze ve meyve ateş pahası,
Hem de mevsiminde.
Üretici, girdi maliyetlerinden şikayetçi, mutsuz…
İşçi, memur, emekli ve işsiz kalmış çoğunluk,
Ceplerde yokluk, tezgahlarda seyirci, mutsuz…
Sanatsal bir havayla dillerde Orhan Veli;
“Cep delik, cepken delik,
Kol delik, mintan delik,
Yen delik, kaftan delik,
Kevgir misin be kardeşlik!”
Kulaklarda çınlıyor, iktidarın nağmeleri;
“Türkiye uçuyor, ekonomisi coşuyor…”
*
Ekonominin neresi coşuyor diye bakınca sağa sola,
Hazine ve Maliye Bakanlığı verileri (20. 08.21) çıktı karşımıza.
“Merkezi yönetim brüt borç stoku 31 Temmuz itibariyle 2.032,3 milyar TL (yazıyla 2 trilyon 032 milyar,3 yüz milyon TL) olarak gerçekleşmiştir.
Borç stokunun 869,7 milyar TL tutarı TL cinsi, 1.263,6 milyar TL tutarı ise döviz cinsi borçlardan oluşmaktadır.”
Türkiye’nin brüt dış borcu 450 milyar dolar, net dış borç 268 milyar dolar.
Tablo böyle olunca,
Matematik bilgimiz zorlanıyor,
RTE’nin “Merkez Bankası Döviz rezervi 115 milyar dolara ulaştı” sözü karşısında…
*
Borç bini aşınca yeni borçlar bulmak gerekince,
İktidar düştü yine para bulmanın derdine.
Akla ilk gelen tabi ki vatandaşın kendisi.
Geliri paylaşırken sırtını dönen RTE-AKP,
Paraya sıkıştı ya, yüzünü çevirdi Vatandaşa, Millete.
Gönderiyor İBAN’ı, arttırıyor vergileri, yapıyor zamları…
Elektriğe, doğal gaza yüzde 15 zam,
Gelecek filmin reklamı gibi.
Bir de asıl film girince gösterime,
Yaşayarak göreceğiz Memleketin ve Milletin hal-i pürmelal’ini…
*
Bütçenin geliri 1,101 trilyon TL, gideri 1,346 trilyon TL.
Daha baştan açık var 245 milyar TL.
Gelirin yüzde 83,8’i (922,7 milyar TL) vergiler,
Vergilerin yaklaşık yüzde 70’iyse dolaylı vergiler.
Yani yediğimiz ekmeği, içtiğimiz suyu, elektriği, gazı… satın alırken,
Varsıl, yoksul ayırmadan, fark bile etmeden ödediğimiz vergiler…
Bazılarının vergi borcu siliniyor ya…
Onlardan değil senden benden toplanan vergiler.
Ekonomi coşmuş da taşmış, sel gibi geliyor,
Tabi ki Halkın üstüne…
*
Türkiye’nin borcu arttıkça…
Vatandaşın cebi, sofrası daraldıkça…
Nasihatler, öğütler çoğalıyor.
Emine hanımın yarım porsiyonluk nasihati de yetmedi,
Devreye Diyanet İşleri girdi.
“Peygamber yemeği sulu yaptırırdı, yanında ekmeği bol tutardı.
Günde bir öğün makarna, eti de kurbandan kurbana yerdi…”
Yok edemedikleri yoksulluğu ve açlığı…
Kutsal değerlerimizi, dini, peygamberi bile kullanarak yanlışlarını örtmek için kullanan,
İktidar hırsı ile gözleri körelmiş, vicdanları kararmış kişiler için söylenecek söz yoktur.
Ekonomide çalan Alarm Zilleri,
RTE-AKP siyasetinin ekonomide iflasını haber vermektedir…
Bu iflastan en büyük zararı gören ve görecek olan ise
Ülkemizdir, Halkımızdır, tün Yurttaşlarımızdır.
Alarm Zilleri asıl bizler için çalmaktadır.
*
Yok edecekleri 3 Y’den bir diğeri olan yolsuzluğun da mızrağı artık çuvala sığmıyor.
Üstünü örtmek ve unutturmak için ne kadar önlem almış olsalar da,
“Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma” huyuna engel olamadılar.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar çıktı ortaya ve anlattı 17-25 Aralık’ta yaşadıklarını.
“Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur. Sayın Cumhurbaşkanım beni hırsız çuvalının içine koydu ve attı” dedi.
RTE-AKP’den çıt yok.
Bu açıklamalar takip edecek bağımsız yargı da yok.
Yalnızca Cemil Çiçek, "Bu dosyalar Yüce Divan'a gitmeliydi. Gitseydi ve bir karar çıksaydı, bugün bunlar konuşulmazdı" dedi, pişmanlık kokan bir öz eleştiri verircesine...
Ortalıkta dolaşan, AKP içinde yüzde doksanın itirafçı olacağı sözleri, RTE-AKP'nin 19 yıllık iktidarının iç yüzünü ortaya döküyor.
Alarm Zilleri, AKP'nin bir siyasi parti olarak bitişini duyuruyor.
*
Hafta içinde Yargıtay binasının ve Adli Yılın açılış töreninde çalan Alarm Zilleri ise,
Türkiye Cumhuriyetinin Demokratik Laik, Hukuk Devleti niteliklerinin yok sayıldığını duyurdu.
Yüksek Yargının yeni binası DİB’nin dualarıyla açıldı.
Binanın içine geçiliyor Adli Yılın açılış töreni yine DİB’nin dualarıyla başladı.
Bu gösterinin anlamı,
RTE-AKP’nin Devletin yönetiminde dini kurallara ve ritüellere öncelik verdiğinin ve vereceğinin açık ilanıdır.
Bu ilanın Yüksek Yargı organı olan Yargıtay’da yapılması,
Hukukun da dini kurallara göre düzenleneceğinin ilanıdır.
Son dönemde, kamuya ait tüm açılışlarda ve devlet törenlerinde Cumhurbaşkanın yanında vekili gibi yer alan DİB’nin dualarıyla törenler başlamaktadır.
Verilen bu mesaj RTE-AKP’nin Türkiye Cumhuriyetinin geleceği ile ilgili hedefini açıkça göstermektedir.
Muhalefetin sessizliği, Demokratik Laik Cumhuriyetin güvencesiyiz söylemlerine olan inancı ve güveni zedelemektedir.
Bu çalan Alarm Zilleri, Demokratik Laik Cumhuriyetin ve Hukuk Devletinin nasıl bir tehlike altında olduğunu duyurmaktadır.
Duymak istemeyenlere, duyup da inanmayanlara, duyup da gülüp geçenlere…
Duyurulur.
*
101 yıl önce 4 Eylül günü başlayan ve 11 Eylül’de sonuçlanan Sivas Kongresinin anlamını Kongrenin Başkanlığını yapan Mustafa Kemal şöyle tanımlıyor.
“Burada bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararlar verildi.”
Kongrenin önderliğini yapan Mustafa Kemal Atatürk’ü,
Kurtuluşumuzun ve Kuruluşumuzun ilk kararlarının alındığı ve adımlarının atıldığı Sivas Kongresinin tüm üyelerini saygıyla ve minnetle selamlıyorum.
*
Bugün çalmakta olan Alarm Zilleri karşısında,
101 yıl öncesinin iradesini ve kararlılığını göstermek,
Tüm Cumhuriyet Yurttaşlarının, hepimizin sorumluluğu ve görevidir.
*
Çağdaş Türkiye’nin aydınlık yüzleri;
Avrupa Üçüncüsü olan Kadın Voleybol Milli Takımımızı,
Paralimpik Olimpiyat Şampiyonu olan Kadın Goalbol Milli Takımımızı kutluyorum.