Halkın Sayfası

Halkın Sayfası

Milyonlarca Suriyeli'yi besleyen Türkiye haftalardır, asgari ücretin birkaç yüz liralık artışını tartışıyor, neden?

 

Hani Hatay’ın Türkiye’ye katılmasının 82’nci yılı nedeniyle resmi kanallardan yazılı açıklama yapan Suriye Halk Meclisi, Hatay’ın Suriye toprağı olduğunu öne sürerek Türkiye'yi tehdit ettiği Hatay’da 1 milyon 659 bin 320 Türk Vatandaşı ile 438 bin 36 kayıtlı Suriyeli bulunuyor.

Açıklamada, “Hatay’ın Türkiye'nin eline kalmaması ve geri alınması için mümkün olan her şeyin yapılacağı” belirtilirken  dönemin Fransız mandasının, 2’ nci Dünya Savaşı’nda Türkiye’yle müttefiklik kurmak için Hatay’ı rüşvet olarak verdiğini öne sürmüşlerdi.

En çok Suriyeli barındıran şehir 536 bin 99 kişi ile İstanbul. İstanbul’u 460 bin 325 kişi ile Gaziantep438 bin 36 kişi ile Hatay takip ediyor. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun olduğu şehir ise %42,6 ile Kilis. Kilis’te 142 bin 792 Türk Vatandaşı ile kayıt altına alınmış 106 bin 924 Suriyeli bulunuyor. Suriyeli yoğunluğunda Kilis’i %20,9 oran ile Hatay takip ediyor. 

Bu durum  sizce de küresel odakların iştahlarını kabartmıyor mudur?  

ABD'nin Dedeağaç'a Rusya'ya yönelik yığdığı tankların namlularının Türkiye'ye dönmeyeceğinin garantisi var mı? Yunanistan'la, Suriyeyle ilişkilerimize, sınırlarımızın durumuna baktığımızda  bir dizayn görmeyen var mı? 

Bütün bunlara karşın sığınmacıların ülkelerine dönmesi konusunda gerekenlerin yapılmadığına bakılırsa, tıpkı küresel odaklar gibi suriyelilerin ülkesine dönmelerinin istenmemesine ülke çıkarı açısından bir nedeni olabilir mi

Gerçi AKP eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay'ın  ''Çok önemli bazı yerlerde Suriyelileri çekin, bu ülke ekonomisi çöker" demişliği var ama, oda,  'bir deli kuyuya bir taş atmış' misali gündemi bir süre meşgul etti hepsi bu.

Bu durumda içte ve dışta bir takım toplum mühendisliklerine ülke kurban ediliyor demek hasız olmaz sanırım.

Kişisel siyasi ekonomik çıkarlar ülke çıkarlarının önüne konulduğunda söz konusu olan vatan hainliğidir, hemfikir olmayan yoktur sanırım.  

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün resmi rakamlarına göre Türkiye’ye göç eden 3 milyon 672 bin 646 Suriyeli'yi besleyen Türkiye haftalardır, askeri ücretin birkaç yüz liralık artışını tartışıyor. 

Dilimize Arapçadan geçen ''asgari'' kelimesinin TDK sözlüğüne göre anlamı, ''en az, en düşük, en aşağı, minimum, minimal, en alt''tır. 

Asgari ücret de işçilerin belirlenen sınırın altında emeğinin satın alınamayacağını garantiler, devlet işçinin emeğinin bedelinin ödenmesini sömürülmemesini sağlar yani. 

Nasıl bir ülke yönetiminde; tükettiği hemen hemen tüm mallarda dışa bağımlı yani USD a bağımlı hale getirilen ülkede, inatla uygulanan ekonomi sistemiyle TL ye her gün değer kaybettirilir,  insanlar geçinemez, temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale düşürülür, 'en az, en düşük, en aşağı, minimum, minimal, en alt'' ücretin, askeri ücretin bir kaç yüz lirasını vermemek için haftalardır uğraşılır?

Ben söyleyeyim;

Halk verdiği vergileri doğru kullanıp insanca yaşayabileceği düzeni idare etsin diye bir idareye yetki verir.

İşte bu yetkiyi; Mustafa Kemal Atatürk'ün kapattığı tarikatları açan, halkın din duyguları sömüren, 15 Temmuz'a neden olan,  üstünede teröristlerle  birlikte yürüyenler, ''sütten çıkmış AK kaşık,''tırlar  ve din sömürücülerine karşı çıkanlara ''terörist'' demeye başlayanlara verdiğinde insanlık dışı bir yaşama mahkum olursun.

Üstelik ilim ve kültür derneği' ne ait olan kaçak öğrenci yurdunun yemekhanesinde senin çocuğun duvara dayanır,  Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi oğlunun  başı satırla kesilirken, tarikatlarda küçücük kız, erkek çocuklarına tecavüz edilir, dünyaları karartılırken, tarikatları açanlar halkın çocuklarını kapalı kapılar, merdiven altlarına itenler, kendi çocuklarını havalı kolejlere yurt dışındaki okullara gönderirler.

İşte bu yetkiyi; Mustafa Kemal Atatürk'ün '' yurtta barış cihanda barış'' sözünü çiğneyenlere verirsen senin çocuğun şehit, gelinin kızın dul, torunun yetim  olur.

Üstelik onların çocukları askere bile gitmemenin yolunu bulurken .

İşte bu yetkiyi; Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Laik Cumhuriyetten alıp, hiç bir ülkede emsali olmayan tek adam rejimi diye tanımlanabilecek partili Cumhurbaşkanı rejimine verdiğin zaman asgari ücretli;

açlığa, insanlık dışı bir yaşama mahkum olursun.

Üstelik senin verdiğin  vergilerini yönetsin diye yetki verdiğin,  ABD de ki Beyaz Ev'in kaç katı büyüklüğündeki,  dört milyar, otuz dokuz milyon TL bütçesi olan sarayında,  ülkenin ormanları yanarken söndürecek uçağı olmayan ülkende, onlarca makam uçağıyla seyahat ederken, üstünede senin adını bile bilmediğin meyveleri yerken.

 

Selma Şenel Sevinç

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.