
Naim Babüroğlu
Atatürk’ü vatandaşlıktan çıkarmak isteyenler
8/9 Temmuz 1919 gecesi... Mustafa Kemal Paşa, istifa etmişti. Artık asker değildi. Sevdiği üniforması ile devam edemezdi. Sivil bir elbiseye ihtiyacı vardı.
★★★
Mahzar Müfit Kansu’yu dinleyelim: “Bütün ömrü askerlikte geçen Paşa’nın sivil elbisesi yoktu... ‘Elbiseyi ne yapacağız Mahzar?’, der demez: ‘Kolay Paşam’ dedim. Aklıma valiye gitmek geldi.
★★★
‘Paşa için, sizin elbiselerinizden birini istiyorum.’ Münir (Akkaya) Bey bir hayli sıkıldı: ‘Benim ya bir ya iki defa giydiğim bir jakeatayım (1) var, Paşa’ya onu vereyim...’
★★★
Bende de temiz bir fes vardı. Gömlek, yaka, kravat da uydurmuştum. Paşa’nın ilk sivil kıyafetini böylelikle temin etmiş olduk.”
★★★
Pantolon, Paşa’ya bol geldi. Pantolonun beli daraltıldı.
★★★
Böylece... Mustafa Kemal Paşa’ya, ilk sivil elbise bulunmuştu...
★★★
23 Nisan 1920’de Meclis açılır. Türk İstiklal Savaşı süreci başlar...
★★★
Ankara’nın soğuk kış günlerinde, yaşanan parasızlığı Mazhar Müft Kansu şöyle anlatır: “Ekmekçiye bile, verecek paramız kalmamıştı... Bankalardan ve kurumlardan ödünç para almayı, Paşa’ya bir türlü kabul ettiremedim.
★★★
Benim bir kürküm vardı. Erzurumlu Nafiz Bey’e müracaatla, sattırılmasını rica ettim. Nafiz Bey, ‘Ocak ayı içindeyiz, ne giyeceksin’ diye satmamakta ısrar ettiyse de, bu ısrar ne olursa olsun kulağıma giremezdi. Aç mı kalacaktık? Nihayet onu da sattık.
★★★
Kimsede satılacak bir şey kalmadı... Velhasıl çaresizlik içinde idik...”
★★★
İşte, bu kötü koşullarda... Dünyanın en meşru, en haklı ve en kutsal savaşlarından biri olan Türk İstiklal Savaşı kazanılır.
★★★
İşgal devletleri, unutamadıkları bir yenilgi alırlar.
★★★
Zaferden sonra... Tarih, 2 Aralık 1922... Mustafa Kemal’in kurduğu mecliste, üç milletvekili bir yasa tasarısı verir. Tasarıda, Meclis’e seçilebilmek için, “Türkiye’de doğmak” ve “bir seçim bölgesinden en az beş yıl oturmak” koşulu vardı. Bu yasa tasarısında hedef, Mustafa Kemal’in meclis dışına çıkarılmasıydı.
★★★
Mustafa Kemal, Meclis’te duygu yüklü bir konuşma yapar: “Saygıdeğer Efendiler... Maalesef, benim doğum yerim, bugünkü sınırlar dışında kalmış bulunuyor. İkincisi, herhangi bir seçim bölgesinde beş yıl oturmuş da değilim. Fakat bu böyle ise, bunda benim en küçük bir kasıt ve kabahatim yoktur... Eğer düşmanlar amaçlarında tam bir başarıya ulaşmış olsalardı, Allah korusun, bu tasarıya imza koymuş olan Efendilerin de doğum yerleri, sınır dışında kalacaktı... Ben zannediyorum ki, bu hizmetlerimden dolayı milletimin sevgi ve saygısını kazandım... Fakat bu durumumdan dolayı, vatandaşlık haklarından yoksun bırakılacağımı asla hatırıma getirmezdim. Tahmin ediyorum ve ediyordum ki yabancı düşmanlar, bana suikast yapmak suretiyle, beni memleket hizmetinden alıkoymaya çalışacaklardır. Fakat hiçbir zaman hatır ve hayalime getirmezdim ki, yüce Meclis’te iki-üç kişi bile olsa, aynı zihniyette kimseler bulunabilsin...”
★★★
Şaşırmayın... Atatürk’ü, kendi kurduğu mecliste, vatandaşlıktan çıkarma girişiminde bulunacak kadar nankör milletvekilleri oldu bu ülkede. Bu nankörler, her dönemde kendilerine yer buldular. Zaman zaman, el üstünde tutuldular...
★★★
Onlar için en büyük düşman... İşgalciler ya da terör örgütleri değildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve İslam dünyasının ilk büyük laik reformcusu Atatürk’tü.
★★★
1922’de Atatürk’ü vatandaşlıktan çıkarma girişimi başarısız oldu... Ama... Atatürk’ü Anayasa’dan çıkarma girişimleri, son dönemde hızlandı. *** Mesela... TBMM çatısı altında, bir milletvekili, “Kemalizm zehirdir” dedi...
★★★
Yani... Ellerinden gelse... Atatürk’ü vatandaşlıktan çıkarmak için, her türlü girişimde bulunacaklar.
*** Eğer Atatürk olmasaydı, bu nankörlerin doğum yerleri işgal altında olacaktı. Camide ezan okunmayacaktı.
★★★
Ve, tarihi gerçek şudur... Atatürk’ü Türkiye’den çıkarın, geriye Afganistan kalır... İşte, bu nankörler, acı ve gözyaşının dinmediği bu coğrafyaya sevdalı...
★★★
Bu nankörler... Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in, tüm nimetlerinden sonsuza kadar yararlanırlar. Hem de hoyratça...
★★★
Yararlanırlar, ama... “Vefa imandandır” sözünü de, ellerinin tersiyle iterler.
★★★
Söyleyeceğim şudur... Atatürk’e nankörlük eden bu millet, asla gün yüzü görmez... (1) Erkeklerin resmi ziyaret ve davetlerde giydikleri, siyah kumaştan yapılmış, etekleri uzun ve ön köşeleri yuvarlak kesilmiş, arkası uzunca yırtmaçlı ceket.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.