Kemal Anadol
Önemli bir düzeltme!
Sayın Özgür Özel’in CHP Genel Başkan seçildiği Kurultayın üzerinden altı aydan fazla bir süre geçti. Buna karşın yakın siyasal tarihimizin önemli bir olayı yok sayılıyor! İktidar ve muhalefet yanlısı medya organları, ekranda her gece evlerimize konuk olan çok bilmişler, siyaset adamları hatta bizzat CHP yöneticileri bir tarihi pas geçiyorlar. Bu tarih 14 Ekim 1973 Genel Seçimleridir. Önemi de CHP’nin 1961’den bu yana ilk kez birinci parti olmasıdır. Ama ısrarla 1977 seçimlerine gönderme yapılarak CHP’nin kırk yedi yıl sonra birinci parti olduğu konuşulmakta hatta demeçlerde yer almaktadır. Çoğu okur, medya ve siyaset erbabının “Ne var bunda?” dediklerini duyar gibiyim. Bence çok önemli olan bu tarih ayrıntı değildir. Demokrasi yaşamımızın çok önemli bir dönüm noktasıdır. Nasıl mı? Anlatmaya çalışacağım.
Komuta zinciri içinde genelkurmay başkanıyla, kuvvet komutanlarının 1971 günü verdikleri muhtıra siyaset denizini tusunamide olduğu gibi önce sessizliğe büründürmüş sonra da korkunç dalgalarla yerinden oynatmıştı. Başbakan Süleyman Demirel istifa etmişti. Yeni başbakan olarak CHP’deki bir hizbin önde geleni Prof. Nihat Erim bir gecede partisinden istifa ettirilerek yeni hükümeti kurmakla görevlendirilince bu kez başarılı genel Sekreter Bülent Ecevit’in görevinden ayrıldığına tanık olunmuştu. Ecevit, Erim hükümetini destekleyen Genel Başkanı İsmet İnönü ile ters düştüğünü bu nedenle istifa ettiğini söylüyordu. Ayrıca CHP+Ordu=İktidar formülünün geçerli olmadığını, Ortanın Solu hareketinin halka anlatılarak, halkın oyu ile iktidara gelinebileceğini söylüyor, tepeden inmeciliğe karşı çıkıyordu. CHP karpuz gibi ikiye bölünmüştü. Parti meclisinde çoğunluğu elde tutan Ecevit ekibi önce Şeref Bakşık’ı sonra da Kâmil Kırıkoğlu’nu Genel Sekreter seçmişti. Artık ok yaydan çıkmıştı. Nükteleriyle ünlü Osman Bölükbaşı “Azrail Adalet Partisi’ne girdi, cenaze Halk Partisi’nden çıktı” diyordu. İnönü, Ecevit’in partiyi uzaktan kumanda ile yönettiğini söylüyordu. Bu amaçla olağanüstü kurultayı topluyordu. Kurultay’da mevcut Parti Meclisinin güvensizlik oyu ile düşürülmesini istiyordu. Düşünce kendi hazırladığı listeyi kurultaya sunacak ve seçilmesini isteyecekti.
6 Mayıs 1972 günü Ankara Selim Sırrı Tarcan Spor salonunda yapılan CHP 5. Olağanüstü Kurultayı yakın tarihçilerin incelemeye alacakları kadar önemlidir sanıyorum. Bir yanda Garp Cephesi Komutanı, Lozan kahramanı İsmet Paşa diğer yanda genç, çalışkan Ecevit… Ankara’da sıkıyönetim vardı. Kurultayın toplanacağı sabaha karşı Deniz Gezmiş, Yusuf İnan ve Hüseyin Aslan idam edilmişlerdi. Dinleyici yoktu. Onların sıralarında ellerinde telsiz polisler oturuyordu. Salonun çevresinde bir bölük asker silah çatmıştı. Kurultay’da tarihe geçecek konuşmalar yapılmıştı. Ecevit delegelere “Kapıkulu mu olmak istiyorsunuz yoksa özgür insan mı?” diyordu. İnönü ise eğer dediği dinlenmez ve mevcut parti meclisi güven oyu alırsa görevinde ayrılacağını söylüyordu. İkinci gece geç saatte oylama devam ediyordu. Adı okunan delege evet diyerek parti meclisine güven oyu veriyor, hayır diyense güvensizlik beyan ediyordu. Sıkıyönetimin koyduğu sokağa çıkma yasağı gece 23. 00’te başlıyordu. On dakika kala sonuçlar belli olmuştu: 1225 delegeden 1221’i oylamaya katılmıştı. 709 Evet oyu ile Ecevit yanlısı mevcut parti meclisi güven oyu almıştı. Ret oyu verenler 507’de kalmışlardı. Paşa dediğini yaptı ve 8 Mayıs 1972 günü 33 yıldır sürdürdüğü genel başkanlıktan istifa etti.
Tüzük gereği 14 Mayıs 1972 günü toplanan kurultayda Bülent Ecevit Genel Başkan seçildi. Artık CHP’de Ecevit dönemi başlıyordu. CHP Parti Meclisi son darbe hükümetinde, Ferit Melen Kabinesinde yer alan beş CHP’li bakanın ayrılmalarını istiyordu. CHP’nin 12 Mart anlayışı ile hiçbir bağlantısı kalmamalıydı. Aksi halde bu üyeler hakkında disiplin işlemi başlayacaktı. İnönü buna şiddetle karşı çıktı ve 5 Kasım 1972 günü, 49 yıl üyesi, 33 yıl genel başkanı olduğu partisinden istifa etti. 14 Kasım 1972 günü de milletvekilliğinden ayrıldı. Anayasa gereği eski cumhurbaşkanı olarak senato üyesi oldu.
O dönemin Babıali basını aylarca bu olayı diline doladı. İnönü de ayrıldıktan sonra CHP’nin seçim kazanma şansı kalmamıştı. CHP artık marjinal bir partiydi. Ancak onların farkında olmadıkları bir gerçek vardı. Başarılı futbol takımlarının alt yapısı gibi CHP’nin de güçlü bir örgütü vardı. Bu örgüt gençlik kollarında, ana kademelerde 12 Mart faşizmine karşı mücadele vermişti. Genç ama deneyimli ve donanımlıydılar. Onları Ecevit iyi tanıyordu. Çoğunu da kendisi yetiştirmişti. Ama zaman partisini sıkıştırıyordu. Ecevit genel başkan olduktan beş ay sonra CHP seçime girecekti. Tarihe geçecek bir seçim kampanyası sonucu 14 Ekim 1973 genel seçimleri gerçekleşti. Kamuoyu şaşkınlık içindeydi. CHP %33.30 oyla birinci parti olmuş ve 185 milletvekili çıkarmıştı. Adalet Partisi %29.82 oyla 149 sandalye alabilmişti. Seçime ilk kez giren Ferruh Bozbeyli’nin Demokratik Partisi %11.83 oyla 45, Erbakan’ın Milli Selamet Partisi %11.80 oyla 48 milletvekili çıkarmışlardı. Feyzioğlu’nun Milli Güven Partisi 13, Türkeş’in Milliyetçi Hareket Partisi de 3 milletvekili çıkarmışlardı.
CHP kamuoyunun tanımadığı genç ve deneyimli kadrolarla parlamentoya girmişti. Deniz Baykal, Önder Sav, Ali Topuz, Hasan Esat Işık, Erol Çevikçe, Nejat Ölçen, Süleyman Genç, Yüksel Çakmur, Mahmut Türkmenoğlu, Haluk Ülman ve benim gibi isimler ilk kez meclisteydiler.
Üç aylık bir bunalımdan sonra Ecevit’in Başbakanlığında CHP-MSP Hükümeti kurulmuştu. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtını da bu hükümet gerçekleştirmişti. Yakın geçmişe bakarken bazı önemli olayların pas geçilmesi hem siyaseten hem de tarih olarak büyük yanlıştır.
Bir kez daha yineleyelim. CHP 1961’den sonra ilk kez, 14 Ekim 1973 seçimlerinde %33.3 oyla birinci parti ve peşinden iktidar olmuştur. Hoş bir rastlantı olarak 5 Kasım 2023 günü CHP Genel Başkanı seçilen Özgür Özel de beş ay sonra yapılan 31 Mart 2024 seçimlerinde birinci partinin başındaydı. Tüm iyi niyetiyle siyasete giren gençlerimizin yakın geçmişi ve özellikle siyasal tarihi iyi hem de çok iyi bilmeleri gerekiyor. Bugün politikadaki düzey düşüklüğünün nedenlerinden biri de bilgisizlik ve cehalettir!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.