Hüseyin Özalp

Hüseyin Özalp

Efelik ve çalıkakıcılık

Aydınlılar çalıkakıcılığın anlamını çok iyi bilir, ben bir Aydınlı olarak bilmeyenlere anlatayım.

Efelik, Osmanlı’nın son döneminde Batı Anadolu bölgelerinde feodal sisteme, zulme karşı ortaya çıkmış bir sistemdir.  Genellikle ağa zulmü karşısında kendi adaletini arayan ve suç işleyerek dağa çıkan lider özelliği taşıyan kişilere Efe, onun ekibinde yer alanlara da zeybek veya kızan denir.

Devlet otoritesine ve feodal düzene karşı gelerek dağa çıkan bu kişiler, zaman içinde tutum ve eylemlerine göre halk tarafından farklı şekillerde adlandırılmaya başlanmıştır.

Yani suç işleyip dağa çıkanların hepsi efe değildir.

En kısa tanımlama ile zalimin ve zulmün karşısında, mazlumun yanında olana efe denmiştir. Efe, zenginden alıp fakire verendir. Halkın malını, canını, ırzını zalimlere karşı korur.

Efelik karizmasına bürünerek olumsuz işler yapanı, efe gibi görünen ama efe özellikleri taşımayanları halk, çalıkakıcı olarak adlandırır.

Adi eşkıyalık yapanlar, fakir halkın malına, canına ve namusuna el uzatanlar, farklı bir tanımlamaya tabi tutularak onlara çalıkakıcı denmiştir. Çalıkakıcı aslında efeliğin karanlık yüzüdür. Zamanla çalıkakıcı, efenin zıddı olarak kullanılan bir tabir haline gelmiştir.

Efe mert, çalıkakıcı kalleştir.

Çalıkakıcı, efenin tersine zayıfa zulmeder, halkın malına ve namusuna el uzatır.

Halk dilinde efe ağabey anlamında kullanılan, vicdan sahibi, koruyan ve kollayan, mert, yiğit kişi anlamlarına taşır. Efelik adı altında soygun, hırsızlık yapan ve halkın namusuna el uzatanlara ise çete deniyor. Çete sözü zamanla çalıkakıcıya dönüşüyor.

Çalıkakıcı kelimesinin kökenine ilişkin farklı yorumlar var. Akademisyenler Caner Işık ve Gökhan Türk’ün, "Aydın Halk Kültüründe Efelik ve Çalıkakıcılık" başlıklı çalışmasında, çalıkakıcı sözünün kökenine ilişkin ilginç tespitler bulunuyor.

İşgalin ilk günlerinde Yunan askerlerinden kaçan eşkıyalar, çalıya takılmıştır. Arkasından kendisini tutanın Yunanlı olduğunu sanıp korkmuştur. Çalıdan kurtulmak için itip kakmaya başladığı söylenerek, alaycı bir anlam içeren çalıkakıcı sözü buradan türetilmiştir.

Efelerin tamamı devletin gözünde eşkıya olarak görülürken halk nezdinde siyah ve beyaz kadar net şekilde ayrılmaktadır.

Halk efeyi, efe de halkı sahiplenir. Efelikten gelen gücünü kullanarak zenginlerin halkın yararına işler yapmasını sağlar. Bunlara köprü, yol yaptırmak, köyün imarını sağlamak dahildir. Efe zenginden alıp fakire verendir. En bilinen örnekleri, Atçalı Kel Mehmet, Çakırcalı Mehmet Efe, Yörük Ali Efe’dir.

Buna karşın efelerin erdemlerinden çok uzak olan çalıkakıcıların, kadın ve çocuk öldürmek, ırza dokunmak, tetikçilik yapmak, düşmanla iş birliği içinde olmak gibi eylemleri olmuştur.

En önemli ayrımlardan biri, Efelerin halka zulmeden yerel ağaların karşısında olması, çalıkakıcıların ise ağalarla işbirliği yapması ve onların tetikçiliğini yapabilmesidir.

Halkın gözünde önemli diğer bir fark ise Yunan işgali sırasında efelerin ve efe gruplarının direnerek Kuvay-ı Milliye’ye katılarak savaşması, müslim-gayrimüslim ayrımı yapmadan halka yardım etmesidir. Adi soyguncu takımı ise düşmanla iş birliği yapmayı tercih etmiştir. İşgalden faydalanarak soygun ve tacizlerini artırmışlardır.

Akademisyenlerin çalışmasındaki mülakatlarda, çalıkakıcı olarak nitelendirilen efe kılıklıların kimler olduğu da örnekleriyle ve yaşanan olaylarla anlatılmaktadır.

Netice olarak efelik ve çalıkakıcılık halkın verdiği bir unvandır. Kimin efe kimin çalıkakıcı olduğuna halk karar verir.

Not: Bu yazının güncel siyasi gelişmelerle hiçbir ilgisi yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.