İsmet Paşa'nın laiklik konusundaki hassasiyetini çok geç anladım

İsmet Paşayı sonsuzluğa yolcu edeli 48 yıl oldu. Gitmeden bir yıl önce bir İngiliz gazeteci sormuş, “Paşam geleceği nasıl görüyorsunuz?” İsmet İnönü, dünyanın hızlı değişimini kastederek, “yağma yok, ben artık 6 ay sonrasını bile söyleyemem” demiş.

O tarihte henüz, AKP’nin koynundan çıktığı Milli Selamet Partisi (MSP) Genel Başkanı Necmettin Erbakan Hocaya sorsalardı, “Recep Tayyip Erdoğan ne zaman partiyi sizin elinizden alır?” diye. Yanıtı, İsmet Paşanın ünlü sözü olurdu, “güldürmeyin beni”.

1996’da Erbakan Hoca Başbakan olduğunda Demirel Cumhurbaşkanı, Tayyip Erdoğan da belediye başkanıydı. İsmet İnönü, sayesinde çok partili parlamenter demokrasiye geçtiğimiz 1950’de Celal Bayar-Adnan Menderes ikilisine iktidarı devrederken, “bir gün gelecek Kayserili bir ustanın oğlu Abdullah Gül de Çankaya Köşkü'ne çıkacak” diye, gönlü ferah yüzü gülüyordu.

Yıllar sonra yasaklı R. T. Erdoğan’ın başbakanlık kapısını, İnönü’nün partisinin Genel Başkanı açtı, (Deniz Baykal’ın önkoşulsuz “sırf partilere dayalı demokratik parlamenter sisteme inançla bağlı olduğu” için bu kararı aldığının canlı tanığıyım).

48 yıl önce tabutuna omuz verdiğim İsmet Paşa’nın siyasi literatüre ve hatta tarihe geçmiş birçok sözü vardır. Ama nedense beni en çok etkileyen, her kararımda, her çıkışımda özenle uymaya çalıştığım öğüdü, bu olmuştur: "Bir memlekette namuslular en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur”.

Siyasi yaşamım, İsmet Paşa’dan sonra gelen Bülent Ecevit ile başladı. Ama henüz 10 yaşımdayken, bir sel felaketi nedeniyle Amasya’ya geldiğinde İsmet Paşa ile başlayan duygusal bağım hiç azalmadan içimde sanki kristalleşti.

1948'de Haziran ayının bir gecesi, dışarda şiddetle yağan yağmurun, Lokman Dağı'ndan getirdiği sel felaketini, akşam bağ dönüşü kendini zor kurtaran ninem kapımızı dövdüğünde öğrendik. Henüz ilkokuldaydım, Amasya'da sel felaketinde 92 kişi can vermişti. Selden iki gün sonra Valilik tellal bağırtarak; Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün felaket dolaysıyla Amasya'ya geleceğini ilan etti. Şehirden birkaç km. uzakta olan istasyondaki karşılamaya, babam beni de götürdü.

İsmet Paşa trenden indi, acılı halk kendisini sessiz ve saygılı bir şekilde arasına aldı ve Yeşilırmak boyunca kente yürümeye başlandı. Nasıl oldu hiç bilmiyorum, kendimi Paşa'nın hemen sağ yanında buldum. Bir ara İsmet Paşa'nın elinin sıcaklığını başımda duyumsadım.

1973'te Adana'dan milletvekili seçildim. Meclis kürsüsünde yemin ederken, CHP'nin altı okuna bağlılığımın aslında; İsmet İnönü’nün laiklikten asla ödün vermediği çağdaş demokrasinin gelişmesi ve Türkiye'nin adalet içinde hızla kalkınması için çalışma inancım olduğunu, daha iyi anlıyordum.

CHP uzun yıllardan sonra hükümet olma olanağı bulmuş ve Bülent Ecevit, hükümeti kurmakla görevlendirilmişti. İsmet Paşa'nın ölüm haberini, Korkut Özal, Oğuzhan Asiltürk gibi isimlerin olduğu MSP'liler ve Deniz Baykal ile benim de bulunduğum bir grubun koalisyon protokolü çalışmasında almıştık.

Bizim başkanımız olan Turan Güneş, haber üzerine çok duygulandı ve İsmet İnönü'den sonra yapılan CHP kurultayındaki bir anısını anlattı: “Kurultayda tek aday Ecevit CHP Genel Başkanı seçilmişti. Yoğun alkışlarla kurultay salonuna girdiğinde, delegeler arasında oturan İsmet İnönü, 1950’de seçimi kaybettiğinde iktidarı Demokrat Partiye (Bayar-Menderes) devrettiği gibi, ayağa kalkıp önünü ilikledi ve kurultay üyelerinin özgürce kullandıkları oylarıyla parti genel başkanlığını bıraktığı Genel Başkan Bülent Ecevit'i saygıyla selamladı”. 

10 yaşımda istasyon yolunda Amasya'da başımı okşayan İsmet İnönü’nün CHP’sinin milletvekili olmak kadar, tabutunu omuzlamış olmak da benim için engin bir onurdu. Sevgiyle ve özlemle anıyoruz.

(*) Cumhurbaşkanı S. Demirel’in kendisinden dinledim. (2007 Güniz Sokakta)

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.