
Ergün Aydoğan
Silivri'den mesaj ve selamlar var
26 Ağustos günü Marmara Ceza İnfaz Kurumu değil ‘yıldızlar tutsak evi’ denilebilecek Silivri Cezaevindeydim. Bir sürü belediye başkanı, belediye çalışanı, eski yeni milletvekili, menajer, gazeteci, iş insanı, avukat say say bitmeyecek sayıda kişi Silivri Cezaevinde.
Bu ziyarette İBB Başkanı ve CHP’nin 15,5 milyon oyla belirlenmiş cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyük Şehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, önceki dönem milletvekili Aykut Erdoğdu ve gazeteci Fatih Altaylı’yı ziyaret ettim. Daha öncede diğer belediye başkanlarını ziyaret etmiştim.
Özgürlüğünüzün olmadığı, gizli tanık ve itirafçı veya iftiracıların beyanlarına dayalı iddialarla uzun süredir tutuklu olarak, özgürlüğünüze ne zaman kavuşacağınız belli olmadan, hakkınızdaki iddiaların belge ve kanıtlarına dayalı iddianamenin yazılmasını ve biran önce yargılamanın başlaması ve özgürlüğe kavuşma umuduyla beklemek kolay bir süreç değildir. Cezaevinin insani yaşam şartları ve koşulları bambaşka bir konu.
Milli iradeyi temsil eden seçilmiş başkanlar niçin buna maruz kaldıklarının bilincindeler. Hepsi durumun farkında siyasal saiklerle sürecin parçası olduklarına inanıyorlar.
Ekrem İmamoğlu; görüşmede ilk tepkisi, aldığım bilgiye göre Trabzon’daki çocukluk arkadaşım, şahsi avukatımda gözaltına alınmış ‘çok üzgünüm’ oldu. Sanki etrafında kim varsa kuşatılıyor, baskı altına alınıyor, tabiri caiz ise ‘dokunan yanıyor’.
Her konuda uzun bir sohbet ve değerlendirme yaptık. Etrafımdaki herkesi baskı altına alıyorlar, bütün baskı ve yurtdışı dahil aramalarına rağmen hiçbir şey bulabilmiş değiller; çünkü yok. Beylikdüzü’nden beri bütün ihaleleri incelediler bir tek bir şey bulamadılar. Bu yaşanılanların neden yaşandığını gayet iyi biliyorum. Biran önce mahkeme önüne çıkmayı bekliyorum. Hiçbir zaman umutsuzluğa karamsarlığa kapılmadım ‘milletim de umudunu’ kaybetmesin. Bu yorgun ve yaşlı kadro ülkeyi çok yoruyor, en kısa sürede bu kadroyu gönderip, genç ve dinamik bir kadroyla ülkeyi içinde bulunduğu çöküntüden çıkarıp, ülkenin hak ettiği refahı yeniden yaratacak, eşit adil bölüşüm düzenini kuracağız, diyerek inancını ortaya koydu.
Ekrem İmamoğlu, biraz kilo vermiş olmasının yanında diri, sağlıklı ve oldukça moralliydi. Olabildiğince her şeyi takip etmeye çalışıyor. Herkese selam ve sevgilerini iletirken; her şey çok güzel olacak inancını dile getirdi.
Zeydan Karalar; Zeydan başkan her zamanki gibi son derece pozitif, etrafına moral saçıyor ama diyor ki; ben niye buradayım. Bana ithaf edilen suçlamalarla hiçbir ilgim yok. Yıllar önce yapılmış bir iş ve ben belediyeler içinde hak edişlerini hiç aksatmadan gününde ödeyen bir belediye başkanıyım diyor.
Hasan Akgün; şu anda en uzun süre belediye başkanlığı yapan kişi. Hasan Akgün, yaşına rağmen gayet diri, sağlıklı ve moralli. Bugüne kadar Büyükçekmece’de çok katlı yapılaşmaya, İktidarın yapımına yeniden izin verdiği 1+0 ve 1+1’e izin vermedim. 1+0 topluma yapılabilecek en büyük kötülüktür diyor.
Rıza Akpolat; kendisine ve etrafına İstanbul İl Kongresi ve Kurultay ile ilgili itirafçı olması konusunda çeşitli baskılar yapılmasına rağmen inançla mücadeleyi sürdürdüğünü dile getirdi.
İnan Güney; İnan başkan bırakın suç örgütü lideri olarak tanımlanan Aziz İhsan Aktaş’a iş vermeyi, adı geçen kişiye iş vermediği için suçlandığını dile getirerek. Biz neden sürecin parçası haline getirilerek neden burada olduğumuzu gayet iyi biliyoruz; yılmadan, inançla mücadelemizi sürdüreceğiz diyor.
Aykut Erdoğdu; itirafçının kendisine yönelik itiraflarının gerçeği yansıtmadığını, yurtdışında ve kamuda çok önemli görevlerde bulunduğunu, 4 dört dönem milletvekilliği yaptığını ve suç isnatlarının gerçeklikle bir ilgisi olmadığını, siyasal nedenlerle tutuklu olduğunu dile getiriyor.
Dediğim gibi bütün başkanlar son derece inançlı ve dirençli, mücadele azmi içindeler.
Fatih Altaylı; son derece keyifli ve neşeliydi. Bana muhalif diyorlar ben iktidarın veya kimsenin muhalifi değilim ki, ben; Özal, Çiller, Yılmaz hepsine karşı da böyleydim, ben neysem oyum. Ben bu ülkenin duyarlı bir yurttaşı, gazetecisi olarak bildiğim ve inandığım şeyleri dile getiriyorum. Dedim ki vallahi haklısınız Fatih Bey siz Galatasaray üyesi olarak bir dönem Galatasaray’a bile muhalefet ettiniz, bir Galatasaraylı olarak gayet iyi bilirim dedim; gülüştük. Duruşmam Ekim’de herhalde çıkarım umudu içindeydi.
Fatih Altaylı, Türkiye’nin 2023 seçimlerinde çok büyük bir fırsatı kaçırdığını söyledi; nedenlerini konuştuk.
Türkiye bir taraftan ‘demokratikleşme’ adında bir komisyonla ciddi bir süreç yürütürken aynı zamanda seçilmiş belediye başkanları üzerinden yürütülen operasyonlarla demokratikleşemez. Demokratikleşeceğini yerel seçimlerde birinci olmuş partinin belediye başkanlarına operasyon yaparak gösteremez. İç cephe bütünlüğü derken, Türkiye’nin birinci partisini karşısına alarak iç cepheyi tahkim edip sağlamlaştıramaz.
Suç örgütü ilan edilen kişi Aziz İhsan Aktaş’ın CHP’li belediyelerle iş yapması suç teşkil ederken, AKP/MHP diğer belediye ve kamu kurumları için suç teşkil etmeyecek şekilde ayrıştırarak yapılan yargılamayla adaletin tesis edeceğine toplum inandırılamaz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.