Devlet illegal yapılarla bağlantı kurulmasına bu yapıların terör eylemlerine destek vermesine izin vermez elbette, vermemelidir de!  Sadece iktidar partisinin  işine geldiği zaman değil, bir partiye yönelik değil, tüm partilerin içindeki illegal yapılanmalara izin vermemelidir, hiç bir zaman vermemelidir.

Bunun en acı tecrübesi, İktidarın ''ne istedilerde vermedik, çok özledik dön artık hoca efendi'' dediği terörist elebaşı fötö den gelmedi mi? 

İllegal yapıyla kurulan ilişki o zaman da yanlıştı, bedeli masum vatandaşların askerlerimizin canıyla kanıyla ödendi. İktidar Fetö terör örgütünü legal gördüğü dönemde ordumuza, eğitimimize, sahte sınavlarla, çeşitli oyunlarla, bütün birimlerimize sızmasında beis görmeyen, yapılanmasını en basit kelimeyle, engellemeyen hatta''savcısıyım'' diyen iktidarın savunması ise, ''kandırıldık'' tan öteye gitmezken, parti kapatılması söz konusu oldu mu?

Parti tüzeldir, yargılanması gerekenler kişilerdir. Yargılanması gereken kişiler de şu tarihten önce,  şu tarihten sonra gibi abuk bir uygulamayla yargılanmadılar ayrı konu.

Tüzel suç işleyemez, HDP'nin içinde illegal eylemlere destek veren terör örgütüyle bağlantılı isimleri tesbit edip, yargı kararıyla gereğini hukuk çerçevesinde yaparsınız; bunu da bir partiyi hedef alarak değil, hangi partiden olursa olsun ayrımsız yaparsanız, güçlü bir devletsinizdir.

Aksi, 'İktidar kendisine oy vermeyen Kürt'leri cezalandırıyor' olur ve hukuksuzluk her zaman eninde sonunda sahibini de aynı şekilde yargılar.

Hukuk yara almaması gereken kurumların başında gelir, terörle mücadele ediyorum diye, devlet eliyle hukuğu çiğneyip terör yaratamazsınız, büyük güçlü bir devletseniz yapmazsınız, bu sizi teröristten ayırır. 

Ömer Faruk Gergeroğlu'nun vekilliği örgüt propogandası suçundan aldığı ceza nedeniyle düşürüldü. Söz konusu propogandayı PKK açıklamasını retweet ederek yapmıştı; iyi ama bu haber bir sürü yayın kuruluşunda yayınlandı ve hiç biri hakkında da işlem yapılmadı, hukuk kişiye özel işler mi?

AKP ve HDP' nin aynı yollardan gidip, farklı bir yere çıkabilmeyi  umabilmek gibi ortak, bir de özellikleri var.

HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP şimdi de HDP, kapatmak bir işe yaramış mı? Hayır!

Peki terör örgütüyle bağlantılı bir şekilde yeniden yeniden açılarak özgürlük ve eşitliklere ulaşılabilinmiş mi? Hayır!

Peki neden aynı yol defalarca seçiliyor, bu yol gösterilen hedefe çıkmıyorsa bu ısrar neden?

Gösterilenden farklı bir hedef var ve her seferinde de başarılı olmuş olmalı ki, ısrarın nedeni hem İktidar, hem HDP için açıklanabilsin. 

HDP kapatma davasının, MHP kurultayından bir gün önce olmasını da Trabzon Emniyetinin operasyonda ele geçirdiği mermilerle ''ANDIMIZ'' yazmasını da tesadüf diye değerlendirmek çok inandırcı olmaz heralde.. 

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Parti kapatmalarının Türkiye'de olumlu sonuçları görülmedi" demişti. Ancak gelinen noktada AKP tabanının zayıflaması MHP desteğini elzem hale getirince, milli gömleği çıkardık diyen AKP o gömleği yeniden giymek zorunda bırakılacak, görünen o. Milli gömlek diye bir zamanlar ortaya koydukları içerik açısından kullandım, bence o gömlek çıkarılırken olmadığı gibi, giyilirken de milli değildi.

Milli, ülkenin tüm renklerinin  hak ve özgürlüklerinin eşitlik içinde bir olabilmesidir. Teröristle devletin masaya oturması yada o masada olanlardan bazılarının yargılanmasının Milliyetçilik le bir ilgisi olması mümkün değildir.  Önce Fetö sonra çözüm süreci adı altında PKK ile bağlantılı bir ortakla kolkola girip, bir başka partiyi PKK bağlantılı diye kapatmayı istemekse milliyetçilik değil gerçekten milliyetçi olan tabanın zekasıyla alay etmektir, ihanettir.

Bir başka görünen se ; iddianamede 'İmralı Günlükleri'ne dayandırılan bölümler var, ''Cumhur İttifakından öce söylediğim her şeyin arkasındayım'' diyen Bahçeli'nin, bu yargılamaların sırayı  İktidara da getireceğini göz ardı etmiş olması mümkün mü?

Sonuçta İmralı'daki görüşmeler devletin izniyle oluşturulan masada yapıldı, o masada mit görevlisi vardı. 

Görüşmelere Muhammed Dervişoğlu' da, Kamu Güvenliği Müsteşarı sıfatı ile devleti temsilen katılmıştı. 

Cemal Bayık, Serxwebun'un şubat sayısında ABD'nin PKK' yı bölge ülkelerinin üstüne sürmek istediğini yazdı, tabi bunu ABD Suriye'de Kandil'siz bir PKK ile hareket edince dile getirdi.

Uluslar arası arenada PKK ile stratejiler geliştirildiği doğru, bizdeki şehitler üzerinden geliştirilen hamaset siyaseti mutlaka yanardağın sadece görünen yüzü...

Bu durumda seçimlere kadar yaşanan ve yaşanacak hiç bir şeyin tesadüflerden oluşmadığı büyük oyunu ve Bahçeli'nin bu oyunun neresinde olduğunu çok iyi görmek gerekir.

 SELMA