Yapay zekâ da ülkeler arası  rekabet

Yapay zekâ da ülkeler arası rekabet

Yapay zekâ alanında ülkelerin birbiri ile rekabeti artarken, yapay zekanın (AI) 2030 yılına kadar küresel ekonomiye yaklaşık 13 trilyon ABD doları katkı sağlaması bekleniyor. Geçiş sürecinde işletmelerin yaşadığı yapay zekâ deneyimleri ise sistemin yeni risk türleri oluşturabileceğini gösteriyor.

 

Yapay zekâ derin öğrenme yeteneği sayesinde son 10 yılda hayatımızın her alanında yer almaya başladı.  Geleceğin dünyasını hızla şekillendirmeye başlayan yapay zekâ ile pek çok görevi otomatik hâle getirmek ve maliyet azaltmak isteyen şirketler için AI sistemleri göz kamaştırıyor. Henüz yeni sayılabilecek bu sistemlere fazla güven şirketler açısından bazı sorunlara da yol açabiliyor. Örnek vermek gerekirse, medyada ajanslardan geçilen haberleri otomatik olarak alarak yayına ekleyen, editoryal süreci otomatikleştiren sistemler pek çok yayın kuruluşunda kullanılmaya başlandı. Tam anlamıyla mükemmel olmayan dil işleme sistemlerini kullanan bu uygulamalarda AI’yi denetimsiz bırakmak çıkan haberlerde yazım ve çeviri problemleri yaşanmasına neden oldu.

Diğer yandan işe alım süreçlerinde kullanılan yapay zekânın da kadın ve azınlık kökeni olan bireylerle ilgili yanlış kararlar verdiği yaşanan diğer aksaklıklardan. Hatta daha önce yüz tanıma sistemlerinde yaşanan problemler nedeniyle pek çok ülkede bu sistemin kolluk kuvvetlerince kullanılması yasaklandı.

Bu gibi problemler, derin öğrenme modellerinin karmaşıklığı nedeniyle hâlen güncel riskler olduğundan otonom araçları henüz sokaklarda göremiyoruz. En ufak hatanın insan hayatına mâl olabileceği sürücüsüz araçların hayal edilen performans ile güvenli bir şekilde sokaklarda dolaşması için çok detaylı çalışmalar ve binlerce deneme yapılıyor. 

Şu an için denetimli derin öğrenme kullanılan bu sistemlerin yanı sıra gelecek, denetimsiz derin öğrenmenin de ilgi göreceğinin sinyallerini veriyor. Günümüzde pek çok AI yazılımı, insanların önceden tanımladığı veri kümelerinden öğreniyor. Denetimsiz öğrenme yani insan tarafından belirlenmeyen verilerden öğrenen yapay zekânın ise daha hızlı ve geniş kapsamlı öğrenme gerçekleştireceği bilindiğinden bu modelin giderek daha fazla ilgi görmesi bekleniyor. En yalın anlatımla bunu şöyle düşünebiliriz; denetimle öğrenme bir çocuğun okulda derste öğretmen kontrolünde aldığı eğitimse, denetimsiz öğrenme aynı çocuğun günlük hayatı içerisinde öğrendiği hayata dair tüm bilgilerdir. Dolayısıyla denetimsiz öğrenme hızlı ve doğal öğrenmenin önünü açabilir. Buradaki asıl problem klavuzun karga olması durumunda yaşanacaklar gibi görünüyor.

Türk hekimler bıçaksız müdahaleyi anlatacak 

Beyin damar tıkanmaları veya kanamalarına bağlı inme, felç olarak bilinen hastalıkların tedavisinde kafatası açılmadan bıçaksız müdahale imkânı sunan “Girişimsel Nöroradyoloji” (Nöroendovasküler Cerrahi) alanındaki son gelişmeler uluslararası olarak düzenlenen World Live Neurovascular Conference (WLNC - Dünya Canlı  Nörovasküler Konferansı) toplantısında anlatılacak. Girişimsel Nöroradyoloji alanında öne çıkan Türk hekimleri Prof. Dr. Işıl Saatçi, Prof. Dr. Saruhan Çekirge, Prof. Dr. Civan Işlak, Prof. Dr. Naci Koçer ve Prof. Dr. Osman Kızılkılıç, ABD, Çin, Fransa, Arjantin’den doktorlarla birlikte geliştirdikleri ve tıp literatürüne giren tedavi yöntemlerini anlatacakları kongre, küresel salgın nedeniyle 23-24 Ekim 2020 tarihlerinde online olarak düzenlenecek. Kongrede, kasık damarından girilerek yapılan endovasküler (kapalı) beyin ameliyatları katılımcılar tarafından canlı olarak izleyebilecek.

 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.