24 Mayıs 2022 itibarıyla, Ukrayna Savaşı başlayalı üç ay geçti. Daha ilk günden yazmış ve ekranlarda anlatmıştık; “Bu savaş uzun soluklu olarak planlandı ve kolay kolay da bitmeyecek” diye. Aslında Ukrayna Savaşı baştan engellenebilirdi ama engellenmedi, hatta önü açıldı ve imkân olmasına rağmen durdurulmuyor. Lafı dolandırmadan açık olarak söyleyelim; bu savaşı engellemeyen de durdurmayan ve hatta değirmenine su taşıyan da ABD’dir.
ABD açısından bu savaşın sürdürülmek istenmesindeki amaç; küresel hedeflerine ulaşmak için Ukrayna üzerinden Rusya’yı zayıflatmak, bu kapsamda iktidar değişikliğine yönelik olarak Putin’i şeytanlaştırmak, müteakip hedef olan Çin için dünyayı kutuplaştırmak, İkinci Soğuk Savaşı tırmandırmak ve Batı dünyasını kendi arkasında dizayn etmektir.
Rusya Tuzağa Düştü
Tabii ki Rusya’nın Ukrayna gibi egemen bir ülkenin topraklarını hangi gerekçeyle olursa olsun istila etmeye kalkması kabul edilemez ve uluslararası hukukun ağır şekilde ihlalidir. Ama gerçeğin altını çizmek, savaşın yıkıcı sonuçlarını değiştirmiyor ki! Kaldı ki; bu yolu daha önce ABD açtı. 2003’de ABD hangi yetkiyle Irak’a müdahale etti, toprak bütünlüğünü ve sınırlarını yok saydı? ABD askeri şu anda hangi yetkiyle Suriye’de? Libya’nın da toprak bütünlüğü ve egemenliği yok sayıldı. Bunlar uluslararası hukukun ihlali değil miydi? Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini 30 yıl boyunca işgal altında tuttu, ABD ve Batı’nın sesi çıktı mı? Demek ki; bu işler hangi taraftan bakıldığına göre değişiyor.
Rusya, Ukrayna Savaşı ile tuzağa düştü veya düşürüldü. Rusya ya ABD’nin küresel olarak kendine biçtiği rolü kabullenecekti ya da er veya geç bu role itiraz edecekti. Rusya’nın Ukrayna hamlesi bu itirazın bir sonucuydu. Küresel oyun kurucu ABD, Rusya için liberal ekonomik düzene entegre edilmiş, enerji, hammadde, tahıl tedarikçisi ve Batı’nın ürettikleri için pazar olan, yüzünü Batı’ya sırtını Çin’e çeviren, nihai olarak Çin’e karşı da kullanılması planlanan, NATO’nun büyümesine itiraz etmeyecek bir ülke rolü biçti.
Putin Role Razı Olmadı
Putin bu role razı olmadı. Rusya’nın Gürcistan, Suriye, Kırım ve Libya hamleleri de bu itirazın sonuçlarıydı. Bugün Ukrayna’da yaşananları ve nedenlerini anlayabilmek için 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren ABD tarafından her alanda yapılan yatırımları, 2004’deki Turuncu Devrimi ve 2014’deki Meydan Darbesi’ni de içine alan resmi geniş açıdan görmek lazım. Rusya ya kabullenecekti ya da uzun zamandır kurgulanan bu tuzağın içine düşecekti. Rusya bunun tuzak olduğunu sonradan fark etti ama iş işten geçmiş ve geri adım atma şansını kaybetmişti. Bir bakıma 1941’de, Japonya’ya karşı kurulan tuzak gibi! Önce Japonya’ya petrol ambargosu uyguladılar, sonra onu Pearl Harbor baskınını yapması için provoke edip, arkasından işini bitirdiler.
Aynen ilaçların yan etkileri gibi Ukrayna Savaşı’nın de kısmen öngörülen, kısmen de öngörülemeyen ama zaman ilerledikçe daha da derinleşeceği anlaşılan küresel yan etkileri var ve sonuçları olacak. Bu da savaşın planlandığı halde uzun soluklu olarak devamını engelleyebilecek gelişmelere neden olabilecektir. ABD, Ukrayna Savaşı ile başlangıç olarak her alanda kazandı ve ara hedeflerine ulaştı. Putin de bir şekilde devrilir ve yeni yönetim üç aşağı beş yukarı ABD’nin Rusya için öngördüğü küresel rolü kabullenirse, görev başarıyla tamamlanmış olacak ama olan da Ukrayna’ya ve Ukraynalılara olacak!
Savaş Uzarsa Ne Olacak?
Ukrayna Savaşı uzadıkça her alanda küresel etkileri artacak, dayanılmaz ve katlanılmaz boyutlara ulaşılabilecektir. Bu gelişmeler, ister istemez hem ABD liderliğindeki Batı’da hem de küresel çapta tepkilere de neden olacaktır. Savaşın yayılması ve nükleer silah kullanma eşiğine gelinmesi riski de cabası.
Ukrayna Savaşı birçok şeyi tetikledi. AVM’lerde ve marketlerde yemeklik yağların azalması ve fiyatlarının artması, insanların benzin istasyonlarında daha fazla para ödemek zorunda kalması, gübre fiyatlarının pahalanması ve bunun ister istemez yiyecek fiyatlarının yükselmesine neden olması, sığınmacı krizi, yeni müttefik arayışları, silahlanma yarışı ve milli gelirden savunmaya ayrılan payların artması, işsizlik, faizlerin artması ve hızına yetişilemeyen enflasyon da dâhil, yok yok!
Açlık Tehlikesi Var
Rusya ve Ukrayna özellikle Ortadoğu ve Afrika ülkeleri için buğday, arpa, mısır ve yemeklik yağ ihracatçısıdır. Rusya aynı zamanda gübre, doğalgaz ve petrol de üretiyor. Savaş süresince Rusya’nın Ukrayna’ya ve Karadeniz’deki limanlarına yönelik ablukası ile Rusya’ya uygulanan yaptırımlar; bu kritik malların akışında kesintilere, tedarik zincirinin kopmasına neden oluyor ve gıda ve doğalgaz fiyatlarının artması da milyonlarca insanı açlığa ve kıtlığa itiyor.
Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde ayçiçek yağı ve buğday fiyatları çok yükseldi. Temel gıda maddeleri fiyatlarında geçen yıla göre üç kattan fazla artış olan ülkeler var. Mısır, tahıl rezervlerini korumak için un, makarna ve mercimek gibi ürünlerin ihracatını yasakladı ve ekmeğin fiyatını sabitledi. Güney Amerika’da, Peru’da savaşın gıda, gübre ve yakıt maliyetleri üzerindeki etkisi, siyasi krizi tetikledi.
Savaş Radikal Değişimlere Neden Oluyor
Avrupa’da büyük bir sığınmacı krizi meydana geldi. Ukrayna‘da yaklaşık 14 milyon insan evini barkını terk etmek, 6 milyon insan da ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, yaklaşık olarak 8 milyon insanın daha Ukrayna’yı terk edebileceğini öngörüyor. Polonya yaklaşık olarak 3,5 milyon, Romanya 1 milyon ve sığınmacılara geleneksel olarak karşı olan Macaristan ise 600 bin Ukraynalı sığınmacıyı kabul etmek zorunda kaldı. Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri olan Moldova’da bile 600 bine yakın sığınmacı var ve bu sayı ülke nüfusunun neredeyse altıda biri.
Bu savaş bazı radikal değişimlere de neden oluyor. İkinci Soğuk Savaşı tırmandırıyor, kutuplaşmayı arttırıyor, Rusya ve Çin’i daha fazla yan yana ve kader birliği yapar hale getirecek gelişmelerin önünü açıyor. İsveç ve Finlandiya gibi geleneksel olarak tarafsızlık politikası gütmüş ülkeleri bile NATO’ya girmek için başvuru yapar hale getiriyor, Moldova ve Gürcistan güvenliğini Avrupa Birliği’nde görüyor. Savaş NATO’yu da canlandırdı ve dünyanın dört bir yanındaki ülkeler askeri harcamalarını arttırdı.
Her Şey Planlandığı Gibi Gitmeyecek
Sonuç olarak; Ukrayna Savaşı’nın küresel çapta gıda güvenliği, enerji, sığınmacılar, jeopolitik hareketlilik, silahlanmaya ayrılan kaynakların artması, ekonomik durum, pahalılık, enflasyon ve faizlerin yükselmesi gibi birçok alanda etkileri oldu ve bu etkiler daha da artacak gibi. Bu etkiler, savaşın planlandığı gibi uzun soluklu olarak sürmesini de engelleyici nitelikte. Bakalım bu savaşa dünya ne kadar daha dayanabilir, hep beraber göreceğiz.
Bu gelişmeler zaman içinde NATO içinde çatlamaya, ABD’ye karşı Avrupa’dan ve yerküremizin farklı yerlerinden farklı seslerin çıkmasına da neden olabilecektir. Bu da ABD içinde büyük bir rahatsızlığa neden olacaktır. Biden’a olan kamuoyu desteği de azalmaktadır. ABD’de 8 Kasım 2022’de yapılacak ara seçimi Demokratların kaybedeceği ve 5 Kasım 2024’deki başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçilerin alacağı, eski başkan Trump’ın ara seçimlerin sonucuna göre tekrar aday olabileceği değerlendirilmektedir. Yani Ukrayna Savaşı’nın ilk üç ayı Biden yönetiminin istediği gibi sonuçlansa da savaşın uzamasının ABD dâhil tüm dünyada tam tersi gelişmelere neden olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır.