Muhalefetin Adayı Kim?

Tevfik Kızgınkaya

Herkesin aklındaki bu soru,

Sanki memleketin en önemli sorunu.

Muhalefetin adayı çıkınca ortaya,

Bitecek işsizlik, yokluk, yoksulluk,

TL değerlenecek, döviz yerlerde sürünecek,

Ucuzlayacak domates, peynir, et, ekmek…

Benzin, mazot, doğalgaz ve elektrikte fiyatlar düşecek,

Halkın alım gücü yükselecek,

Bütün sorunlar çözülecek…

*

Kamuoyunda ilgi çekmek isteyen,

İki yıldan bu yana,

Geçiyor klavyenin başına köşesinde yazıyor,

Çıkıyor kameranın karşısına konuklarına soruyor,

Muhalefetin adayı kim olmalı, diye.

En çok ilgi çeken de,

Her gün yapılan kamuoyu yoklamaları.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Yavaş, Akşener, Davutoğlu, Babacan, İnce…

Kim aday olursa kazanır seçimi RTE’nin önünde.

*

Muhalefetin adayını en çok merak eden RTE-AKP,

Çok amaçlı ve de kendine yararlı bir konu.

Karşı karşıya gelmeli liderlerle belediye başkanları,

Çıkmalı kavga, parçalanmalı Millet ittifakı,

Böylece seçimi kazanacak Cumhur ittifakı.

Bir de bakalım madalyonun öbür yüzüne,

Milletin de gündeminde olmalı muhalefet adayının kimliği,

Unutmalı dertlerini, sormamalı iktidara dertlerinin nedenini.

Sonuçta RTE-AKP’nin iktidarı sürmeli,

DB-MHP’nin de devlet içindeki egemenliği.

*

Var olan düzene karşı farklı bir siyasi duruş göstermeden,

Halkın sorunlarına çözüm olacak politikalar üretmeden,

Seçimleri sayısal sonuçlara indirgeyen,

Ve sadece kişiler arasında bir yarışa dönüştüren,

Bu siyaset anlayışıyla,

Ne Hukuk Devleti kaldı ne de Demokrasi.

*

Hiç düşündünüz mü,

Neden merak edilmiyor iktidarın adayı.

Kabul mü edildi Anayasaya rağmen RTE’nin adaylığı.

Anayasa değişikliğini getiren, RTE-AKP.

Cumhurbaşkanının adaylık ve seçimi maddesini yazan, RTE-AKP.

2007’de referandumla Halka onaylatan, RTE-AKP.

10.08.2014’te ilk defa seçilen, RTE.

24.06.2018’de ikinci defa seçilen, yine RTE.

Bakalım, Anayasa’nın 101’inci maddesine ne yazmış RTE-AKP.

“Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.”

Bir de seçimin yenilenmesini yazmışlar, 116’ıncı maddede.

“TBMM, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde TBMM genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, TBMM genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.”

*

Hal böyleyken,

Siyasetin oyun kurucusu DB konuştu ve noktayı koydu,

“RTE Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı’dır. Ve tekrar aday olmasının önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır”

Muhalefet de zımnen kabul etmiş gibi,

Diyorlar ki çıksın sandıkta kaybetsin, demokrasi için daha iyi.

İyi de,

O zaman ne gerek var anayasaya, yasalara ve referandumlara?

Kişilerin varlığı daha önemliyse anayasadan, yasalardan…

Kimse çıkıp söz etmesin adaletten, haktan, hukuktan ve Anayasa’nın 2’nci maddesinden.

Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

*

Sormamız gerekmiyor mu,

Devleti ve Milleti yönetsin diye seçtiklerimiz,

Yasalara mı uyacaklar,

Yoksa yasaları isteklerine mi uyduracaklar?

Demokrasi diye diye…

Ve bugünden düşünmek gerekmiyor mu,

“Anayasa bir defa delinmekle bir şey olmaz” diyenleri doğrularcasına,

Anayasa’nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini de uydurmak isterlerse kendi hayallerine,

Demokrasi diye, diye…

O zaman ne diyeceksiniz Cumhuriyeti yıkmak isteyenlere?

*

Bu satırları yazarken yemekte toplandı muhalefetin 6 lideri.

Ülkemizin geleceği adına atılan bu adım, çok önemli.

Eksik kalan tarafı,

Siyasi yelpazenin sol yanının eksikliği.

Sadece seçimi kazanmak olmamalı bu birlikteliğin amacı.

Siyasete emekten, Halktan yana bakanlar da bu masada olmalı.

Çünkü önemli olan,

Seçimden sonra uygulanacak politikaların niteliği.

Bu düzenin ezileni işçisi, memuru, emeklisi, esnafı, çiftçisi,

Büyük bir merakla bekliyor,

Yaşamın her geçen gün zorlaşan, üşüten ve kararan koşullarında,

Geleceğe umut olabilecek politikaları ve siyasi çözümleri.

*

Halktan yanayım diyenler,

Ayrım olmaksızın gelmeliler yan yana.

Seçimden sonra yapılacaklar ve atılacak adımlar sırasıyla yazılmalı alt alta,

Nasıl ve ne zaman çözülecek sorunlar, açıkça anlatılmalı tüm Halka.

Ve söylenmeli,

Kimin aday olacağı değil,

Ne yapılacağıdır, önemli olan.

Kişilerin geleceği değil,

Memleketin ve Milletin geleceğidir, asıl olan...

*

Kurucu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleri,

Siyaset için yol gösterici.

"Dünyayı kendi özünden ibaret sanan kişiler, gerçekte mutsuzdurlar.

“Bence bir insanın yaşadığı sürece gerçekten mutlu olması, ancak gelecek kuşakların şerefi, özgürlüğü ve gönenci için çalışmakta bulunabilir."