Toplumun, halkın, ülkenin iç barışı, huzuru, gelişmesi ve kalkınması için var olması gereken temel olgulardır, Hak, Hukuk ve Adalet.
Tarih boyunca insanlar Hak, Hukuk ve Adalet olgularını var etmenin mücadelesi içinde olmuşlardır.
Hakkına sahip olmak,
Hukuku var etmek,
Adaleti sağlamak…
*
Hak; her canlının olduğu gibi her insanın var olduğu andan itibaren sahip olduğu doğal kazanımlardır.
Yaşama, beslenme, eğitim, sağlık, çalışma, barınma, düşünme, düşüncesini söyleme, yaşamı ve içinde bulunduğu toplumla ilgili kararları vermek insanın haklarıdır.
Hukuk; İnsanların haklarına sahip olmalarını sağlayan ve toplumsal yaşamın kurallarını belirleyen yasalardır.
Adalet; Hukukun her insanın haklarına sahip olma hakkını sağlayan olgudur.
Hak, Hukuk ve Adalet herkes içindir, Halk içindir.
*
Hakkı, Hukuku ve Adaleti kim-ler ister?
- Emeğinin karşılığında insanca yaşamayı,
- Geleceğe umutla ve güvenle bakmayı,
- Yaşadığı ülkedeki herkesin de insanca yaşamasını, geleceğe umutla ve güvenle bakmasını,
- Yaşadığı ülkede barışın ve huzurun var olmasını,
- Kendisi dışındaki insanların da Haklara sahip olduğunu,
- Hukukun üstünlüğünü ve yasalar karşısında herkesin eşit olduğunu,
- Adaletin herkes için olması gerektiğini,
- Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile var olmasını,
- Benimseyenler, isteyenler, savunanlar ve bu yolda mücadele edenler,
Hak, Hukuk ve Adaletin var olmasını isterler.
*
Hakkı, Hukuku ve Adaleti kim-ler istemez?
- Kendisinden başka hiç kimseyi düşünmeyenler,
- Kendi çıkarı ve kazancı için kendisini insanlardan üstün görenler,
- İnsanların haklarını yok sayanlar,
- Kendi gücü ve iktidarı için insanların duygularını ve emeklerini sömürenler,
- Kendi çıkarını ve gücünü büyütmek için kendi hukukunu yaratanlar,
- İnsanları Hakkını, Hukukunu, Adaleti istemeyecek kadar cahil, kendisine biat edecek ve muhtaç olacak kadar yoksul bırakanlar,
- Toplumsal barışı, huzuru ve demokrasiyi amaçlamayanlar…
Hakkı, Hukuku ve Adaleti istemezler.
*
Hakkı, Hukuku, Adaleti,
8 yıl önce Soma’da evine ekmek götürmek için girdiği yerin altında can veren 301 maden emekçisinin acısını duyan ve yanında olanlar isterler,
O madenin sahibinin yanında duranlar istemezler.
*
Ülkemizde “Hak, Hukuk, Adalet” isteği Kemal Kılıçdaroğlu’nun (15. 06.2017) “Kendi ülkemizde gazetecilerin hapiste olmasını istemiyoruz. Milletvekillerinin hapiste olmasını istemiyoruz. Kendi ülkemizde barış içinde yaşamak istiyoruz. Bir dikta yönetimiyle karşı karşıyayız. Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Her özgür ve uygar ülke gibi kendi ülkemizde barış içinde yaşamak istiyoruz…” sözleriyle Ankara’da başlattığı Adalet Yürüyüşünün her adımda dile getirildi.
Ankara’dan İstanbul’a kadar 432 kilometre boyunca sendikaların, meslek odalarının, derneklerin ve binlerce yurttaşın katıldığı 26 gün süren yürüyüş İstanbul Maltepe Adalet Mitinginde milyonların haykırdığı “Hak, Hukuk, Adalet” isteği ile tamamlandı.
*
Tüm dünyanın ilgisini çeken Adalet Yürüyüşünün üstünden çok değil 5 yıl sonra bugün RTE-AKP’nin iktidarını ve kurduğu tek adam egemenliğini sürdürebilmek için “Hak, Hukuk ve Adaleti” yok etmekte ne denli kararlı olduğunu sergilediği bir süreci yaşamaktayız.
RTE’nin daha İBB Başkanıyken (14.071996) “Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz, Demokrasi amaç değil araçtır” sözleri yaşadığımız sürecin gerçek amacını ve hedefini görmek için yeterlidir.
Demokratik Laik Sosyal bir Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş geleceği tehlike altındadır.
*
Yapısı RTE-AKP tarafından düzenlenmiş yargının kurgulanmış bir kararı ile,
Sosyal medya paylaşımlarında “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret, Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak ve Cumhurbaşkanına hakaret” gerekçeleriyle CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun üç ayrı suçtan aldığı toplam 4 yıl 11 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onandı ve Kaftancıoğlu'na siyasi yasak da getirildi. (12.05.2022)
Aynı saatlerde “basın açıklamasında YSK başkan ve üyelerine hakaret” ettiği iddiasıyla yargılandığı davada savcı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında da siyasi yasak getirilmesi doğrultusunda ceza verilmesini istedi.
*
Çok değil bir hafta önce Gezi Parkını betonlaştırmaktan kurtaran Gezi Direnişinin beraatla sonuçlanan davası yıllar sonra yeniden açıldı ve,
Beraat ettiği suçtan yeniden yargılanan, suçsuzluğu AİHM tarafından da tescil edilen Osman Kavala’na ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman’a ise 18 er yıl hapis cezası verildi.
Selahattin Demirtaş 6 yıldır (04.11.2016) tutuklu olarak yargılanıyor…
*
Görünen gerçek ve gelecek;
- Hukukun kurallarına ve yasalara göre karar vererek Hakkı ve Adaleti sağlaması gereken Yargı yok edilmiştir.
- Yargı RTE-AKP’nin kendi hukukunu uygulayacak bir organ haline getirilmiştir.
- RTE-AKP yargıyı Halkı baskılamanın, toplumsal ve siyasi muhalefeti susturmanın aracı olarak kullanmayı sürdürecektir.
- Seçimlere kadar olan bu bir yıl içerisinde Halkın güven duyduğu kendisine rakip olabilecek siyaset insanlarının yargı eliyle siyasetin dışında bırakılması amaçlanmaktadır. Ergenekon sürecinde yaşanılan FETÖ uygulamaları gibi…
- RTE-AKP’nin hedefinde iktidarını tehlikeye düşürecek muhalefetin olmadığı bir seçim vardır. Muhalefetsiz demokrasi!
100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde Hak, Hukuk ve Adaletten bu kadar yoksun bir dönem yaşanmamıştır.
Hakkı, Hukuku, Adaleti yok eden RTE-AKP iktidarı Türkiye Cumhuriyeti’nin Demokratik Laik Sosyal bir Hukuk Devleti niteliğini fiilen değiştirmiştir.
Bu değişim, 2023 seçimleri ile meşrulaştırılacak ve RTE-AKP demokrasi tramvayından inecektir.
*
“Hak, Hukuk, Adalet” sadece bir slogan değildir.
Hakkın, Hukukun ve Adaletin var olduğu bir ülkede yaşamanın temel koşulu sahip çıkmaktır.
Kim mi?
Sen, ben, o, biz, hepimiz…
Nasıl mı?
Haksızlığa, Hukuksuzluğa, Adaletsizliğe uğrayan her kim olursa olsun, ayırt etmeksizin herkesin Hakkını, Hukukunu ve Adaletini hep birlikte isteyerek ve savunarak…
CHP’nin 21 Mayıs İstanbul Mitingi kararı son derece doğru ve önemli bir çağrıdır.
Hak, Hukuk ve Adaletin var olmasını isteyen tüm sendika, meslek odası ve derneklerle siyasi partilerin ve tüm yurttaşlarımızın Adalet şemsiyesi altında buluşması geleceğimiz açısından önemli olacaktır.
Ancak Hak, Hukuk, Adalet isteğinin sadece İstanbul’da dile getirilmesi yeterli değildir.
İstanbul Mitingi, Adalet Yürüyüşünün yeni başlangıcının Mitingi olmalıdır.
Ülkemizin dört bir köşesine taşınacak Adalet Mitingleriyle Hak, Hukuk, Adalet isteğinin yurdumuzun her bir köşesinde haykırılması sağlanmalıdır.
*
Ahmet Say ve Sami Karaören,
Cumhuriyetin iki çınarını daha yitirdik.
Saygıyla…