Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke…

Tevfik Kızgınkaya

Ülkenin ekonomisi kişisel çıkarlar uğruna, iktidarda kalma hırsıyla bozulabilir,

Yer altı ve yer üstü kaynakları talan edilebilir,

Ülke borç batağında, Millet yoksulluk ve çaresizlik içinde olabilir,

Yargı, bağımsızlığını ve adalet kavramını yitirebilir,

Yolsuzluk, hukuksuzluk, karanlık işler ve ilişkiler sıradanlaşabilir,

Devletin kurumları kapatılabilir, kuralları yok sayılabilir,

Tek adam yönetimi kurulmak istenebilir,

Demokrasi rafa kaldırılabilir…

*

Gün gelir devran döner,

İnadına yapılanlar düzeltilebilir, yitirilen değerler yeniden kazanılabilir,

Satılan kaynaklar, haksızca ve hukuksuzca ödenen paralar söke söke geri alınabilir,

Demokratik, çağdaş, insanca bir düzen yeniden kurulabilir…

100 yıl önce olduğu gibi...

Ama bir çocuk beden ve ruh sağlığını yitirirse,

O çocuğu yeniden sağlıklı bir birey haline yeniden getiremezsiniz.

O çocuğun yaşamını ve geleceğini karartırsınız.

Çocuklarını yitiren toplum ve ülke ise geleceğini kaybeder.

*****

Son bir haftadır ülke gündemine düşen iki çocuğun taciz olayını,

İçim burkularak, büyük bir üzüntü ve endişe ile izledikçe,

Yakın geçmişte yaşanan çocuk tacizlerini,

Tarikat yurdunda yanan çocukları anımsadım,

Ve her şeyi bir tarafa bırakıp,

Ülkemizin, toplumumuzun, milletimizin ve insanlığın geleceğinden duyduğum korku ve endişeyle düşündüm…

*

Yaşamda yitirilince geri getirilemeyen iki kavram vardır;

Zaman ve sağlık…

Hele ki bir çocuk için…

Kendisine taban yaratmak için,

Dindar ve kindar nesiller yaratmaya kalkarsanız,

İlkokulda her sabah;

“…İlkem,

Küçüklerimi korumak

Büyüklerimi saymak,

Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir…”

Diye haykırdığımız Andımızı kaldırır,

Çocukları sevgi ve saygı duygularından, yurtseverlik bilincinden uzaklaştırırsanız,

Yoksul bıraktığınız insanların çocukluklarını tarikat yurtlarına toplarsanız,

Denetimsiz bu yerlerde çocukları bilgisiz kişilere teslim edip taciz edilmelerine göz yumarsanız,

Taciz olaylarını onaylarcasına sessiz kalırsanız, yargı eliyle üstünü kapatırsanız…

En kötüsü de çocuk tacizinin ve şiddetin

Toplum nezdinde suç olmaktan çıkmasına ve sıradanlaşmasına neden olursanız…

Genç kızlara, kadınlara tacizi ve şiddeti olağan karşılarsanız…

Toplum, ahlaki, vicdani ve insani değerlerini yitirir,

Dayanışma duygularını ve bir arada yaşama kültürünü kaybeder,

Ne küçüklere sevgi, ne de kadınlara ve büyüklere saygı kalır.

Sonuçta, ülkenin de milletin de geleceğini karartır ve yok edersiniz.

*****

Çocuk, her insanın, hepimizin en çok duyarlı olduğu varlıklardır.

Her çocuk tertemiz duygularla doğar,

Yaşadıklarıyla ve aldığı eğitimle kişiliğini kazanır ve şekillenir.

Kendi çocuğumuzun yaşamasını istemediğimiz olayları,

Bir başka çocuğun yaşamasına da,

Bir başka çocuğa yaşatılmasına da izin vermemeliyiz.

Sessiz kalmamalıyız, gözümüzü kapatmamalıyız.

*

Boğazına basılarak gözaltına alınan gazeteci Bülent Kılıç’ın “nefes alamıyorum” haykırışı,

RTE-AKP anlayışının Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl bir ülke durumuna getirdiğinin ifadesidir.

Cumhuriyeti kimsesizlerin kimsesi olmaktan çıkartan,

İnsan hak özgürlüklerini yok sayan bu anlayışa,

Ülkemizi ve geleceğimizi teslim etmemeliyiz.

*****

Doğduğumuz ve yaşamakta olduğumuz bu güzelim ülke;

Hiç kimsenin şahsi mülkü değildir,

Hiç kimsenin kişisel çıkarı ve amacı için har vurup harman savuracağı işyeri ya da malı değildir,

Hiç kimsenin çağdışı kalmış derebeyliğini ilan edeceği bir devlet de değildir.

Doğduğumuz ve yaşamakta olduğumuz bu güzelim ülke;

Bizimdir, hepimizindir…

Sahip çıkmak hepimizin görevidir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle;

“Vatanı korumak çocukları korumakla başlar.”

Çocuklarına sahip çıkamayan ülkenin geleceği olmaz.

*

Kindar ve dindar nesillerin yarattığı,

2 Temmuz’ların yaşanmaması,

Cehaletin ateşinde aydınlarımızın yanmaması için

Susmamalıyız…

2 Temmuz’da yitirdiğimiz aydınlarımızı, kültür ve sanat insanlarımızı saygıyla anıyorum.

#UnutMADIKAKlımda