Kendisini insan gören kadın, erkek herkese,
Afganistan’da yaşanan insanlık dramı karşısında,
Afganlı Kadınların yaşam hakkına sahip çıkmaya Açık Çağrıdır.
*
Dört gündür Afganistan’daki insanlık dramını izliyoruz.
Aslında bu dramın diğer yüzünde de “Medeni Dünya’nın” çıkarcılığını ve ikiyüzlülüğünü görüyoruz.
Bir yanda,
Can korkusuyla Afganistan’dan kaçmaya çalışan insanlar,
Uçağa binmeye çalışan, yanında koşan, tekerleklerine sarılıp binlerce metreden düşüp ölen Afganlılar…
Öte yanda,
Ele geçirdikleri sarayda mutlu, mesut ifadelerle ellerinde silahlarla poz veren,
Sarayın salonlarında, yerlerde yemek yiyen Talibanlar…
Bir yanda,
Havaalanında kaçmak isteyenlerin öldürülüşlerinin görüntüleri,
Evlerinde saklanmaya çalışan kadınlar…
Köle-cariye yapmak için evlerinden kopartılan 15 yaşındaki genç kızlar…
Öte yanda,
“Biz değiştik, geçmiş yönetimle çalışanları affettik” diye dünyaya mesaj veren Taliban yönetimi,
Taliban’ın bu mesajlarını olumlu bulan, Afganistan’ı sömürerek bugünleri yaratan ülkelerin yönetimleri…
Ve
Biden yönetimiyle arayı düzelmek için Kabil Havaalanının güvenliğini üstelenen,
Afganistan’a “yeni bir iş alanı çıktı” gözüyle bakan,
“Taliban’la ters yanımız yok, biz anlaşırız” diyebilen,
Taliban’ın ilk mesajlarını olumlu bulan “Lideri durumunda olacak olanı kabul etme durumum olabilir” diye kapı açan RTE-AKP…
*
Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve yardımcısı Mareşal Raşid Dostum ülkelerini terk ederken…
Afgan Ordusu dağılırken, askerleri kaçarken…
Genç yaştaki erkek Afganlılar ülkelerinden göç ederken…
Ülkesinin Taliban’a teslim edilmesi karşısında ülkesini terk etmeyen Afganlı Kadınlar,
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın önünde
“İş, eğitim ve siyasete katılım her kadının hakkıdır” afişlerini taşıyorlar,
"Haklarımızı istiyoruz" yazılı pankartlar taşıyarak slogan atıyorlar,
Ve tüm dünyaya seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
- Afgan kadın hakları aktivisti Mahbouba Seraj, "Afganistan’a yaptıkları için ve yardım isteklerine yanıt verilmediği için dünyaya utanın” diye haykırıyor…
- Afganistan’ın ilk kadın belediye başkanı Zarifa Ghafari “Taliban benim gibi insanların peşine düşecek ve beni öldürecek” diye haykırıyor…
- Türkiye’deki Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nden Zakira Hekmat, “Afganistan’ın batmasını tüm dünya sadece gözlemledi, hiçbir şey yapmadılar. Dünyaya seslenmek istiyorum: Lütfen Afganistan’ı yalnız bırakmayın, onlar da insandır. Bizim suçumuz Afganistan’da doğmak mı? Biz insan değil miyiz? Bizim çocuklarımız çocuk değil mi? Onların hiçbir suçu, günahı yok.” diye haykırıyor…
- Zakira Hekmat, Afganistan’da kadınların “Bizi Taliban götürmesin, bu ölüm daha şereflidir” diyerek intihar ettiklerini haykırıyor…
- Afganistan sinemasının önemli isimlerinden Sahraa Karimi, sinema dünyasını Taliban’a karşı dayanışmaya davet eden mektubunda "Dünya bize sırtını dönmemeli. Afgan kadınlarının, çocuklarının, sanatçılarının ve sinemacılarının sesi olmanıza, yardımınıza ihtiyacımız var” diye haykırıyor…
*
Afgan Kadınların bu haykırışlarına sahip çıkan,
Kadın Dernekleri Federasyonu, Eşitlik İçin Kadın Platformu Ankara Kadın Platformu, Kırkyama, Kadın Meclisleri, Mor Dayanışma…
Onlarla beraber Dünya'ya sesleniyorlar;
Afganistan'ın 200 yıl geriye gitmesine sebep tüm yaşananların sorumlusu ülkelerin yöneticileridir.
Afgan kadınlar ve Afgan halkı için harekete geçin.
*
Bu haykırışa sahip çıkmak ve Afganlı Kadınlarla beraber,
Kendi siyasi ve emperyalist çıkarları için ülkeleri sömüren,
Son örneği ile Afganistan’ı sömüren ve işi bitince de terk eden ABD’ye,
Düne kadar terör örgütü dedikleri Taliban’ı,
Afganistan yönetimini ele geçirince tanımaya ve muhatap almaya kalkan,
Birleşmiş Milletlerin ve tüm ülkelerin yönetimlerinin,
Taliban terör örgütünü tanımalarına ve meşrulaştırmalarına HAYIR demek,
Kadınıyla erkeğiyle hepimizin bir insanlık görevidir.
Sahraa Karimi’nin sözleri yeterince açıktır.
“Sizin sesinize ihtiyacımız var. Medya, hükümetler ve tüm dünyanın insani yardım kuruluşları sanki Taliban’la yapılan bu “barış antlaşması” meşruymuşçasına sessizliklerini koruyor. Bu antlaşma hiçbir zaman meşru değildi. Aksine, onları tanımak tekrar güç kazanmaları için gerekli güveni sağladı…”
Teröre meşruluk kazandırmanın bir insanlık suçu olduğunu tüm dünyaya haykırmak,
Kadınıyla erkeğiyle hepimizin insanlık görevidir.
Unutmayalım ki;
Bu sürecin birinci derecede sorumlusu Taliban’dan öte Talibanları yaratanlardır.
*
Yaşanılanlar sadece Afganistan ve Afganlı Kadınlar için değil,
Tüm insanlık için, insanlığın geleceği için büyük bir tehlikedir.
Dün El Kaide’yle, İŞİD’le, bugün Afganistan’da Taliban’la yaşanılanlar,
Yarın dünyanın bir başka yerinde, kendi ülkemizde de yaşanabileceğinin habercisidir.
Bu haykırışlara sahip çıkmak,
Afganlı Kadınların insanca yaşama hakkına,
İnsan hak ve özgürlüklerine,
Dünya Barışına,
Ve kendi yaşam hakkımıza sahip çıkmak demektir.
Demokratik Laik Cumhuriyet'imizin değerini bilerek...
Yükseltin sesinizi,
Tüm dünya duyuncaya,
Uyuyanlar uyanıncaya kadar…
Bugün değilse ne zaman?