BİR KENDİ EĞRİMİ DOĞRULTAMADIM!

Süleyman Yağız


bağrında reyhan bitse ne çare
ekip biçmelerin zamanı vardır 
her yolu yolağı durağın sanma
kalkıp göçmelerin zamanı vardır 

bağı bostanı karıştırma gönül
oluru olmazla yarıştırma gönül
vaktini kaçırıp da taşırma gönül 
demin de demlenmenin de zamanı vardır

artık kılı kırk yaracak yaştasın
"duru durağı" bilecek yaştasın
aklını başına alacak yaştasın
her dala konmanın zamanı vardır 

az buçuk bildiğini sen de bilirsin
bildiğin kadar da yanılırsın
aslında hiçbir yaş olgun değildir
kocayınca sen de apışıp kalırsın 

gönül deyip gönülleri kırarsan eğer
can deyip de canları sıkarsan eğer 
pir yolundan bir gün bıkarsan eğer 
onun zamanı yoktur; bedeli vardır

nice eğriyi doğrultup geldim
bir kendi eğrimi doğrultamadım
"hamdım piştim" diyemem artık
aşkın ateşidir bu, sırrı bilinmez 
vuslat zamanı mı bu, o da bilinmez
ben de önce kendimi bileyim
hem kendimi, hem de haddimi bileyim

bu dünya fânidir amma yalan değildir
yalanlar da gerçeğe yenilir bir gün
ne eksek, ne etsek çare değildir 
ettiğimizin de ektiğimizin de hesabı sorulur bir gün 

her hesap zordur, bilesin
amma verilir bir gün 
gönlün hesabı ise gönül yarası gibidir; hesabı çok zordur
kurtulması mucize gibidir 
en iyisi, ya sormayacaksın gönlün hesabını, ya da açmayacaksın yarasını
dert olur başına
kendi deli gönlün bile bakmaz yaşına

İstanbul, 7 Haziran 2020