AHLÂK DERSİNDE KOMÜNİZM PROPAGANDASI YAPMIŞ-IM!

Süleyman Yağız

-Öğretmenler Günü kutlu olsun-

SÜLEYMAN YAĞIZ
*
Mesleğim öğretmenlik değil, gazetecilik, yazarlık…
Ama gençlik yıllarımda doğum yerim İslâhiye ile İstanbul’da “vekil” ve “ücretli” öğretmenlik yaptım.
Örneğin, 1974-75 öğretim yılında “ücretli öğretmen” olarak İstanbul Vatan Lisesi’nin orta kısmında beş-altı derse girdim. 
Bunlardan biri de Ahlâk Dersi idi. (Dolayısıyla ülkemizin ilk “ahlâk hocaları”ndan biriyim.)
*
Ahlâk Dersi’nin ilk yılında, -ki, o zaman sadece ahlâk dersi idi- henüz kitabı yoktu. 
O nedenle yaptığım özel araştırmalardan edindiğim bilgileri kendi birikimimle harmanlayıp özgün metinler oluşturuyor, bunları öğrencilerime anlatıp satır satır yazdırıyordum.
Ahlâkı, “dinsel” açının yanı sıra, hatta daha çok “bilimsel” açıdan da anlatıyordum. 
*
Öğrencilerimden birinin babası şikâyetçi olmuş; “ahlâk dersinde komünizm propagandası” yaptığımı iddia etmişti.
İddiaya yol açan sözlerim "küfür"le ilgiliydi... Öğrencilerime ders notlarını yazdırırken demiştim ki: "Küfür her zaman ahlaksızlık mıdır?" 
Bir de örnek vermiştim:

"Halk Ozanı Çorumlu Hamdi Gardaş, bir şiirinde, KÜFÜR KAPLADI DİLİMİ/ SÖVE SÖVE USANDIM BEN diyor. Ozan'ın bu ifadesi ahlaksızlık mıdır?"

Tabii, yanıtı da ben vermiş, Hamdi Gardaş'ın dizlerinin ahlâksızlık sayılamayacağını söylemiştim. 
Ozan'ın, bozuk düzene (şimdiki düzen ondan milyon misli kötü) karşı "başkaldırı"yı dile getirdiğini, dolayısıyla bunun ahlâksızlık olarak yorumlanamayacağını anlatmıştım.
*
Şikâyetçi, "Böyle bir yorumu ancak bir komünist yapabilir" diye düşünmüş olmalı ki, beni okulun müdürüne ihbar etmişti. 
Beni odasına çağıran müdür bey, yazdırdıklarımın hepsini okuduğunu, bir sakınca görmediğini, ancak şikâyetin yayılacağını, kendisini de beni de zor durumda bırakacağını belirterek, "Dönem sonu geliyor. Siz de zaten asıl öğretmen değilsiniz. Hiçbir şey olmamış gibi istifa edin" demişti. 
Ben de müdürü kırmamak için öğrencilerimin gözyaşları arasında okula veda etmiştim. 
*
Ahlâk Notlarım kitap boyutuna ulaşmıştı. 
Kitabın sunuşuna, “EN BÜYÜK AHLÂKSIZLIK İNSANIN İNSANI SÖMÜRMESİDİR” diye yazmıştım.
TÖB-DER, sonraki yıllarda kitap olarak yayımlayacaktı; kısmet olmadı. 
Araya 12 Eylül Darbesi girdi.

Türkiye zaten, ne çektiyse "komünizm ve sol korkusu" yüzünden çekti. 12 Eylül dabesi de bu nedenle yapıldı ve nihayetinde dincilerin önü açıldı. 
*
Benim de dördüncü sınıfına kadar öğrencisi olduğum İslâhiye'nin Cumhuriyet İlkokulu’nda henüz 19 yaşımdayken öğretmenlik yaptım. 
O zaman 4-A sınıfını okutuyordum; “vekil öğretmen” olarak.
Aradan 54 yıl geçti…
Öğrencilerim şu anda 60'lı yaşları geçmiştir. Allah hepsine sağlıklı uzun ömürler versin. Vefat edenleri varsa onlara da rahmet eylesin.
*
Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü… Bu vesileyle başta Başöğretmenimiz büyük Atatürk olmak üzere bugün hayatta olmayan, benim de ilk öğretmenim (Köy Enstitülü) Osman Çetin’i ve bütün öğretmenlerimizi saygıyla anıyorum.
Yaşamlarını sürdüren öğretmenlerimize de sağlık, huzur ve kimseye muhtaç olmadıkları mutlu bir ömür diliyorum.
*
İstanbul, 24 Kasım 2023