Zülfü Livaneli'nin, Kılıçdaroğlu'nda bir karşılığı olacak mı bilmem ama Deniz Baykal'ı kurtardığı kesin

Halkın Sayfası

Sedat Peker videolarıyla, Biden Erdoğan görüşmesinden sonra ise  twitleriyle, siyasilerin, iş insanlarının, bürokratların ve gazetecilerin organize suç örgütleriyle nasıl alış-veriş içinde olduğunu konuşuyor aylardır Türkiye....

Bu arada söylemeden edemeyeceğim bir şey var ki; Sedat peker bir suç örgütü lideridir, temiz ellerin umudu değildir, amacı kendisininde ifade ettiği gibi kişiseldir, koskaca Türkiye Cumhuriyeti bu kadar çaresiz değildir, olmamalıdır ve kirlilik Sedat Peker açıklamalarıyla sınırlı da değildir, dolayısıyla hesaplaşma yada yeni bir anlaşma yapmalarını sağlamaktan öteye bir sonuç alınamaz, temiz eller kişiler üzerinden değil, sistem üzerinden sağlanabilir, güçler ayrılığı sağlanmadan, mafyaya, kara paraya, faili meçhul cinayetlere, uyuşturucuya, silah kaçakçılığına, hırsızlığa, rüşvete, din tacirliğine zemin hazırlayan sistem değişmedikçe, bırakın temiz elleri, fetö gider, metö gelir örneğini sahnelemekten öteye gidemeyiz.

Tüm bu söylediklerimden Sedat Peker suçlamalarının araştırılmaması çıkmamalıdır, çok ciddi, hatta ülke bekasını riske sokacak iddialar söz konusu, ciddiyetle üstüne gidip, gereğini yapmak savcıların görevidir, sonuçta bir çok suç ihbarı vardır ve ihbarı değerlendirmeyen konunun muhataplarının yaptırım gereken sorumlulukları vardır ya da olmalıdır. 

Yine Erdoğan Biden görüşmesinden sonra diye ifade edebileceğim bir gelişme de, Peker'in oklarının Deniz Baykal' a yönelmesi; CHP ye doğru yön değiştirir diye düşünülmüş olmalı.

Ancak imdada Zülfü Livaneli yetişti. Belden aşağı konuyu, kürt alevi düzeyine taşıyınca, üstüne söyledikleride inandırıcı olmaktan uzak mesnetsiz olunca, adeta imdadına koşmuş oldu Deniz Baykal'ın, ''fazla  saçmalıyor'' diye toptan bir aklanma yaşanıverdi.

Şöyle ki; Zülfü Livaneli Kemal Kılıçdaroğlu'na selam çakacağım diye harcamadığı ne Erdal İnönü ne halkın Karaoğlan'ı, Kıbrıs kahramanı Ecevit bile kalmayınca ve Deniz Baykal'a hiç inandırıcı olmayan ''kürt alevi'' sevmez çıkışıda  toplumda kabul görmeyince; istifa ettiren kaset skandalıyla zemin bulmuş Peker'in cinsel suçlamaları da etkisini kaybederek, rafa kalkmış oldu. 

Zülfü Livaneli'nin, CHP'nin genel başkanlarının özetle ''hepsi kötüydü, sadece sen iyisin'' söyleminin  Kılıçdaroğlu'nda  bir karşılığı olacak mı bilmem ama Deniz Baykal'ı sansasyonel ve çirkin bir durumdan kurtardığı bir gerçek.

Biz farklılıklarımızla ne kadar zenginsek, yurttaşlık bilincimizle de o kadar güçlüyüz. Alt kimlikler toplumu bölüp, o gücü elinden almak isteyen  emperyalist güçlerin  bir takım  maşalarına alet edilmektedir maalesef.  Livaneli'nin, Kılıçdaroğlu'nun  ''dostlarımız'' dediklerinden biri olmadığını umut ediyorum.

Solu bu kadar beğenmeyip, solun belediyelerinin konserlerinden para kazanmayı nasıl becerir bir  insan diye düşünürken; Yalçın Küçük'ün “Soldan yetişmiş büyük tüccarlardan birisidir.”  sözü yanıtladı beni.

Keşke sadece şarkı söyleseydin  Sait Nursici Livaneli ...... 

Bu kadar  geyik yeter  deyip, ciddi gündeme dönelim mi artık?

Bir ülkede zengin ile fakir arasındaki fark uçuruma dönüşmüşse orada yolsuzluk kaçınılmazdır; yolsuzluğun izini sürdüğünüzdeyse kirlenmiş siyasetle karşılaşırsınız. 

En kötüsüde tüm bunlar halka film tadında enjekte edilmesi , bezginlik çaresizlik alışkanlık aşamalarıyla uyuşturulmasının  diktatörlere gün doğurmasıdır, daha ileri gitmek için. 

Kaygım; Kılıçdaroğlu, ''adayım aday değilim'' derken, karar verdiğinde atı alan Üsküdar'ı geçmesin. 

“Uyuyan milletler ya ölür ya da köle olarak kalır” demişti Atatürk. 

Yani uyanmanın tam zamanı!

(DAP hotelin arka tarafında) arabaya koyulan bir kasa kalaşnikof silah İstanbul Balat’a gitti. Ak Parti İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olan Taha Ayhan’ın yardımcısı Osman Tomakin’e teslim edildi (Osman Tomakin siyah Passat araçla silahları teslim almaya geldi).

14-Bu araç Ak Parti gençlik kolları il başkanına tahsisli bir araçtı, herhangi bir polis uygulamasına girmesin diye. Osman Tomakin şu anda Ak Parti İstanbul gençlik kolları başkanıdır. Silahların olduğu kasa Esenyurt’tan gece 23:30 gibi yola çıktı.
15-Silahları getiren araçta Esenyurt Ak Parti gençlik kolları başkanı Abdülsebur Soğanlı ve de 15 Temmuz gazisi İçişleri Bakanlığı personeli Ahmet Onay vardı. Bu kişiye Gazi olması dolayısıyla ben araba alıp hediye etmiştim. Kendisi sayın Cumhurbaşkanımızın da sevdiği bir isimdir.
16-Silahlar Balat’ta Demir Kilise olarak bilinen Sveti Stefan Kilisesi’nin hizasındaki boş bir ara sokakta, gece 01:00 civarında siyah Passat’a yüklendi. O zamanki gençlik kolları başkanı Taha Ayhan şu anda İslam işbirliği teşkilatları gençlik kolları başkanlığını yapmaktadır.
17-süslü süleyman, bu giden silahlar özel harp envanterine kayıtlı değiller. Devletin herhangi resmi bir birimine de kayıtlı değiller. Sen o tarihlerde Sosyal Çalışma ve Güvenlik Bakanlığındaydın.15 Temmuz’da kahramanlık rolleri oynarken TRT binası baskınına gittiğinde…

18-…hepsinin elinde kalaşnikof marka silahlar olan birçok sivil şahıs vardı. Bu silahlar da devlet envanterine kayıtlı değil. Biraz önce anlattığım, dağılımı senin tarafından koordine edilen hiçbir silah da devlet envanterine kayıtlı değil.

19-Senin cumhurbaşkanı olmanı planlayan arkandaki şaibeli organizasyonla 15 Temmuz sonrasında da bu silahları dağıtmaya neden devam ettiniz? Öyle ya, bu silahları gerektiğinde dağıtma görevi Özel Harp Dairesi’ne ait.

20-Sana bir fırsat veriyorum, benim yalan söylediğimi kanıtlarsan bugüne kadar anlattığım her şeyin boşa çıkmasını kabul ediyorum. İsimlerini verdiğim bu kişilerin hts kayıtlarını ve o güne ait mobese kayıtlarını kamuoyuna açıklayın.

Bunlar tıpkı terör örgütü lideri Fetö gibi aynı yollarda yürünmüş, suç örgütü lideri  Sedat Peker'in sözleri. Doğrudur yanlıştır, ancak diğer söyledikleri kadar araştırılması elzem sözlerdir....

SELMA