Her hafta yazıma başlamadan önce evdekilere kadın yazıları yazmak istiyorum diyorum.
Maske ve sütyen diye bir yazı yazacağım dedim mesala geçenlerde; maskeyle yaşamaya ne kadar alışıldıysa, sütyensiz yaşamayada bir o kadar alışılmadı mı? Hatta bir tık daha fazla bile olabilir.
Hadi ama itiraf edin, bu özgürlüğü farketmeyen kadın kalmamıştır diye düşünüyorum; sırf erkeklerden daha belirgin diye memeleri askıya almayı hangi akıllının icat ettiğini sorgulatmadı mı korana günleri, tadında bir yazı fena mı olurdu?
Olmadı tabii, bir türlü olmuyor, her yerde manşet manşet kılık kıyafetiyle, oturup kalkmasıyla erkek arkadaşıyla sorgulanıp yargılanan infaz edilen kadınlar, kadın cinayetleri, katliamlar.....
Mesala bir koca, marifet gibi ''ben eşime yardım ediyorum'' diyor, sağol ya çok iyisin, yardım ne? paylaşmaktan bahset, hatta bahsetme, olması gerekenden bahsetmeye ne gerek var diye başlayan bir yazı planlıyorum diyorum mesala....
Ama olmuyor, bir türlü olmuyor; Afganistan’ın ilk kadın belediye başkanının, “Taliban benim gibi insanların peşine düşecek ve beni öldürecek” diyen sesi yankılıyor kulaklarımda, üstünede ağabeyleri, babaları, kocaları, Türkiye'ye kaçarken,Taliban'a umutsuzca direnmeye çalışan cesur yürek kadınların dünyaya duyurmaya çalıştıkları sesleri ekleniyor.
Bir de feministliğimize zeval getirir kaygısı taşımadan kadın olmak, hissetmek ve yaşamak diye duygu savurganı bir yazı....
Kim bilir belki bir gün böyle yazılar da yazarım, kızgınlıkla okunmayan, kaygıya düşürmeyen, içinde günlük hayattan, herkezin tanıdığı, kendini bulduğu minik hisler, hazlar barındıran yazılar ...
İşte bu, çok iyi yaaa, bende denemeliyim, banada olmuştu dedirten yazılar; biraz merak belki ama asla hiddet, şiddet uyandırmayan yazılar....
Böyle yazılar yazabilene kadar demiyorum tabii ama az biraz araya ihtiyaç var gibi,
sanki bir hafta sonu kaçamağı kadar bir araya..
İyi hafta sonları, sağlıkta kalın,
SELMA