Türkiye tehdidin farkında mı?..

Naim Babüroğlu

1977-1981 yılları arasında ABD’de başkan olan Carter, Aralık 1977’de İran’ı “Fırtınalı bir denizde istikrar adası” olarak nitelemişti. 1978 Ağustos’unda, ABD Merkezi İstihbarat Örgütü (CIA) tarafından Beyaz Saray’a verilen raporda, İran’da bir devrim olasılığının bulunmadığı yazılıyordu. Ancak, birkaç hafta içerisinde sokak gösterileri başladı. İran Şah’ı Rıza Pehlevi, Ocak 1979’da ülkeyi terk ederek Mısır’a gitti. 

Paris’te sürgünde bulunan Ayetullah Humeyni, 1 Şubat 1979’da İran’a döndü. Yaşlı bir mollanın iktidarı ele geçirerek İran’ı bir İslam Cumhuriyetine dönüştürebileceğine CIA içinde ihtimal veren yok gibiydi. (1) 

Humeyni’nin yönetimi devralacağını hisseden bazı uyanık devlet görevlileri ve özellikle iş adamları önce servetlerini yurt dışına transfer etmiş, sonra da kendileri kaçmışlardı. Kaçamayanlara gelince, haftalar ve aylar içerisinde, aralarında eski başbakan, bakanlar, generaller ve üst düzey bürokratların da olduğu yüzlerce kişi binaların damlarında kurşunlanarak idam edildiler. Bu kişilerin kanlar içinde yerde yatan bedenlerinin fotoğrafları, gazetelerde günlerce çarşaf çarşaf sergilendi. Devrim acımasız, fotoğraflar ise iğrençti. (2) 1979’da İran için ABD, “Şeytan ve Düşman” olmuştu. ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük kaybı ise İran’dı.

***

1979’dan 22 yıl sonra, Eylül 2001’de ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yedi ülkenin dağıtılmasını emreden bir belge üzerinde çalışıyordu. Irak’la başlayıp, Suriye, Lübnan, Libya, Somali ve Sudan’la devam edip İran’la bitecek yedi ülkenin parçalanmasını anlatan bir belge… Altı ülke parçalandı, dağıtıldı… Yedinci ülke İran… ABD, sırayı izliyor, sıra İran’da… Sonra, Türkiye’de…

ABD ve İsrail, İran’ının siyasi rejimini değiştirmek için birkaç kez prova yaptılar. Fakat başarılı olamadılar. Eylül 2022’de İran’da en büyük gösteri hareketleri başladı. Tahran'da, 13 Eylül 2022’de "ahlak polisi" tarafından gözaltına alındıktan sonra, komaya girerek hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül 2022’de yaşamını yitirmesi üzerine başlayan gösteriler İran’ın birçok kentinde günlerce devam etti. ABD bu gösterileri fırsata çevirmek istedi ancak sonuç alamadı.

***

Ve 7 Ekim 2023 günü, HAMAS İsrail’e geniş kapsamlı bir saldırı düzenledi.. Bu saldırı, ABD’nin Ortadoğu’yu değiştirme ve İran’ı parçalaması için gerekli bir işaret fişeğiydi. 7 Ekim 2023 HAMAS saldırısı Ortadoğu’nun 11 Eylül’üdür.

İsrail Lübnan’ın güneyini işgal ettikten sonra, güney Suriye’yi işgal edecek. Ardından İran… İran’dan sonra, sıradaki ülke Türkiye… 

5 Kasım 2024 ABD Başkanlık seçimi sonrası, hedef artık İran'dır. Ancak, İran'ın daha şiddetli saldırısı olursa seçim öncesi İsrail İran'la savaşa tutuşabilir. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya İsrail'in yanında aktif saldırılara katılırlar. İran'da protestolar, sokak hareketleri, terör eylemleri başlatılır. 

Yani, Ortadoğu’da beklenen büyük çatışmanın ayak sesleri gelmeye başladı… Ve Türkiye de, ABD’nin vekilleri olan PKK/YPG, IŞİD/El Kaide türevi terör örgütlerinin tehdidi altında kalacak. ABD ve Batı, işte bu yüzden Türkiye’yi göçmen ülkesi haline getirdiler…

***

İngiliz desteğinde Kürdistan kurma amacını güden İngilizler, İngiliz İstihbarat Subayı Binbaşı Edward William Charles Noel’i (1886-1940) görevlendirir. Binbaşı Noel, 1919 ortasında bir rapor yazar ve Kürdistan haritasını çizer. Noel’in Kürdistan haritasında; Hatay, Kahramanmaraş, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars ve güneyi "Büyük Kürdistan" olarak yer alır. 1919’da İngiliz Binbaşı Noel’in haritası, 1920 SEVR Antlaşması haritası, 2003’te ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi haritası, 2006’da ABD’li albayın ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’ndeki haritası, PKK terör örgütünün sözde haritası, 2017’de Kuzey Irak Bağımsızlık Referandumu haritası, 2021’de Papa’nın Erbil’i ziyareti anısına bastırılan PAPA PULU haritası… Bu haritalar birbiriyle uyumlu ve neredeyse aynı. 

***

Türkiye çok rahat. Sığınmacıları/göçmenleri gönderme konusunda tek adım yok. Teğmenlerin yemini ve Yeni Anayasa çok daha önemli!.. Türkiye normalini kaybetti. Normal, tehdit oldu; tehdit, normal oldu. Büyük Orta Doğu Projesi için taşlar döşendi. Suriye parçalandı. Suriye’de PKK/PYD terör örgütü devletçiği kuruldu. El Kaide-IŞİD terör örgütlerinin yuvalandığı, Hatay'la 130 km sınırı bulunan Suriye İdlib, Küçük Afganistan'a dönüştürüldü. Ve, Türkiye dünyanın en fazla göçmenini barındıran ülke konumunda.  Ama teğmenler ve Yeni Anayasa çok daha önemli…

İsrail'in sonraki hedefi Türkiye ise, bu tehdide karşı bir adım atılmalı. NATO'ya, ABD ve diğer NATO ülkeleri vasıtasıyla İsrail'e bilgi sağlayan erken uyarı radarı olan Kürecik Üssü kapatılmalıdır. Türkiye için tehdit olan ülkeye, Türkiye'de konuşlu radarın bilgi aktarması mantıklı değil.

***

TBMM, İsrail tehdidi için 8 Ekim 2024'te toplanacak. Kürsüden şu sorula sorulmalıdır: 

- 2003'te ABD Irak'ı işgal ettiğinde, 2011'de ABD, Suriye ve Libya'yı parçaladığında ABD'yle işbirliği yapılmasının İsrail'in önünü açacağı belliydi. Neden ABD'yle işbirliği yapıldı?

- İsrail, "Vadedilmiş Topraklar" projesi açısından Türkiye için bir tehditse, sığınmacı/göçmenler neden hedef olan bölgede çok yoğun şekilde bulunuyor? Sığınmacılar neden ülkelerine gönderilmedi?

- İsrail Türkiye için bir tehditse, Suriye'yi işgal etmesini ve PKK/PYD terör örgütüyle birleşmesini engellemek için neden Suriye'yle işbirliği yapılmadı? 

- İsrail Türkiye için bir tehditse, BEKA sorunu haline gelen sığınmacı/göçmen politikası neden değiştirilmedi? Üstüne üstlük, Iraklı 15 yaş altı ve 50 yaş üstü kişilere neden vizesiz giriş hakkı tanındı?

- NATO ülkelerine ve dolaylı olarak İsrail'e bilgi sağlayan Kürecik Radarı neden kapatılmadı? 

- Bu konularda tedbir alınmaması, tehdidi artırarak Türkiye'yi hassas bir hedef haline getirmiyor mu?

Atatürk’ten uzaklaşan bir Türkiye gün yüzü görmez. Atatürk’ü Türkiye’den çıkarın, geriye acı ve göz yaşının dinmediği bir coğrafya kalır…

Kaynakça:

(1) Tim Weiner, Legacy of Ashes, The History of CIA (Enkaz Devralmak-CIA Tarihi) Bölüm Beş, 2007.

(2) Ömer Altuğ, Hatırımda Kalanlar, Boyut Yayınları, İstanbul, 2014.