Milliyetçilik ilkesine burun kıvıranlar

Naim Babüroğlu

Milliyetçilik düşüncesi ilk kez, üretim ilişkilerine bağlı olarak, 18’inci yüzyılda Batı Avrupa’da ortaya çıktı. Bu dönemde, Osmanlı Devleti’nde Türkler, kendi ülkelerinde ikinci sınıf insan olarak görülüyordu. Devlet yönetiminden uzak tutuluyorlardı. ★★★ Eski Türklerde, “budun” olarak tanımlanan “millet” kavramı yerine, “ümmet” anlayışı etkin kılındı. Osmanlı yönetimi için Türklük, utanç duyulacak bir alt kültürdü. ★★★ Osmanlı’ya göre Araplar, “kavmi necip” (temiz soylu) milletti. Batılılar, uygar sayılırdı. Türkler ise, anlayış yeteneği olmayan (etraki bi idrak) bir milletti. Yaygın tarihi kaynaklara göre, Osmanlı’da 36 padişahın 35 veya 34’ünün annesi Türk değildir mesela. ★★★ Avrupa milliyetçiliği, sömürgeye ve azgelişmiş ülkelerin servetlerine el koymaya dayanıyordu. Oysa Türk milliyetçiliği, İstiklal Savaşı’nda tam bağımsızlık mücadelesiyle yükselir ve devrimlerle kendini gösterir. ★★★ Atatürk milliyetçiliği, antiemperyalist bir nitelik taşır. Emperyalizmi yenilgiye uğratan Türk milliyetçiliğinin, ezilen uluslarda büyük heyecan yaratmasının nedeni budur. Millî Mücadele meşalesinin, tüm mazlum ülkeleri aydınlatmasının nedeni budur. İstiklal Savaşı döneminde, Atatürk’ün Hindistan’da, Pakistan’da, İran’da, Mısır’da, Afganistan’da, Tunus’ta ve diğer ezilen ülkelerde kahraman olarak görülmesinin nedeni budur. ★★★ Mesela... Tunus’un kurucusu, ilk devlet başkanı Habib Burgiba; “Vatanımın istiklali gerçek olduğu gün, Allah’a şükrettikten sonra ilk hatırladığım isim Mustafa Kemal’dir” der. ★★★ Ezilen ulus aydınları, eğer işbirlikçi değilse, emperyalizme karşı çıkmak, bunun için de milliyetçi olmak zorundadır. Çünkü milliyetçilik, ezilen ulusların emperyalizme karşı kullanabileceği en önemli güçtür. ★★★ “Atatürkçülüğü ve milliyetçiliği yadsıyarak solculuk yapma gafletine düşen bir sol, Türkiye’de hiçbir zaman başarılı olamadı, olamaz da... Türk milliyetçiliği, Türk halkının alın terini yabancı çıkarlara karşı korumaktır” der, Uğur Mumcu. Evet, Atatürk milliyetçiliği anti emperyalisttir, tam bağımsızlıktır, vatanı kanlarıyla yeşerten kahramanların türküsüdür... ★★★ Talihsiz Anadolu, nankörlüğün zirvesinde gezinen, işgalcilerin yanında saf tutan, işbirlikçi sözde aydınlardan o kadar çok çekti ki... “İkinci Cumhuriyetçiler”, “eski sol yeni liberaller”, Atatürk’e ve Atatürk’ün milliyetçilik anlayışına burun kıvıranlar, asla tam bağımsızlık yanlısı olamazlar. Tersine, işbirlikçidirler ve emperyalist ülkelerin çıkarlarına hizmet ederler. ★★★ Mesela... Bu tür sözde “aydınlar”, PKK’ya terör örgütü demekten kaçınırlar; sığınmacı akınına sempatiyle bakarlar. Siyasi İslam’la birlikte hareket ederler. Orduyu tasfiye amaçlı kumpas davalarını, yani FETÖ’yü desteklerler. Binlerce insanın katili terörist başını, İmralı’da ziyaret için sıraya girerler. Türkiye’nin aleyhine ne varsa, orada boy gösterirler. Hakkını teslim edelim, CIA’nın bu işbirlikçileri devşirme başarısı övgüye değer... ★★★ Ah Anadolu!.. İşgalcilerle işbirliği yapanların yetiştiği, en bereketli topraksın... ★★★ Cumhuriyet Halk Fırkası İkinci Büyük Kongresi, 15-20 Ekim 1927’de toplanır. Mustafa Kemal, bu kongrede Nutuk’u, 6 günde, 36 saat 33 dakikada okur. ★★★ Bu Kongre’de, bir tüzük değişikliği yapılır. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik ve Halkçılık, partinin temel ilkeleri haline getirilir. 1931 Kongresi’nde bunlara; Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik eklenir. ★★★ 1937’de Altı İlke (Altı Ok), Anayasa maddesi haline getirilir. Böylece, “Altı Ok”, sadece partinin değil, devletin de temel ilkeleri olur. ★★★ “Altı Ok”un iki temel direği: Tam Bağımsızlık ve Ulusal Egemenliktir. Laiklik ise, “Altı Ok”un temel taşıdır. İlkeler, birbirinden kopuk değil, birbirini tamamlayan zincirin halkalarıdır. Zincirden bir halkayı alırsanız, zincir kopar. ★★★ Atatürk’e göre: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir.” Dikkat edin! “Türk halkı” değil, “Türkiye halkı”, der Mustafa Kemal. ★★★ Atatürk milliyetçiliği, ırk, din, cins, mezhep ayrımcılığını reddeder. Ayrıştırıcı değil, birleştiricidir. “Diyarbakırlı, Vanlı, İstanbullu, Trabzonlu, Erzurumlu, Trakyalı hep bir soyun evlatları ve aynı çevrelerin damarlarıdır”, der Atatürk... ★★★ Milliyetçiliğin olmadığı yerde, ulus devlet olmaz, ümmet olur. Ümmetin olduğu yerde, laiklik olmaz. Laikliğin olmadığı yerde, din ve ibadet özgürlüğü olmaz. Laikliğin olmadığı yerde, toplum hayatında kadın olmaz, kan ve gözyaşı olur. Arap ülkelerinin, İsrail karşısında düştüğü ibretlik durum budur... ★★★ Ve, bu gerçeklere rağmen... Silah bırakmayan PKK terör örgütü başını, taraf kabul ediyoruz. Hem de, “Altı Ok”u ve özellikle Atatürk’ün milliyetçilik anlayışını elimizin tersiyle iterek... ★★★ “Altı Ok”, PKK terörist başının isteğiyle kurulan ve onu taraf kabul eden “Komisyon”u reddeder. Çünkü, Cumhuriyet’e düşman olan PKK ve işbirlikçilerinin hayali Sevr’dir. Ve, o kahramanların eserini, “Altı Ok”u yok etmektir.