31 Temmuz 1920… Mustafa Kemal, Afyonkarahisar Kolordu Dairesi’ndedir. Subaylara bir konuşma yapar. Atatürk’ün az bilinen konuşmasıdır: “Milletimiz, ordusundan yoksun bırakılma girişimi ile karşı karşıyadır. Orduyu imha etmek için mutlaka subayını mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Komutanlarımıza ve subaylarımıza tecavüz ve taarruza başladılar... Millet, bağımsızlığının korunmasını ordudan, ordunun ruhunu oluşturan subaylardan ister. İşte, subayların yüce olan vazifesi budur. Milletin bağımsızlığı ihlal edilirse, bunun vebali subaylara ait olacaktır. Subaylar, özverili insanların en önünde bulunmak zorundadırlar. Çünkü düşmanlarımız herkesten önce onları öldürürler, onları aşağılarlar ve hor görürler. Yaşamında bir an olsun bile subaylık yapmış, subaylık onurunu ve öz saygısını hissetmiş, ölümü küçümsemiş bir insan yaşadığı sürece, düşmanın uygun gördüğü davranışlara katlanamaz. Onun yaşamak için bir tek çaresi vardır: Şerefini korumak.”
★★★
Askerlik sanatından uzaklaşmış ve siyasete bulaşmış bir ordunun, ülkeyi çöküşe götüreceğini çok iyi bilir Mustafa Kemal. O Ordu, doğduğu şehri Selanik’i tek kurşun atmadan düşmana teslim etmişti. O Ordu, Balkan utancını yaşatmıştı.
★★★
Yıl 2008… Atatürk’ün bu konuşmasından tam 88 yıl sonra… Türk Ordusu’na tarihin en büyük kumpası kurulur. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi önemliydi. Ve bu projenin önündeki en büyük engel, Türk Ordusu’ydu. Türk Ordusu’nun Atatürk’e ve Cumhuriyet’e bağlı, liyakatli kadroları tasfiye edilir.
★★★
Bu toprağın suyunu içmiş… Cumhuriyet sayesinde makam sahibi olmuş aktörler, bu kumpasta görev alırlar. Millî Mücadele’de işgalcilerle işbirliği yapanlara, rahmet okutacak ustalığı sergilerler. Türk Ordusu’nun dağıtılmasında, emperyalist güçlerden daha büyük şevkle ve heyecanla çalışırlar. Ödülleri hazırdır… Makam, mevki sahibi de olurlar. 2024 Türkiye’sinde, televizyonlarda her gün boy göstermeyi sürdürürler.
★★★
15 Kasım 1919... Atatürk, Samsun’a çıkmadan dört gün önce... Yunanlar, İzmir’i işgal eder. İşgalden önce, İzmir’de gayretli ve kişilik sahibi kolordu komutanı Nurettin Paşa vardır. Sadrazam Damat Ferit, Nurettin Paşa’yı görevden alır. Yerine, işe yaramaz diye emekli edilmiş, yaşlı Ali Nadir Paşa’yı getirir. Valiliğe de, hükümet toplantılarında olup bitenleri İngilizlere aktaran İzzet Bey görevlendirilir. Damat Ferit, İşgalcilerin işini kolaylaştırmak için elinden geleni yapar. Padişah Vahdettin’le beraber...
★★★
İşgal sırasında, 17’nci Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa askerlerini kışlaya toplar. İşgali seyreder. Tıpkı... Tek kurşun atmadan, Selanik’i Yunanlılara teslim eden, 8’inci Kolordu Komutanı Hasan Tahsin Paşa gibi. Hasan Tahsin Paşa’nın 26 bin askeri vardır. Ama, tek kurşun attırmaz. Ve Selanik... 550 yıllık Osmanlı egemenliğinden sonra, Yunanistan’a altın tepside sunulur.
★★★
Ve elbette insanlar fani... Hasan Tahsin Paşa ölür. Mezarı Selanik’tedir. Yunan Kara Kuvvetleri’ne ait bir müzenin bahçesinde. Yunanlar, o kadar çok sever ki Hasan Tahsin Paşa’yı... “Selanik’in gerçek kurtarıcısı ve hayırseveri” ilan ederler. Madalyası budur...
★★★
Ve insanlar fani... İşgalde, Yunanlara destek olan, İzmir Valisi İzzet Bey de ölür. Öldüğünde, cebinden Yunan madalyası çıkar. Madalyası budur...
★★★
Türk Ordusu, Türk devletini yıkmak isteyenlerin hep birinci hedefi olmuştur. Ve 2024... Teğmenler, “Subay Yemini” üzerinden linç ediliyorlar. “Mustafa Kemal’in askeriyiz” demişler... Disiplin suçuymuş! TSK’nın itibarını zedelemişler! Tarih tekerrürdür... Aynı işbirlikçiler, yine sahnede...
★★★
Ve 29 Kasım 2024... İzmir Marşı’nın Kara Harp Okulu’nda yasaklandığı haberi... İzmir Marşı tarihi derinliği olan, düşmanlara karşı söylenen bir marş. İzmir’in ve vatanın düşmandan kurtuluşunun bir sembolü. İşgalciler bu marşı söyletmezler. Çünkü, onların kaçışını da anlatır. “İzmir’in dağlarında çiçekler açar, Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar, Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa...” Eğer gerçekten bu marş yasaklanmışsa... Bu marş yasaklanmışsa eğer... Soru şu: İzmir tekrar mı işgal edildi?
★★★
Bulundukları yerleri Atatürk’e ve Cumhuriyet’e borçlu olanlar... “Vefa imandandır” derler. Tarih, teğmenlere şimdiden, “İstiklal Savaşı” madalyasını taktı. Teğmenleri suçlu ilan edenler... Atatürk’ü yok etmeye çalışanlar... Tarih, size de madalya takacak... Çünkü tarih nankör değildir, bir hizmeti asla unutmaz!
★★★
Ama... Marşı yasaklayan zihniyete bir tavsiyem var. Atatürk’le savaşmayın! O, tarihin kıskandığı bir lider... Yattığı yerden bile her savaşı kazanıyor.
★★★
Ne düşünür acaba, Hasan Tahsin Paşa? Mutlu mudur yattığı yerde? Mezarında açmış mıdır karanfiller, şehitlerin kanıyla sulanan? Ve... Unutmayın... Mezara sadece haysiyet gider..