Mustafa Kemal’in Millî Mücadele Yolculuğu, 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlar. Aynı dönem, Kürt ayaklanmalarının artış sürecinin de başlangıcıdır. Zamanlama ve ayaklanma bölgeleri, isyanların tek merkezden yönlendirildiğini ortaya koyuyordu. ★★★ Mustafa Kemal Paşa, Elâzığ Valisi Ali Galip ve İngiliz İstihbarat Binbaşı Noel’in Sivas Kongresi’ni basacakları bilgisini alır. Ve bunun üzerine, bir konuşma yapar: Der ki: “İngilizlerin amacı, para ile memleketimizde propaganda yapmak ve Kürtlere Kürdistan kurma sözü vererek, aleyhimize ve bize karşı suikast düzenlemeye yöneltmek olduğu anlaşılmış, karşı önlemler alınmıştır...” ★★★ Ne diyor, Atatürk?.. İngilizlerin, “Kürdistan” kurma sözü vererek, Kürtleri ayaklandırdığı anlaşılmıştır...” ★★★ İngiltere, Anadolu’da Kürt isyanı çıkartmak için özel bir çaba sarf eder. Kürtleri, Türklere karşı kullanmak için elinden geleni yapar. Bu gerçek, belgelerde de yer alır. ★★★ Sonunda... İngiltere, başarılı olur. Çünkü... İstanbul’daki Osmanlı Devleti’nin padişahı ve sadrazamı, İngilizlerle işbirliği halindedir. Ve İngilizlere karşı çok cömerttir... ★★★ Vatandan, milletten başka sevgili bilmeyen kahramanlar, işgalcilere karşı İstiklal Savaşı’nı yürütürken... Padişah Vahdettin’in de desteğiyle, 1920-1921 yıllarında 60 gerici ayaklanma çıkar. ★★★ Mayıs 1919’da, ilk Kürt ayaklanması ortaya çıkar. Ali Batı Ayaklanması... Ardından, Mart 1921’de Koçgiri ayaklanması... Ağustos 1924’te, Nasturi ayaklanması... Ardından, Şubat 1925’te Şeyh Sait İsyanı... Kürt isyanlarının ortak hedefi, Türkiye’yi parçalayan Sevr Antlaşması’nın uygulanmasıydı. ★★★ Mesela... İngiltere, Musul sorunu için Milletler Cemiyeti’ne başvurur. Tesadüfe bakın, bir gün sonra 7 Ağustos 1924’te, Hakkari’de Nasturi Ayaklanması patlak verir. İngiltere, Musul’u almak için Nasturileri silahlandırmış ve isyanın koşullarını hazırlamıştı. ★★★ Nasturi ayaklanmasından sadece dört ay sonra, 13 Şubat 1925’te Şeyh Sait isyanı çıkarılır. Ve Türkiye, Musul-Kerkük’ü kaybeder. ★★★ İngiltere ve daha sonra ABD tarafından Kürtler kullanılarak, bölgedeki ülkeler dönüştürüldü. Irak parçalandı, Suriye ABD ve İsrail’in kontrolünde bir coğrafyaya dönüştü, İran’ın gücü zayıflatıldı. ★★★ Ve sıra artık Türkiye’de... Ama, Türkiye’de silah bırakmayan, dağılmayan PKK’nın meşrulaştırılma süreci hızla sürüyor. Öyle ki... TBMM’de kurulan Komisyon, 50 bin kişinin katili terörist başını ziyaret etme kararı aldı. CHP’nin İmralı’ya gitmeyi reddetmesi, Atatürk’ün kurduğu parti misyonuna sahip çıkması açısından, çok yerinde ve doğru karar... ★★★ Türkiye’yi parçalamak isteyenler, Mustafa Kemal Paşa ve kadrosunun çöpe attığı Sevr Antlaşması’nı uygulama imkânı bulamamışlardı. Ama, bu hayal kırıklığını hiç unutmadılar... Ve bu hedeflerinden hiçbir zaman da vazgeçmediler. Şimdi, 100 yıllık özlemlerini gerçekleştirme yolunda çok yol aldılar... ★★★ 1922’de Mustafa Kemal Paşa’nın şu açıklaması, bugünkü projeye gönderme gibidir: “İngiltere Kürtlerin üç devlete (Türkiye, İran, Irak) ait olmasından yararlanmakta, bunu da bir koz olarak kullanmaktadır. İngiltere kendi egemenliği altında bir Kürt devleti kurmak ve bu sayede; İran’ı, Kafkasya’yı kontrol etmek istemiştir. İngiltere eskiden beri Kürt liderlerini satın almaktadır...” Bugün, Atatürk’ün söylediklerine, dördüncü ülke olarak Suriye de eklenmiş durumda... ★★★ Uğur Mumcu, belgeleriyle çıplak bir gerçeği ortaya koyar. Ve der ki: “Kimse kimseyi aldatmasın. Batı desteği ve koruması altındaki Kürt devleti, açıkça bir ‘Sevr Model’idir...” ★★★ Uğur Mumcu, belgelerde yer alan başka bir gerçeği de vurgular. 7 Ocak 1993’te kaleme aldığı “Mossad ve Barzani” başlıklı yazısında, dedi ki: “Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa, ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında?... Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?..” ★★★ PKK başı Öcalan, 2013 İmralı tutanaklarında “özerklik” konusunda ne dedi? “Kürtler kendi kendilerini yönetecektir. Şu anda yasa dayatırsak büyük alerji yaratır. İleride olabilir...” Başka ne diyor, Öcalan? “Bir rejim değişikliği olacak... Bu hepsinden daha derinlikli olacak. Başarılı olursak, yepyeni bir Cumhuriyete... Şimdiye kadar olanlar ısınma hareketi idi...” ★★★ Geçtiğimiz günlerde, Suriye’deki YPG/PKK başı Mazlum Abdi, Kuzey Irak’ta bir toplantıya katıldı, konuşma yaptı... Aynı toplantıda, Türkiye’den bazı parti temsilcileri yer aldı. Eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Davutoğlu da, bu toplantıda bir konuşma yaptı. ★★★ Ve Davutoğlu’nun gazetecilere öyle bir açıklaması oldu ki... Türkiye’nin bugünlere geliş sürecini özetleyen tarihi bir açıklamaydı. Şöyle dedi, Ahmet Davutoğlu: “Beşar Esad 2005 yılında bize ‘Kuzey Irak’a ve Rojova’ya (YPG/PKK’nın bölgesi) birlikte operasyon yapalım, bu işi bitirelim’ dedi. Ben şiddetle karşı çıktım...” ★★★ O zaman soru şu: Türkiye, 2016’da, 2018’de ve 2019’da Suriye’de PKK’nın kolu YPG’ye neden geniş kapsamlı operasyon düzenledi? ★★★ Türkiye’de Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış bir siyasetçinin bu sözlerinden sonra... İmralı’da PKK başının ayağına gidilmesi hiç şaşırtıcı değil, sürecin doğal bir sonucu... Ve asıl soru şu: PKK başı Öcalan’ın bu süreçte konumu ne olacak?