“Değerli Yalnızlık”tan Mısır’a…

Naim Babüroğlu

Mısır’da Hüsnü Mübarek devrilmiş yeni Anayasa tartışmaları gündem olmuştu. Temmuz 2012’de, Müslüman Kardeşler adayı Muhammed Mursi seçimleri kazanacak ve iktidara gelecekti.

Mursi Müslüman Kardeşler ideolojisini uygulamak için hızlı adımlar attı. Genelkurmay Başkanı olarak atadığı Abdül Fettah Sisi tarafından, 3 Temmuz 2013’te devrildi. Müslüman Kardeşler’i “düşman” kabul eden Suudi Arabistan, Sisi’yi destekledi. ABD de Sisi’nin gelişini onayladı.

Türkiye, Mısır’la diplomatik ilişkileri kesti. Kasım 2013’te Türkiye’nin Kahire, Mısır’ın Ankara büyükelçileri karşılıklı olarak “istenmeyen kişi” ilan edildiler Sisi’ye karşı sert tepki gösterildi. Türkiye’de, Mısır muhalefetini destekleyen televizyon, radyo ve benzeri iletişim siteleri kuruldu. Sisi’ye muhalif Müslüman Kardeşler üyeleri Türkiye’ye yerleşti.

***

Yıl 2011… Sözde “Arap Baharı”, gerçekte “Kanlı Sonbahar” olan ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin önemli bir halkası tamamlanırken Türkiye, Suriye ve Libya’da ABD’nin yanında yer aldı. Dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu tarafından, “Komşularla Sıfır Sorun Politikası” fırtınası esti. “Sıfır Sorun Politikası” fırtınası, Türkiye’yi Ortadoğu’da yalnız bıraktı.

Türkiye’nin bu yalnızlığına, “Değerli, Yalnızlık” adı verildi. “Değerli Yalnızlık” döneminde Türkiye, Mısır’la, Suriye’yle, İsrail’le ve Körfez ülkeleriyle gerginlikler yaşarken, Yunanistan gücü ve konumuyla orantılı olmayan büyük adımlar attı. Türkiye aleyhine, Mısır’la ve diğer ülkelerle işbirliğini geliştirdi.

“Değerli Yalnızlık” rüzgarının estiği bu dönemde, Türkiye, ABD/NATO’nun tehdit olarak kabul ettiği Rusya’dan, S-400 Hava Savunma Sistemi satın aldı. Böylece, ABD ve NATO ile de ipleri koparmış oldu. Yıllardır oluşturulan, hava gücünü 5’inci nesil F-35 savaş uçağına dayandırma planı yerle bir oldu. 2030’ların 5’inci nesil savaş uçağı stratejik yeteneğinden mahrum kalındı. Türkiye, F-35 uçağı üretim zincirinde bulunan dokuz ülkeden biriydi. Üretim zincirinden de çıkarıldı. Savunma sanayinin bu çok önemli gelir kaynağı da yitirilmiş oldu. S-400’e 2.5 milyar dolar, ABD’nin vermediği F-35 için 1.4 milyar dolar ödenmişti. ABD’ye ve NATO’ya S-400 alımında ödün vermeyen Türkiye, 2021’de aynı ABD’den F-35’ten daha düşük yetenekte olan F-16 uçağı alımı için başvurdu. ABD ve NATO değişmemişti. Değerli Yalnızlığın pek de “değerli” olmadığı çok ağır maliyetlerle görülmeye başlanmıştı.

***

Türkiye, ekonomik alanda ve uluslararası arenada esen olumsuz rüzgârın fırtınaya dönüşmesi üzerine, bölge ülkeleriyle kopan ilişkileri düzeltme yolunda adım atmaya başladı. 2021’de, ilişkilerin onarılması yönünde başta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere, diğer ülkelerle işbirliğine yöneldi.

Ve yıl 2022… Katar Emiri, Doha’da 2022 Dünya kupası töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Sisi’yi barıştırdı. İki yıl sonra, 14 Şubat 2024’te Cumhurbaşkanı Erdoğan Sisi’yi Kahire’de ziyaret ediyor.

Türkiye’de artık hiçbir yetkili, “Rus uçağı alırız” demiyor. F-16, Eurofighter almak için tüm diplomatik yollar deneniyor. Mümkünse, F-35’e dönme çareleri aranıyor.

Mısır değişmedi, BAE değişmedi, Yunanistan değişmedi, ABD değişmedi, F-16 değişmedi, F-35 değişmedi… 10 yıl sonra değişen Türkiye’ydi… Peki, bu 10 yılın, milli güç unsurlarına maliyeti nedir?..

Dünyanın en fazla göçmenini barındıran ülke konumunda olmanın ve ekonomik yönden güç kaybetmenin gelecek kuşaklara maliyeti nedir?..

“Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta kaybedersin.” der, Sun Tzu…