BEKA sorunları varken Yeni Anayasa

Naim Babüroğlu

15 yıl CIA ajanlığı yaptıktan sonra, Obama döneminde 23 ay cezaevinde kalan John Kiriakou, 4 Mayıs 2018’de yayımlanan, “ABD’nin İran’a karşı yaklaşan savaşı” (The Coming US War Against Iran) başlıklı yazısında şu itiraflarda bulunuyordu:

“2002 baharında El Kaide’ye karşı görev yaptığım Pakistan’dan Washington’a döndüm. Döndükten sonra, CIA Merkezi’nde Irak’a karşı işgal planı için aylar öncesinden planlama yapıldığını öğrendim. CIA’deki amirim, ‘gelecek yıl (2003) Şubat’ında Irak’a gireceğiz’ dedi. Kısa bir süre sonra Dışişleri Bakanı Colin Powell, BM’de o ünlü Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu yalanını sergiledi. Şimdi aynı tezgâhın bir benzerini, Netanyahu’nun İran’ın 5+1 Nükleer Anlaşması’nı ihlal ettiği yalanına dayanarak sergiliyorlar. Bu kez sahte sunumcu Powell’ın yerinde, yalan tiyatrocusu Netanyahu var. Bir de tabii Dışişleri Bakanı Pompeo ve savaş kışkırtıcısı Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton da var. Size deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki ben bu filmi görmüştüm. Şimdi olacakları söylüyorum; Önce Trump her gün ‘İran güvenliğimize tehdittir’ diye bağıracak, ardından Pompeo, Orta Doğu ve Avrupa’ya, savaşlarına destek turuna çıkacak. Üçüncü olarak da ABD’nin BM Temsilcisi Nikki Haley, ülkesi ve müttefiklerini İran’dan korumaları gerektiği çığlıkları atacak. Son perdede ise ABD uçak gemileri Doğu Akdeniz ve İran Körfezi’ne doğru yollanacak.” (1)

CIA ajanı bu itiraflarda bulunduktan iki hafta sonra, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, 21 Mayıs 2018’de İran stratejisini açıkladı: "İran rejimine eşi benzeri görülmemiş mali baskı uygulayacağız. İran tüm güçlerini Suriye'den çekmeli. ABD yaptırımlarını ihlal edecek şekilde İran'la iş yapan Avrupalı şirketlerden hesap soracağız." dedi. (2) Böylece, 2003’te Irak’ta oynanan senaryonun bir benzerinin işaret fişeği İran için atılmıştı.

***

Eski CIA görevlisi Kirikakou’nun söylediklerini, altı yıl sonra Netanyahu doğruluyor, Orta Doğu’yu değiştirmek ve İran’ı tehdit olmaktan çıkarmak için bir fırsat bekliyordu. ABD Başkanı Trump değişmiş, Biden yerini almıştı. Biden ve Netanyahu’nun ihtiyacı olan meşru müdafaa hakkı, HAMAS’ın 7 Ekim 2023 saldırısıyla altın tepside sunuluyordu. İsrail Eski Başbakanı Ehud Barak ve İsrail Genel Güvenlik Servisi (Şin Bet) Başkanı Ami Ayalon, HAMAS’ın gücünün ve etkisinin artırılması için Netanyahu’nun HAMAS’ı desteklediğini itiraf ediyorlar. (3) Amaç, gücü dağıtılmış, bölünmüş bir Filistin… 7 Ekim 2023 HAMAS saldırısının ardından, İsrail’in savaş suçlarıyla dolu saldırıları sonucu Gazze harabeye dönmüş, yaklaşık 2 milyon Filistinli evlerini terk etmek zorunda kalmış, 35 bin civarında çocuk, kadın ve sivil öldürülmüştür. Soru şu: HAMAS’ın siyasi ve askerî hedefi neydi?..

***

Birbirine düşman görünen İsrail ile Suudi Arabistan, yeni bir Orta Doğu planı üzerinde 2015’te anlaşmışlardı. İki ülke, 2014'ten beri 17 ayda beş kez gizlice masaya oturmuş ve bir plan hazırlamışlardı. Suudi Arabistan’la İsrail’in anlaştıkları önemli maddeler şöyleydi:

1. Türkiye sınırında bağımsız bir Kürt devletinin kurulması,

2. Ortak bir Arap ordusunun oluşturulması,

3. İran’da rejim değişikliğinin yapılması,

4. İsrail ve Araplar arasında bir barış planının yapılması,

5. Körfez ülkelerinin birlikte hareket etmesi.

İsrail eski büyükelçisi Dore Gold’la Suudi Arabistan eski istihbarat danışmanı Macid Eşki, bu planı 4 Haziran 2015’te Washington’da en ünlü düşünce kuruluşu olan CFR (Council on Foreign Relations-Dış İlişkiler Konseyi) toplantısında açıkladılar.(4) İsrail ve Suudi Arabistan, Türkiye için büyük bir tehdit oluşturan bu planı gizleme ihtiyacı duymadılar bile. Anlaşmanın 1, 3, 4 ve 5’inci maddelerinde başarı yolunda hızla adım atılıyor.

***

22 Mayıs 2018’de, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun partisi Likud’dan milletvekili Yoav Kisch, Kürtlerin bağımsızlığının desteklenmesi için bir önerge verdi. Önergede şu ifade yer aldı: “İran’ın bölgede güçlenmesi, Türkiye’nin aşırılıkçılığı ve Suriye’nin dağılması karşısında İsrail, Kürtlerin bağımsız bir devlet kurma girişimine liderlik etmeli ve desteklemeli.”(5) Yani İsrail, Türkiye topraklarının da bir bölümünü içine alan bir Kürt devletinin kuruluşunda hem liderlik rolü oynayacak hem de bu devleti destekleyecek. Gizleme ihtiyacı bile duymuyorlar… Suriye’de Fırat Nehri’nin doğusunda, yaklaşık 70-100 bin silahlı teröriste ulaşan bir PKK/YPG terör örgütü var. ABD, PKK/YPG’yi düzenli orduya dönüştürmenin son adımlarını atıyor.

***

Ve bu tehditlerin odağındaki ülke Türkiye…

-Türkiye, bu tehditleri göz ardı ederek, dünyanın en zengin ülkelerinden ABD ve Almanya’nın bile üstesinden gelemeyeceği, dünyanın en fazla göçmenine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmesini gündeme bile getirmiyor. Göçmenlerin Avrupa’ya gidişlerini engelleyen ve bu suretle AB’nin güvenliğine katkı sunan, AB ile imzalanan “Geri Kabul Anlaşması”nı iptal etmiyor.

-Suriye'deki PKK/PYD terör devletçiğini etkisiz kılmak için Suriye’yle üst düzeyde iş birliği adımları atmıyor. Suriye’deki terör örgütüne düzenlenmesi gereken geniş kapsamlı operasyonu, Ekim 2019’dan beri bekletiyor.

-Cumhuriyet tarihinde en şiddetli ekonomik sorunla karşı karşıya…

-Hukukun işleyişinde ortaya çıkan önemli aksaklıklar, yabancı yatırımı bile etkileyecek noktada…

-Bu tabloda, ülkesinde hayal kuramayan gençler ve eğitimli kesim yabancı ülkelere gitmek için sırada bekliyorlar. Beyin göçü artık önemli bir sorun oldu.

-Kurumlarda yok olan liyakat sistemi, devlet çarkının düzenli, verimli ve etkili işleyişini olumsuz etkiliyor.

Ve Türkiye BEKA düzeyindeki bu stratejik sorunlara odaklanacağına, enerjisini “Yeni Anayasa” çalışmasına yönlendiriyor.

Jeopolitik, ülke coğrafyasını dünya politikasında kullanma sanatıdır. Coğrafi konumu yönünden dev bir ülkedir Türkiye. Ancak ortaya çıkan tabloda, Türkiye’nin jeopolitik açıdan ağırlığı coğrafi konumunun çok gerisinde…

Stratejide yapılan hata günlük önlemlerle düzeltilemez… Sürekli yapılan stratejik hataların sonucunda oluşan bu stratejik sorunlar yumağı, “Yeni Anayasa” çalışmasıyla çözülemez… Türkiye’nin “Ağırlık Merkezi” bu sorunlar olmalıdır… Enerjisini, “Yeni Anayasa” gibi sorunları artıracak çalışmaya harcamak, stratejiyle ve siyasetin gerçek amacı ile bağdaşmaz…

Hamurda maya ne ise stratejide lider odur. Beş bin yıllık yazılı tarihin hükmüdür bu…

---------------

KAYNAKÇA:

(1) 4 Mayıs 2018, https://readersupportednews.org/opinion2/277-75/49897-rsn-the-coming-us-war-against-iran)

(2) 21 Mayıs 2018, https://tr.sputniknews.com/abd/201805211033531869-pompeo-anlasmadan-cekilme-sonrasi-iran-stretejisi-aciklamasi/

(3) https://x.com/NaimBaburoglu/status/1784658837447782850

(4) Naim Babüroğlu, Bir Devletin Çöküşü, Asi Kitap, İstanbul, 2016.

(4) 22 Mayıs 2018, https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2018/05/22/israilde-bagimsiz-kurdistan-onergesi/