Kıbrıs Türkü’nün sandıkta verdiği ders

Muzaffer Ayhan Kara

KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı ve Türkiye’deki iktidarın adeta bir aparatı durumundaki GENAR’ın anketleri olağan sapmanın 15 katı yanıldı! Demek ki, bu anketler maniple etmeye dönükmüş. Yoksa sapma olur ama 1,5 olur, 2 olur, bilemedin 3 olur. 15 katı olunca bu açık bir maniple girişimidir. Sonuçta ana muhalefet lideri, CTP Genel Başkanı, eski başbakanlardan hukuk insanı Tufan Erhürman açık farkla cumhurbaşkanı seçildi. Ne tarihi ve güzelim cumhurbaşkanlığı dururken Beştepe’ye gönderme havası taşıyan saray, ne iktidarın aparatı haline gelmiş topçular, ne popçular üç partinin desteklediği Ersin Tatar’ın hezimetini önleyemedi. Erhürman neredeyse her üç seçmenden ikisinin oyunu almayı başardı.

NE OLDU DA ERHÜRMAN OYUNU İKİYE KATLADI?

Peki bir önceki seçimdeki oyunu nasıl oldu da ikiye katladı CTP’nin adayı Erhürman? CTP’nin oyu genelde seçmenden üçte bir oranında teveccüh görüyordu önceden.

Bunun nedenleri bir değil, birçok ama asıl derindeki neden Tatar’ın temsil ettiği iktidarın çürümüşlüğü. Buna bağlı olarak Erhürman’ın güvenilir hukukçu kimliği, başbakan olarak ortaya koyduğu güven… Tatar’a destek veren milliyetçi partilerin oy değiştirebilen seçmeninin iyice çürüyen düzene tepkisi… Erhürman’a yönelik yürütülen kara propaganda…Tatar’ın Türkiye’deki hukuku ve demokrasiyi aşındıran iktidarla aşırı özdeşleşmesi. Bu noktada MHP Genel Başkanı Dr. Bahçeli’nin argümanı beni hayrete düşürdü. Herhalde danışmanları onu fena yanılttı ve açığa düşürdü. Neymiş? Katılım düşükmüş, o yüzden parlamento duruma el koymalıymış! Kazanmayınca yeniden oynayalım durumu!.. Akla Türkiye’deki 2015 tekrar seçimi ve 2019’daki 13 bin oy farkında mızıkçılık yapıp İstanbul Büyükşehir seçimini tekrarlatmak geliyor! Oysa KKTC’deki katılım yüzde 64,82 oldu. Ki, bu oran önceki seçimlerle hemen hemen aynı. Önceden ikinci tura kalan seçimde bile bu oran yüzde 67’lerde kalmış.

ERDOĞAN’DAN KUTLAMA, BAHÇELİ’DEN FEVERAN!

Cumhur İttifakı açıklamalarda bir rol dağılımı mı yapıyor diye düşünmeden edemiyor insan. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrasında KKTC seçimleriyle ilgili sıcağı sıcağına yaptığı açıklama oldukça makul -ki, Erdoğan, Erhürman’ı telefonla arayarak da kutladı-:

“Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleşen seçimlerde resmî olmayan sonuçlara göre Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Tufan Erhürman’ı tebrik ediyorum.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sahip olduğu demokratik olgunluğu bir kez daha gösteren, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iradesini sandığa yansıttığı bu seçimin ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum.

Türkiye olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ve çıkarlarını Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle birlikte her türlü platformda savunmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iradesi” sözcükleri çok samimi olarak not ediyorum ki gözlerimi yaşarttı. Erdoğan’dan aynı yaklaşımı, seçmen iradesine saygıyı Türkiye için de bekliyor yurttaşlarımız. Türkiye Cumhuriyeti de en az KKTC gibi seçimle gelinip seçimle gidilen bir ülke olmayı, serbest seçimle sandıktaki değişimi hak ediyor.

ÖZEL’DEN DE KUTLAMA

CHP Genel Başkanı Özel de bir açıklama yaparak Erhürman’ı kutladı. CHP ve CTP iki merkez sol parti olarak yazılı programlarında Kıbrıs ile bazı farklılıklar olsa da realitede, pratikte işbirliği içinde olacaklardır KKTC için. CHP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile bugünkü esenlik içindeki bütün Kıbrıs’ın ve KKTC’nin temelini atmıştır. Onun sayesinde Kıbrıs’ta faşist EOKA çetelerinin Türklere dönük cinayetleri durmuş, ENOSİS’in önüne geçilmiş, üstüne Yunanistan’daki faşist Albaylar Cuntası çökmüştür. Dönemin Cumhurbaşkanı Korutürk’ü, Başbakan Yardımcısı Erbakan’ı, Dışişleri Bakanı değerli hocam Güneş’i ve Genelkurmay Başkanı Sancar’ı da Ecevit’in yanına koymak gerekir. Erhürman ve CTP bu sürecin ve evrildiği KKTC’nin kıymetini bileceklerdir.

KKTC’NİN YENİ CUMHURBAŞKANI ERHÜRMAN’IN YAKLAŞIMI

Erhürman da resmi olmayan seçim sonuçlarının açıklanmasının hemen ardından yaptığı teşekkür konuşmasında “Artık ben Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı değilim, tüm yurttaşların Cumhurbaşkanıyım” diyerek kapsayıcılık ve birlik mesajı verdi, kendisini destekleyen herkesle “birlikte yönetim” anlayışını vurguladı. Ayrıca, Ankara ile ilişkiler açısından da oldukça yapıcı ve serinkanlı ifadeler kullandı. 15 aylık başbakanlığında Ankara ile çok başarılı bir ilişki yürüttüğünü hatırlattı.

Kanımca, Erhürman’ın partisinin programında her ne kadar da “federasyon” yazsa da realitede bunun bir hükmü, karşılıĞı yok. Olması da mümkün değil. Kimse endişe etmesin; iki devletli çözümden geri dönülmesi bu saatten sonra hiç mümkün değil. Erhürman da görüyor emperyalistlerin ulus devletleri tuz buz etmeye, bölmeye çalıştığını.. O halde neden iki ayrı ulusu Kıbrıs Adası’nda tek devlete dönüştürmek istiyorlar. Neden Erhürman ve partisi de buna cevaz versin, yeşil ışık yaksın.

ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜN FATURASI

Aşağıdaki alıntı Abdurrahman Dilipak’ın KKTC seçimlerine ilişkin değerlendirmesi, AK Parti ile etkileşimi olan, en azından kadroları ve seçmen tabamı le etkileşimi olan birisinin…:

“KKTC konusunda AK Parti, başkalarını suçlamak yerine oturup önce derin bir nefs muhasebesi yapması gerek. Çeyrek asırda KKTC nereden buraya geldi. KKTC deyince uyuşturucu, kumar, kapa para, fuhuş, çakma diploma, Chabat akla geliyorsa bunun sorumlusu kim? (…) KKTC'de Teknofest cemaatı üzerinden PR çalışması, sosyal destek planlaması yapanlar kendi algılarını asıl gerçeğin önünde perde yapınca, dipden gelen dalgayı göremediler.”

Dilipak gerçekleri dile getirmiş… “Kaybeden mafya-tarikat-rant düzeni oldu KKTC’de. Kara paranın en namlı isminin tabutunun üzerine TC ve KKTC bayraklarını örttürenler kaybetti. Buna “ne münasebet?” diyenler kazandı. Türkiye’de iktidarın oluşturduğu düzenin KKTC’ye taşınmasına güçlü bir itirazda bulundu KKTC seçmeni.

Sabahattin İsmail, KKTC’nin kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın danışmanı olarak da görev yapan önemli bir gazeteci. Türkiye’deki televizyonların da bağlanarak çok başvurduğu bir isim. Bakın o nasıl yorumluyor KKTC seçimini:

“Tufan Erhürman'ın ‘KKTC 'yi satacağı, Türkiye 'ye sırtını döneceği, Türkiye ile kavga edeceği, Türk askerini adadan çıkaracağı, kendi aklına göre federasyonu kuracağı...’ iddiaları günlerce ileri sürüldü. Oysa bunlar doğru değildi. Bu dayanaksız iddiaları ileri sürenler, onun ne dediğini öğrenme ve dediklerinin ne anlama geldiğini anlama gereğini duymadılar.

Tatar'ın yaptığı yanlışların, Başbakan Ünal Üstel ile siyasete soktuğu Juju lakaplı bayanın çevirdiği dolapların, rüşvet, yolsuzluk, devlet arazilerini yağmalama, kara para aklama iddiaları ile kumar baronları ile girilen kirli ilişki iddialarının halkta yarattığı öfkeyi gördüğüm için seçimi kazanamayacağını daha iki yıl önceden öngörmüş ve konuştuğum herkese de bunu açıkça söylemiştim.”

XXX

CTP lideri Erhürman’ın herkesin cumhurbaşkanı olacağına, KKTC’yi yüceltip ileri götüreceğine inandığımı belirterek yazıyı noktalayayım (Kıymetli Kıbrıslı fakülte arkadaşım Dudu Erdoğan’ın da gözüaydın bu arada. 2013’te ne güzel bir KKTC gezisi yaptırmıştı bize üç dört gün. Keşke bizi, okul arkadaşlarını yeniden -belki bu ilkbaharda- gezdirse KKTC’de ve belki Erhürman’la da tanıştırsa…)