Suç haritasındaki AKP iktidarı

M. Bedri Gültekin

        “Haftada ortalama beş bin uyuşturucu satıcısını veya imalat yapanı gözaltına alıyoruz.” Bu sözler İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ait.

            Bu sözler aynı zamanda AKP iktidarı döneminde Türkiye’nin nereye gelmiş olduğunu da çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

            Herhangi bir ülkede hakim olan siyasal-toplumsal sistemin halk açısından ne anlam ifade ettiğini veya işbaşındaki iktidarın karnesini gösteren en önemli gösterge, o ülkedeki suç istatistikleridir. Hangi suçların daha çok işlendiğine ilişkin veriler veya yüzbin kişiye düşen tutuklu-hükümlü sayısıdır.

            Örneğin Dünya kapitalizminin merkezi, baş emperyalist ABD’de, OECD raporlarına  (2021) göre her yüzbin kişiden 655 kişi hapishanelerde bulunuyor. Başka bir deyişle ABD’de yaklaşık her 160 kişiden biri hapishanede demektir. Toplam mahkum sayısı ise 2 milyon 228 bin kişi.

            Dünyanın en büyük askeri gücü ve nominal olarak dünyanın en büyük ekonomisi olması, kişi başına düşen gelirin 60 bin doların üstünde bulunması; bu ülkenin aynı zamanda Dünyada en fazla mahkuma sahip olmasının ortaya koyduğu gerçekleri örtmüyor.

            En büyük mahkûm nüfusuna sahip olmak, gelir dağılımındaki büyük adaletsizliğin, toplumu bir arada tutan ortak değerlerin yok olduğunun ve kapitalizmin bireyciliğinin toplumu çürüttüğünü gösterir.

TÜRKİYE’DE DURUM

            Türkiye’de 100 bin kişiye düşen 352 mahkum sayısıyla Avrupa’da ilk sırada yer almaktadır. 2021 yılı itibariyle hapishanelerde, toplam olarak 297 bin kişi bulunuyor.

            Bu rakam önemlidir ama bu rakamdan daha da önemli olan son yıllarda gerek işlenen suçlarda, gerekse mahkûm sayısında görülen büyük artıştır.

            Türkiye’de nüfus artış hızı yüzde 1.2, cezaevindeki mahkum sayısındaki artış ise yüzde 11.6’dır. Herşeyi bir yana bırakalım, sadece bu veriler bile durumun vahametini ortaya koymaya yeter.

            Her yüzbin kişiye düşen hükümlü sayısı 2011 yılında 172 iken bu rakam, 2019 yılında 351, 2021 yılında ise kişiye 352 kişiye çıkmıştır.

            Hükümlü ve tutuklu sayısının yüksekliği kadar önemli bir başka gerçek ise insanların hangi suçlardan hapse düştüğüdür. 2021 yılında hapiste olanların yüzde 14.7’si hırsızlık, yüzde 13.5’i kasten yaralama ve yüzde 7.3’ü ise uyuşturucu kullanma, bulundurma veya satın almadan dolayıdır.

            Rakamlarla ifade edecek olursak 2021 yılında toplam olarak 907 bin 38 suç işlenmiş, bunlardan 223 bini hırsızlık, 64 bini kasten yaralama ve 38 bini uyuşturucu ile ilgili olmuştur.

Bu rakamların ortaya koyduğu gerçekler ise şunlardır:

SİSTEMİN ÇÜRÜMESİ

AKP iktidarı döneminde yıllar içinde toplumumuzda işlenen suçlar ciddi bir oranda artmıştır. Bu da iktidar sözcülerinin çizdiği bütün toz pembe tabloların aksine toplumumuzun çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu ve bu sorunların yıllar içinde arttığını gösterir.

Hırsızlık suçlarının ilk sırada gelmesini, işsizliğin doğrudan sonucu olarak değerlendirmek yanlış değildir.

İşlenen suçlar arasında ikinci sırada bulunan kasten yaralama suçları, toplum olarak bizi bir arada tutan bağların zayıfladığını, en küçük anlaşmazlıkların bile ölüm ve yaralanmayla biten kavgalarla sonuçlandığını gösteriyor.

Üçüncü sıradaki uyuşturucu suçlarını ise birinci olarak işsizliğin, yanı sıra toplumsal çürümenin ve umutsuzluğun yayılmasının göstergesi olarak değerlendirmek yanlış değildir.

Cezaevleri ve suç istatistikleri herhangi bir ülkedeki durumu tartışmasız şekilde ortaya koyar.    Ve bu açıdan bakıldığında AKP’nin karnesinin hiç de iyi olmadığı görülür.

Sadece bu veriler bile Türkiye’nin bu tablonun sorumlusu ile yoluna devam edemeyeceğinin kanıtıdır.