Türkiye’nin etrafı ateş çemberine dönmüş. İç cepheyi güçlendirmekten bahseden AKP ise kendi vatandaşı ile mücadele ediyor. Böyle bir gündemde zeytin alanlarını madencilik faaliyetlerine açan teklifi araya sokuşturuveriyor.
Yandaşlara peşkeş çekilen termik santraller için zeytinlik alanları, “kamu yararı” gerekçesiyle madenciliğe açılmak isteniyor.
Dünya artık tümüyle yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirken fosil yakıtlardan enerji üretiminde nasıl bir kamu yararı olabilir?
Önce AKP’nin kamu ve yararından ne anladığına bakalım.
AKP’nin kamudan anladığı, kömürden elektrik enerjisi üreten iki yandaş şirket.
Geçimini zeytincilikten sağlayan yüzlerce aile, binlerce insan kamu tanımı kapsamına girmiyor AKP talan zihniyetinde.
AKP Hükümeti zeytin alanlarını “kamu yararına” madenciliğe açma ısrarından her seferinde kamuoyu tepkisi karşısında geri adım atmak zorunda kalıyor.
Tarım yazarı gazeteci arkadaşımız Ali Ekber Yıldırım’ın bildirdiğine göre AKP hükümeti ilk gününden itibaren, zeytinliklerin madencilik çalışmalarına, imara ve sanayiye açılması için bugüne dek 11 kez girişimde bulundu.
Zeytinlik alanları imara ve madenciliğe açılması konusunda 1939 yılında çıkarılan Zeytincilik Yasası AKP’nin elini kolunu bağlıyor. Yasanın ilgili hükmü şöyle:
“Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede, zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz ve işletilemez.”
Yasayı değiştirme girişimleri başarısız olunca 1 Mart 2022 tarihinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı zeytinliklerde enerji ihtiyacı için madencilik faaliyeti sürdürülmesini öngören bir yönetmelik çıkardı.
Yönetmeliğe tepki olarak başlatılan “zeytinime dokunma” adlı imza kampanyasına katılanların sayısı 600 bini aştı. AKP aynı yıl Zeytin Kanunu değiştirmek için hazırlanan teklifi komisyonda gündeme alınca bu imzalar TBMM’ye sunuldu.
Danıştay 8. Dairesi, dokuz dernek, yedi kooperatif ve on bir yurttaşın açtığı dava sonucu 2004 yılında yönetmeliği Zeytin Kanunu’na aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Danıştay gerekçesinde kamu yararının kömür çıkarmakta değil zeytincilikte olduğunu vurguladı.
AKP şimdi yeniden 1939 yılında çıkarılan Zeytin Kanunu’nu değiştirmek için harekete geçti. Teklifi gündemine alan TBMM Sanayi ve Enerji Komisyonu tartışmalara ve yumruklu kavgaya neden oldu. Kömürcüler salona yerleştirilirken zeytinciler uzak tutulmaya çalışıldı.
AKP’li milletvekillerinin teklifinde yasaya eklenen geçici madde şöyle:
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi veya rödövansçı olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan bu Kanuna ekli Harita ve Koordinat Listesi sınırları içinde alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda, madencilik faaliyeti yürütülecek kısımdaki zeytin ağaçlarının maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik vermek suretiyle taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve hu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.”
Teklif, zeytin ağaçlarının taşınmasından kaynaklanan tüm masraf ve taleplerden madencilik faaliyeti yürütmesi yönünde lehine karar verilen kişiyi sorumlu tutuyor.
Zeytin ağaçlarının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda ise Bakanlıkça belirlenecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek alan ile eşdeğer büyüklükte izin verilecek maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik verilmek suretiyle zeytin sahası tesis edilmesi öngörülüyor.
Taşınması mümkün olmadığı yerde ise zeytinler kesilecek.
Kısacası vatandaşın en genci yüz yıllık olan zeytin ağaçlarının bulunduğu topraklara el koyulacak. Bunun yerine başka topraklarda birkaç yıllık fidanlar ekilerek geçimlerini sürdürmeleri istenecek.
Petrol zengini Suudi Arabistan bile ülkesine 20 milyon yeni zeytin fidanı dikerken bizim yüzlerce yıllık ağaçları katletmemiz kabul edilemez. Binlerce yıl yaşayan ölümsüz ağacın yetiştiği coğrafyamızda şüphesiz ki toprağın üstü altından daha bereketlidir.
Biraz vicdanı olan insanlar, komisyonun kapısındaki yaşlı kadınların feryatlarına kulak asmalıdır.
Savaşı fırsat bilerek yasayı çıkarmak isteyen AKP’ye toplum olarak bir kez daha sesimizi yükselterek direnmenin ve “zeytinime dokunma” demenin zamanıdır.