“Erdoğan’dan sonra lider olacaksın.”

Hüseyin Özalp

Bir insan hak, hukuk adalet gibi demokrasinin kutsal değerleri olan kavramları savunmaktan neden vaz geçer? Vaz geçmek bir yana hak, hukuk ve adaleti sağlayacak yetkisi varken bunu kullanmaktan neden imtina eder? Umarım yazının sonunda bunun yanıtını bulabileceksiniz.

Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay ile ilgili kararından sonra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş çok demokrat bir tavır sergiledi. Kurtulmuş ile konuşan Özgür Özel son derece olumlu tepkiler aldı ve bunu kamuoyuna açıkladı. Ancak Kurtulmuş’un Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinden sonra tavrı tamamen değişti. Hukukun ve Anayasa Mahkemesi kararlarının ayaklar altına alındığı, milli iradenin tecellisi ile seçilmiş milletvekilinin cezaevinde tutulduğu sürecin baş aktörlerinden biri haline geldi. Numan Kurtulmuş anayasaya aykırı şekilde Anayasa Mahkemesi kararını TBMM’de okutmayınca hukuk skandalları yaşandı. Yargıtay’ın ilgili ceza dairesi bu kararı tanımadı, hatta Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında terörden suç duyurusunda bulundu. Yerel ceza mahkemesi de Yargıtay’ın kararına uydu.

Geçtiğimiz hafta CHP’li Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararını genel kurulda okutunca Numan Kurtulmuş esti gürledi ve sorumluları cezalandıracağı tehdidini savurdu.

Erbakan’ın prensi olarak tanımlanan Numan Kurtuluş’un genel başkanlığı döneminde Saadet Partisi yerel seçimde oylarını yüzde 7’ye kadar yükseltmişti. Ancak Erbakan’ın partiye dışardan müdahalesi ve emanetçi görüntüsü rahatsızlık yaratıyordu. Sonunda Saadet Partisi’nin tanınmış isimleri ayrılarak HAS Partiyi kurdular.

HAS Parti, genel seçimlerde beklenenin altında 0.7 oy alınca partililerde büyük bir düş kırıklığı yaşandı. Aynı siyasi kökten geldikleri AKP, iktidar gücünü kullanırken muhalefette ve Parlamento dışı kalmak profesyonel siyasetçiler için zordu. Birçoğu daha başlangıçta AKP’de yer almadıkları için pişmanlık duyuyor bazıları bunu yüksek sesle söylemekten çekinmiyordu.

İşte bu aşamada Tayyip Erdoğan, bir rakip partiyi daha ekarte etmek için hamle yaptı. Sonuçta HAS Parti fesih kararı alarak AKP’ye katıldı. Şimdi bu nasıl mümkün oldu onu anlatacağım. Hafızamı tazelemek için o günleri yaşayan ve AKP’ye katılmaya karşı çıkan birkaç kişiden biri olan Mehmet Bekaroğlu ile konuştum.

Recai Kutan bile devrede

Ancak daha önce başka bir anekdot aktarmak istiyorum. HAS Partililer AKP’ye katıldıktan sonra Ankara kitap fuarında Şeref Malkoç ile karşılaştım. Yanında Refahyol’un Tarım Bakanı Musa Demirci de vardı. Şeref Malkoç’un siyasi hayatı Necmettin Erbakan ile hak ve hukuk mücadelesi içinde geçti. Ancak sistem bir yandan kahraman yaratırken diğer yandan Erbakan’ın önünü tamamen kapatarak ömür boyu siyasi yasaklı hale getirmişti.

Şeref Malkoç’a şu sözleri söyledim: “Herkesin AKP’ye katılabileceğine ihtimal verirdim ama sizin katılacağınız aklımın ucundan bile geçmezdi.”

Şeref Bey bu sözlerim karşısında “Niye böyle söylüyorsun, bak Musa Abi de bizim Demokrasi Hakem Kurulu Başkanımız” dedi.

Şeref Malkoç belki benim sözlerimden alınmıştı, belki de AKP’ye geçmeyi tam olarak içine sindirememişti. Ben yine ikna olmayınca “bak sana bir olay anlatayım” diyerek devam etti:

“Bu konu gündeme geldiğinde arkadaşlarımız önce karşı çıktılar. Tayyip bey bunun üzerine Recai Kutan beyi aramış, bizim arkadaşları ikna etmesi için ricada bulunmuş. Recai bey karşı çıkan arkadaşlarımızla bir toplantı yaptı. ‘Tayyip Bey ve AK Partililer bizim arkadaşlarımız. Onlar başka partide olsa da aramızda bir fark yoktur’ mealinde bir konuşma yaptı. Yani karar vermekte zorlanan birçok arkadaşımızı da Recai Bey ikna etti.”

Recai Kutan, Fazilet Partisi’nde ve Saadet’in kuruluşunda genel başkanlık yapan ve Erbakan’ın yasaklılık döneminde liderliği üstlenen gelenekçi kanadın önde gelen ismiydi. Onun bu yönlendirmesinin HAS Partililer üzerinde önemli etkisi olmuştur.

Bu anlattıklarım elbette işin finali. Bir de Numan Kurtulmuş’un nasıl ikna olduğuna bakmak gerek. Zira Numan Bey, AKP ve Erdoğan’a karşı tutarlı, etkili ve sert bir muhalefet yürütüyordu.

İkna seferberliği

Numan Kurtulmuş’un partiyi feshederek AKP’ye katılması için deyim yerindeyse seferberlik başlatılmış. Recai Kutan dışında İslami camianın kanaat önderleri Numan Kurtulmuş’u adeta ablukaya almış. Cemaat liderleri devreye girmiş. Bu konuda en fazla çaba sarf edenlerden biri de AKP’nin eskiden Fethullah Gülen Hocaefendi Cemaati dediği şimdi ise Fethullahçı Terör Örgütü FETÖ olarak nitelediği grup olmuş. O dönemde AKP ile ilişkileri fevkalade iyi olan ve iktidarın gayri resmi koalisyon ortağı gibi davranan Gülen Cemaati, Numan Kurtulmuş’u ikna etmek için seferber olmuş.

Eski MTTB’lilerin kurduğu Birlik Vakfı gibi kuruluşları, en önemlisi ise İlim Yayma Cemiyeti’ni Kurtulmuş’u ikna etmek için devreye sokmuşlar. Numan Kurtulmuş’un babası İsmail Niyazi Kurtulmuş İlim Yayma Cemiyeti’nin önde gelen isimlerinden. Cemiyetin onun adına bir talebe yurdu da bulunuyor. Hocaların hocası olarak anılan Sabahattin Zaim yakın arkadaşı. Üstelik, Zaim ile Numan beyin de katıldığı bir Amerika ziyaretleri var. Tayyip Erdoğan ve Numan Kurtulmuş’un mezunu olduğu İstanbul İmam Hatip Lisesi’nin kuruluşuna İlim Yayma Cemiyeti ön ayak oldu.

Numan Kurtulmuş’u ikna odasına alanlar şu sözleri söylemiş: “Biz seni bugünler için yetiştirdik. Muhalefet etmeyi bırak. AK Parti’ye katıl Tayyip Beyle birlikte hareket edin. Radikal ve sosyalist Mehmet Bekaroğlu’nun sözüne uyma.”

Numan Kurtulmuş’un ikna olmasını sağlayan ise, “Tayyip Erdoğan sonrası sen lider olacaksın” sözleri olmuş. Söz konusu kuruluşların AKP camiasında etkinliği göz önüne alınırsa hiç de boşa atılacak bir vaat değil.

Numan Kurtulmuş kararını verdikten sonra doğal olarak ipler kopuyor. Fesih ve AKP’ye katılma kararının alındığı son toplantıda Mehmet Bekaroğlu konuşmaya başlayınca Numan Kurtulmuş toplantı salonunu terk ediyor. Bekaroğlu toplantıda, geçmişte yaptıkları siyaseti hatırlatarak AKP’ye katılmanın “ahlaksızca” bir tavır olacağını vurgulayıp gerekçelerini sıralıyor.

Kurtulmuş’un kurtuluş hikayesi işte böyle. Umarım yazının başlangıcındaki soruların yanıtını bulmuşsunuzdur.