Yunan general C. E ile Paris’teki eski askeri havaalanı Le Bourget’de düzenlenen Euronaval Fuarı’nda tanışmıştım.
O zaman sanırım Albay ya da Yarbay rütbesindeydi.
Dedelerinin Ayvalık’tan Yunanistan’a göç ettiğini söyleyen C. E, NATO’nun düzenlediği toplantılara katılmak üzere 2 kez Türkiye’ye gelmişti. Birinde telefon görüşmesi yapmış, ikincisinde ise yemekte buluşmuştuk.
Döner sevdiğini söyleyen C. E’yi Tunalı Hilmi Caddesi yakınındaki Kebap 49’a götürmüştüm.
Sadece dönere değil lahmacun ve kaymaklı ekmek kadayıfına da bayılan Yunan General, “Burada yediğim dönerden sonra bizdeki Gyros’u (Yunan döneri) artık ağzıma sürmem” demişti.
General C. E, “Bu kebapçı Atina’da şube açsa önünde kuyruk olur, hiçbir restoran onunla rekabet edemez” demişti.
Yunan ordusunda çok önemli görevlerde bulunan, bir ara Ege adalarıyla ilgili sorumlulukları olan general C. E birkaç yıl önce emekliye ayrıldı.
C. E. iki ülke arasındaki sorunlara ilişkin söyleşi yapma ısrarımı yaklaşık 2 yıldır nazikçe geri çeviriyordu.
Geçtiğimiz hafta büyük bir sürprizle karşılaştım. Yunan general sorularıma yanıt vereceğini bildiren bir Whatsapp mesajı göndermişti.
Görüntülü olarak yaptığımız söyleşide, kararındaki değişikliğin nedenini sordum.
‘Türkiye karşıtı Amerikan senatör Bob Menendez kimdir?’ başlıklı 20 Ekim 2022’de yayınladığım yazı Yunancaya çevrilip Yunanistan’da da yayınlanmış. General C. E de yazımı okuyunca, sorularıma yanıt vermeyi kabul etmiş.
Yunan medyasının yazıma ilgi göstermesi ve Yunancaya çevirip yayınlamasına ilişkin söylediği övgü dolu sözleri generalden duymak beni mutlu etti.
Yunan general bazı sorularımı açık yüreklilikle yanıtlarken bazılarında ise susma hakkını kullandı.
Türkiye ile Yunanistan arasında savaş çıkar mı?
“ABD ve NATO buna izin vermez. Savaş olsa da kısa sürer.”
ABD savaşa müsaade etmez diyorsunuz, ama Amerikalılar bir yandan da Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı cesaretlendiriyor
“Ukrayna savaşı öncesinde dengeler değişmeye başlamıştı. ABD eskiden Türkiye’ye göz yumardı. Hatırlayın Türk ordusunun Kıbrıs’a girişine ses çıkarmamıştı. Şimdi ise Yunanistan’ın arkasında duruyor.”
ABD, Kıbrıs’ta sustu dediniz, ama sonrasında Türkiye’yi cezalandırdı. Uzun yıllar silah ambargosu uyguladı.
“(Gülerek) Fena mı oldu? Türkiye savunma sanayi alanında büyük bir gelişme kaydetti. Ürettiği silahlar sayesinde kendine yeter hale geldi. Hatta silah satan ülke konumuna ulaştı.”
Türkiye’nin savunma sanayisinin gelişimi Yunanistan’da kaygı yaratmıyor mu? Örneğin Türkiye’nin Tayfun Füzesi tedirgin etmiyor mu?
“İki ülkenin orduları karşılaştırdığımızda Türkiye’nin üstünlüğü ortada. Ancak yine de bu durumdan korkmamak gerekiyor, çünkü Avrupa Birliği üyeliğimiz, ABD ile ilişkilerimiz, NATO bağlantımız, kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bizi Tayfun Füzesiyle tehdit ediyor, ama unutmayalım ki Dedeağaç ve bazı adalardaki Amerikan üsleri Yunanistan’ı bu tür tehditlerden korumak için var. Amerikalılar ülkemizde çok iyi bir füze savunma sistemi kurdu. Erdoğan bunu da biliyordur.”
Dedeağaç’ı neden ABD’ye verdiniz? Açılan bunca askeri üsle ABD’nin eyaleti olduğunuz eleştirileri var.
“Gürbüz Bey, Türkiye, Montrö Sözleşmesi uyarınca boğazları kapatınca ABD için Karadeniz’e ulaşmanın en kısa yolu Dedeağaç’ta üs kurmak oldu. Karadan ve havadan kolaylıkla bölgeye ulaşmak mümkün. Ayrıca dinleme kabiliyeti yüksek büyük bir savaş gemisini Dedeağaç Limanı’nda konuşlandıracak. Ancak limanın büyütülmesi gerekiyor. Bir başka neden İse Çin’in varlığı. Unutmayalım Yunanistan Pire limanını Çin’e satmıştı. ABD, Dedeağaç’taki varlığıyla Çin’i dengelemek istiyor.”
Yunan siyasetçiler ve bazı generaller AB ve ABD’ye güvendikleri için mi Türkiye’ye kafa tutuyorlar?
“En sert açıklamaları yapan Yunan komutanlar da Türkiye ile bir savaşın Yunanistan’ın yenilgisiyle biteceğini biliyor. Yıllarca orduda görev yaptım ve bizim için en kötü senaryonun Türkiye ile karşı karşıya kalmak olduğunu tüm komuta kademesi bilirdi.”
Yunan ordusunun, Türk ordusuyla teke tek kalmasından mı korkuyorsunuz?
“Bu ihtimali istemeyiz. Türk ordusu sürekli savaş halinde olan bir ordu. Birçok örgütle Suriye ve Irak’ta ayrıca Türkiye içinde savaşıyor. Gerillalara (teröristler demek istiyor) karşı zor olan savaşı başarıyla sürdürüyor. Böylesine büyük tecrübesi bulunan bir ordunun NATO tatbikatları dışında herhangi bir askeri etkinliği olmayan Yunan ordusunu yenilgiye uğratması normal sayılmalı.”
Yunanistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Floros, Türk ordusunun özelliğini bilmiyor mu? Biliyorsa neden Türkiye’yi tehdit ediyor?
“Foloros emrimde çalıştı. Türkiye ile ilgili gerçekleri o da bilir. Ama Genel Kurmay Başkanı olarak da Türkiye’ye karşı yüksek perdeden konuşmak zorunda. Sinmiş bir görüntü veremez.”
Türk ordusunun 24 saatte Atina’ya girebileceği yorumlarına ne diyorsunuz?
Harekât kabiliyeti yüksek olan Türk ordusunun hızla Atina’ya ilerlemesi normal. Biz bu ilerleyişi ABD, AB ve NATO’nun müdahalesine zaman kazanmak amacıyla yavaşlatmaya çalışırız. ABD ve NATO güçleri krizin başlamasından en geç 6 saat sonra Türkiye’yi engelleyecektir.”
ABD ve NATO’nun 6 saatte Türkiye’yi engellemesini anlayamadım. Neden 6 saat?
“Bu ayrıntıya girilmeyecek bir konudur. Bilin bilir. Askerler ve uzmanlar anlamıştır.”
Bu konuya girmeyin diyorsunuz, ama belli ki 6 saat konusunda bir yerlerden garanti almışsınız. Bir asker olarak, Türk ordusunun durumuna ilişkin gerçekleri Yunan siyasetçilere anlatıyorsunuzdur herhalde.
“Gürbüz Bey, ordudaki en sert generaller bile kamuoyuna başka konuşur, ama kendi aramızda, Türkiye’nin güçlenen ordusu karşısında Fransızların sattığı birkaç uçak ve gemi ile Amerikalıların verdiği eski silahlarla, araçlarla başarısız olunacağını konuşuruz. Siyasiler ise bize ‘merak etmeyin Türkler savaş meydanında kazandıklarını masada kaybederler’ diyerek moral vermeye çalışır.”
Bu söyleşi mutlaka Yunan medyasına da yansıyacak. General C. E ise bazı değerlendirmeleri nedeniyle bir linç kampanyasına maruz kalacak. Bu durumu kendisine hatırlattım.
Zor durumda kalacağınızı düşünüyorsanız yazının ikinci bölümünü yayınlamamayayım.
“Hepsini yayınlayın, çünkü Türkiye ile savaşa girilmemesini savunan komutanlardan biri olduğum için mevcut hükümet tarafından istenmedim. Ben ve benim gibi birkaç generale eski Başbakan Çipras’ın adamları dediler.”
Söyleşinin ikinci bölümünde, Türkiye’nin Ege Denizi’nde bayrak dikeceğini düşündükleri adacıklara ve TSK’ya yönelik kumpaslara neden sevindiklerine ilişkin değerlendirmeler olacak.