Uluslararası platformlarda Türkiye’yi ilgilendiren hemen her konuda ve her yerde karşımızda Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez’i buluruz.
Her taşın altından çıkan ve yeminli bir Türkiye düşmanı görüntüsü sergileyen Menendez, açıkça terör örgütü PKK/YPG’nin, Ermeni ve Yunan lobilerinin sözcüsü gibi davranır. Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerinde, Mavi Vatan’da, Libya’da, Kıbrıs’ta, sözde soykırımın tanınması çalışmalarında, Azerbaycan’ın Ermenistan’ın işgalinden kurtardığı Karabağ’da, Türkiye’nin karşısına dikilir.
Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin 5 Ekim 2019’deki gizli bir toplantısında Suriye’deki PKK/YPG mensubu teröristlere 400 dolar maaş verildiğinin ve örgütün ABD tarafından nasıl kullanıldığının anlatıldığı konuşmaları yazıya döküp Türkiye kamuoyu ile paylaştığım için bana düşman olan Bob Menendez’i daha ayrıntılı tanımadan önce lobilerin gücünü değerlendirelim.
Türkiye ile Yunanistan arasında sürekli artan gerginliği konuşurken, Yunan lobisinin Amerikan Yönetimi üzerindeki etkisini de mutlaka dikkate almalıyız.
Evet, Yunan lobisi Amerikan siyasetinde etkilidir, ama Amerika Birleşik Devletleri’nin ulusal çıkarları da önemlidir. Bu yüzden her zaman Yunan lobisinin dediği olmamıştır. Öncelikle bu gerçeğin altını da çizmiş olalım.
Yaklaşık 333 milyon nüfuslu Amerika Birleşik Devletleri’nde, Yunan asıllı Amerikan vatandaşların sayısı 2,5 milyon civarındadır. Bu nüfus, aralarında New York, Boston, Chicago olmak üzere 12 büyük kentte yoğunlaşmıştır. Az görünen bu nüfusa rağmen Amerika Birleşik Devletleri’ndeki lobiler arasında en etkilisi Yunan lobisidir.
American Hellenic Institute, American Hellenic Council of California, The Hellenic American Leadership Council, American Hellenic Educational Progressive Association ise Yunan lobisinin kuruluşları arasında en etkili olanlarıdır. Öyle ki, bu kuruluşlar Yunanistan’ın Amerika Birleşik Devletleri’ndeki el ayağı, gözü kulağıdır diyebiliriz.
Birbirinden farklı tarihlerde faaliyete geçen bu kuruluşlar, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası başlattıkları kampanya ile Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’ye silah ambargosu kararı almasını sağlamıştır.
1984’deki kampanya ile Amerika Birleşik Devletleri’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıma olasılığının gündeme gelmesini engellemişlerdir.
Yürüttükleri kampanya ile 1993 yılından itibaren Amerika Birleşik Devletleri yöneticilerinin, Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümenik statüsünün tanınması ve Heybeliada Ruhban Okulunun açılması taleplerini dile getirmesini ve bu yönde Türkiye’ye baskı yapmasını sağlamışlardır.
Bir başka kampanya ile de Amerika Birleşik Devletleri’nin 1995 yılında Türkiye’ye yapacağı ekonomik yardımların önünü kesmişlerdir.
Amerikan Yönetiminin 2006 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile doğrudan ticaret yapılabilmesi düşüncesi de bu kuruluşların lobi faaliyetleriyle ortadan kaldırılmıştır.
Amerikan Temsilciler Meclisi ve Amerikan Senatosu’nun sözde soykırımı tanımasında ve Başkan Biden’ın soykırım demesinin sağlanmasında da Ermeni lobileri kadar çaba göstermişlerdir.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti karşıtı faaliyetlerine aralıksız devam eden Yunan lobi kuruluşları, 2019’dan bu yana yürüttüğü “Türkiye’ye Jet Yok” adlı kampanya ile Türkiye’ye F-16 savaş uçaklarının satışının engellenmesinde ve F-35 savaş uçakları projesinden çıkarılışında büyük rol oynadılar.
Yunan lobisi son olarak da uzunca bir süredir mücadelesini verdiği Kıbrıs Rum Kesimi üzerindeki silah ambargosunun kaldırılması ve buna bağlı olarak Rum-ABD ordularının kardeş ordular ilan edilmesi konularında da hedefe ulaştı.
Söz konusu Yunan lobi kuruluşlarının liderliğini yapanlar arasında İş adamı Nikos Mouyiaris (isimlerinin açıklanmasını istemeyen birçok Yunan-Amerikan iş adamının temsilcisi durumundadır), Gus Bilirakis (aynı zamanda ABD Temsilciler Meclisi üyesi), Chris Pappas (aynı zamanda ABD Temsilciler Meclisi üyesi), Endy Zemenides ve Leonidas Phoebus Koskos gibi isimler vardır.
Her fırsatta ve her konuda Türkiye’ye saldıran Senatör Bob Mendez de bu isimler ile yakın ilişkiler yürütmektedir.
Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Bob Menendez, konumu gereği çok önemli bir isimdir. Menendez, Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji Ortaklığı Yasası’nın (EastMed) mimarlarındandır. 2019 yılında geçen bu yasanın hedeflerinden biri de Yunanistan’ı Doğu Akdeniz’deki Amerikan stratejisinin merkezine yerleştirmekti. Nitekim öyle de olmuştur.
Önce işe senatörün eşinden başlarsak, Menendez’in Türkiye düşmanlığının önde gelen nedenlerinden birini daha iyi görebilirsiniz. Bob Menedez ikinci evliliğini Ekim 2020’de Nadine Arslanyan adlı Ermeni asıllı bir Amerikan vatandaşıyla yaptı. Aslında ikilinin ilişkisi yaklaşık 10 yıl önce başlamıştı. Onları tanıştıran ise Yunan asıllı İş adamı Nikos Mouyiaris’dir.
Nikos Mouyiaris ise Menendez’in 10 milyon dolar tutarındaki vergi borcunu sildirmek için çabaladığı, lobi faaliyetleri yürüttüğü Dr. Mengel’in iş yaptığı kişiler arasındadır.
Biliyorum bu bölüm çok magazin oldu, ama Türkiye karşıtlığındaki ilişki ağını açıklamak için söz konusu bilgiler de gerekliydi. Dr. Mengel’den ise birazdan bahsedeceğim.
Menendez, 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre, 100 senatör arasında gelir düzeyi en düşük 11. Senatör konumundaydı.
Ancak Küba asıllı Menendez’in gelirinin düşük olmadığı, birçok ek iş (!) yaptığı, buralardan elde ettiği gelirleri ise akrabaları ya da kamuoyunda pek tanınmayan arkadaşları üzerinden aldığı iddialarını sadece New Jersey’in yerel gazetecileri değil The Wall Street Journal ve New York Times için çalışan gazeteciler de dillendirmiştir.
Aslında Bob Menendez, 2010 yılından itibaren Yunan lobisinin etkili isimlerinden iş adamı Nikos Mouyiaris’ın ve kısa adı ANCA olan Amerika Ermeni Ulusal Komitesi Başkanı Aram Hamparyan’ın yakın markajındaydı.
Menendez, adı birçok yolsuzluk iddiasına karışmış bir senatör olarak da bilinir. Bob Menendez’in, Floridalı ünlü göz doktoru Dr. Salomon Melgen’in ticari çıkarları için lobi faaliyetleri yaptığı 2016 yılında ortaya çıkmıştı.
Senatör Menendez, Dr. Melgen’e sahte faturalardan dolayı kesilen yaklaşık 10 milyon dolar cezayı iptal ettirmek ve yine Dr. Melgen’in Dominik Cumhuriyeti’ndeki bir limana ilişkin büyük bir ihaleyi alabilmesi için Amerikan Dışişleri Bakanı ile gizlice görüşüp, sorunu çözmeye çalışması nedeniyle yürütülen soruşturmada zor durumlara düşmüştü.
Yaptığı lobi faaliyetleri nedeniyle aldığı para miktarını açıklamayı reddeden ve böyle bir parayı inkâr eden Menendez, yardımı karşılığında sadece Melgen’in Dominik Cumhuriyeti’ndeki lüks malikanesinde tatiller yaptığını, ufak tefek hediyeler aldığını, lüks tatillere çıktığını, Melgen’in özel uçağını kullandığını, seçim kampanyası için bağışlar aldığını da kabul etmekte çok zorlanmıştı. Bob Menendez, tüm bunları dostlar arasındaki ikramlar olarak nitelemişti.
Ayrıca bazı lobi şirketlerinde Gus Bilirakis, Chris Pappas gibi Yunan asıllı Temsilciler Meclisi üyelerinin ve senatör Menendez’in Ermeni asıllı eşi Nadine Arslanyan gizli ortaklıkları olduğu iddialarına da herhangi bir yalanlama gelmemiştir. Bu iddialar ise söz konusu isimler arasında vergi borçları nedeniyle çıkan tartışmalardan kaynaklanmaktadır.
Konuya devam edeceğiz.