Geçtiğimiz 8 Eylül'de Independent Türkçe'de yayımlanan, "Türkiye'de milletvekilleri 486 bin TL maaş alırken diğer ülkelerde vekillerin maaşı ne kadar?" başlıklı yazıma çok fazla yorum ve tepki geldi.
Ama bir kez daha gördüm ki, yazının tamamını okumayıp, sadece başlığa bakarak tepki gösterenlerin sayısı maalesef çok fazla.
Türkiye'deki vekil maaşları konuşulurken çok sağlıksız değerlendirmeler yapıldığını söyleyerek başlayalım.
"Vekiller çok para alıyorlar. Yemekler başta olmak üzere birçok hizmetten bedava yararlanıyorlar. Birkaç ayda bir ek maaş alıyorlar. İki yıl vekillik yapan ballı emeklilik hakkı kazanıyor" vb. yanlış bilgiler efsaneye dönüşmüş şekilde halk arasında dolaşıyor.
Milletvekillerinin avukatı değilim.
Objektif bir gazeteciyim.
Hiçbir siyasi partiden beklentim ve çıkarım olmadığı için "Eğriye eğri doğruya doğru" diyebiliyorum.
Zaten olması gereken de gazeteciye yakışan da budur.
Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik durumu, enflasyon baskısını, paranın pul olduğunu bilen herkes, vekil maaşlarına ve yapmak zorunda kaldığı harcamalara baktığında gerçeği görecek, milletvekillerine haksızlık edildiğini anlayacaktır.
Milletvekillerinin durumuna ilişkin bazı gerçekleri paylaştığımda okuyucuların önemli bir bölümü bana hak vereceğine inanıyorum.
Üç aydan üç aya 486 bin yani aylık 166 bin TL alan vekillerin maaşı asgari ücretin yaklaşık 10 katıdır.
Fiyatların bırakın günlük, her saat arttığı Türkiye'de bu para milletvekiline kesinlikle yetmez.
Rakam büyük gözükse de vekilin yapmak zorunda olduğu harcamaları öğrendiğinizde şaşıracaksınız.
Anadolu kentlerinden gelen milletvekillerinin maaşları, seçmenlerin ve partililerin her sorun için başvurdukları kişiler olmaları nedeniyle uçup gitmektedir.
Hastaların tedavi, yol, konaklama, yemek masraflarını karşılama, düğünlere, nişanlara katılarak takı takmak, yoksul öğrencilere burs vermek, kapısına geleni boş çevirmemek ve daha birçok konuda maddi yardım sağlamak zorunda kalırlar.
Partililer sünnet düğünü, nişan, nikah gibi etkinlikler için vekillere sadece davetiye göndermekle kalmaz ayrıca telefonla arayarak ya da bizzat görüşerek davet ederler.
Milletvekilleri de özellikle yaz dönemindeki yüzlerce törenin çoğuna katılmak zorunda kalırlar.
Çeyrek ya da gram altın fiyatlarını bilen herkes milletvekillerinin bu alandaki harcamalarını tahmin etmekte zorlanmayacaktır.
Yüzlerce dost, akraba, tanıdık ve partilinin arasından en az 30'unun davetine katılıp birer çeyrek altın taktığını varsayın ve hesabı yapın.
Cenazelere çiçek ya da çelenk, cenaze evine yemek göndermek de vekillerin harcamaları arasındadır.
Parti örgütlerinin yardım amaçlı düzenlediği yemeklerde 500 ile 1000 TL arasında satılan davetiyelerden sadece 1 değil en az 5-10 adet almak zorunda kalan vekilin yıl boyunca sadece bu konuda yaptığı harcamayı varın siz hesaplayın.
Ayrıca vekili oldukları ilin, ilçe örgütlerine sürekli maddi katkı yapmak durumunda olduklarını da unutmayalım.
Kimi zaman da Genel Merkezin isteği üzerine maaşlarının bir kısmını partiye bağışlarlar.
Gruplar hatta kafileler halinde gelen partililere Meclis Lokantasında yemek yedirmek de o lokantadaki fiyatlar çok ucuz olsa da ay sonunda önemli bir yekûn tutar.
Yeri gelmişken doğru bilinen bir yanlışı düzeltelim.
Meclis Lokantasındaki yemek sanıldığı gibi vekillere özel değil, meclisin yaklaşık 7 bin personeline çıkar.
Seçim kampanyası süreçlerinde de önemli harcamalar yaparlar.
Afiş ve broşür bastırmanın, pankart yaptırmanın, araç giydirmenin, kampanyaya destek olanları yedirip, içirmenin de çok büyük maliyetleri, vardır.
Kısacası 5 yıllık görev sürelerindeki toplam maaşlarının önemli bir bölümünü yukarıdaki harcamalara ayırırlar.
Hatta çoğu kez kredi çeker, borçlanırlar.
Ama seçmenle, partililerle pek ilişkisi olmayan, ayrıcalıklı gibi duran, diğerleri gibi harcama yapmayan özellikle de İstanbul, Ankara, İzmir'den bazı milletvekilleri de vardır.
Onları diğer vekillerin durumuyla bir tutmamak gerekir, çünkü bu vekiller seçmenle, partililerle bir araya gelmezler, hatta gelmemeye de özen gösterirler.
Dolayısıyla yukarıdaki harcamaların birçoğunu yapmaz, ceplerinde akrep varmış gibi davranırlar.
Milletvekili maaşıyla geçinmek zorunda kalan milletvekilleri de var.
İşte bu vekillerin durumu gerçekten çok zordur.
Kimi milletvekillerinin maddi durumunun Meclis'te göreve başlamadan önce iyi olduğunu ve vekil maaşına ihtiyaç duymadıklarını da söylemekte yarar var.
Gerçek şudur ki bazı vekiller göreve başlamadan önce yaptıkları işlerden, milletvekili maaşlarının kat ve kat üstünde gelirleri vardır.
Çoğu, o kazançları bırakıp siyaset aşkına vekil olmuştur.
Ama vekil seçilince işletmelerini, ofislerini, fabrikalarını bırakmayıp işlerini sürdürenlerin de olduğunu söylemeden geçemeyiz.
Öyle isimler tanıyorum ki maaşların neredeyse tamamını vekili olduğu millete harcıyor.
Ama ofisine seçmenin, partilinin gelemediği, yukarıda sıralamaya çalıştığım harcamaların çoğunu yapmayan, tuhaf bir şekilde halka uzak vekiller de tanıyorum.
Doğru bilgi ve verilere sahip olmadan, milletvekillerini maaşları üzerinden linç etmenin kolaycılığına kaçanların söylemlerinin kamuoyunu etkilediği ülkemizde, bu yazı nedeniyle ben de tepki göreceğim.
Eski ve yeni, her partiden yüzlerce milletvekili tanıdığımın, arkadaşımın olması, Meclis Lokantasında, kulislerinde, koridorlarında, vekil odalarında çok zaman geçirmenin verdiği bilgi ve tecrübeye dayanarak kaleme aldığım bu yazıya gelecek her türlü eleştiri başım üstüne.
Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, maaşları üzerinden milletvekilleri haksız yere linç ediliyorlar.
Milletvekili için belki de en iyi avantaj, emekli maaşının 115 bin TL olmasıdır.
Burada doğru bilinen bir yanlışı daha düzeltelim.
Söylenenin aksine, birkaç yıl milletvekili olarak görev yapanlar hemen emeklilik hakkını kazanıp bu maaşı almıyor.
Görevi bittikten sonra milletvekiline, eşine, çocuklarına tanınan, birçoğu ömür boyu devam eden ayrıcalıklara, vekil maaşlarına Avrupa üzerinden ve farklı bir hesaplama ile daha sonra devam edeceğiz.
Birçok okuyucu, en düşük emekli maaşı 12 bin 500 TL, asgari ücret 17 bin TL iken yazının milletvekili maaşları yetersiz başlığına tepki gösterecektir.
Bunları ben de biliyorum, ama onlara önerim yazıyı bir kez daha okumalarıdır.