Mustafa Kemal Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet için birçok yabancı devlet adamının yaptığı birbirinden güzel değerlendirmeler vardır. Söz konusu yabancılardan biri de Fransa’da Başbakanlık, Meclis Başkanlığı Bakanlık, senatörlük ve Lyon Belediye Başkanlığı yapmış Edouard Herriot’dur.
Radikal Sosyalist Parti Genel Başkanı da olan Herriot, aynı zamanda yazar ve bilim adamı kimliği ile de tanınmaktadır. Bu özelliklerinden ötürü de ülkenin en seçkin kuruluşlarından olan ve dünyaca da tanınan Fransız Akademisi’ne de seçilmiştir.
Edouard Herriot, dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın daveti üzerine, 8 Ağustos 1933 tarihinde Yunanistan’dan deniz yoluyla İzmir’e gelir. Eşinin yanı sıra Herriot’un beraberindeki 8 kişilik heyette, Partisinin yetkilileri, milletvekilleri, senatörler ve diplomatlar da vardır.
Fransızları İzmir’de, Vali Kazım Dirik’in başkanlığında resmi heyet ve büyük bir halk kitlesi karşılar. Fransız heyet İzmir’de yaklaşık 10 saat kalacaktır. Ama bu kısa süreye birçok ziyaret sığdırılacaktır. Heyet, Bergama’yı gezecek, köylere, kahvehanelere uğrayacak, karşılaştıkları köylülerle sohbet edecektir.
Edouard Herriot, daha sonra yayınladığı “Orient” (Doğu) adlı kitabında, 10 saatlik İzmir gezisine uzun uzun yer vermiştir. Herriot’un en çok dikkatini çeken ise İzmir’de gördüğü okullardır.
Vali Kazım Dirik’e, “Şu karşıdaki büyük bina askeri kışla mıdır?” diye soran Herriot, “Çocuk kışlası” yani okul yanıtını alınca şaşırmıştır. “İzmir’de bu türden çok sayıda okul binası var. Bu Cumhuriyet’in eğitime verdiği önemin göstergesidir” değerlendirmesini yapan Fransız Devlet Adamı Ziraat Okulu’ndan da etkilenmiştir. Öyle ki, bu okulu bitiren 2 öğrenciye, Lyon’daki Yüksek Ziraat Okulu’nda, 1 öğrenciye de yine aynı kentteki Sanat Akademisi’nde eğitimlerine devam etmek üzere 5 yıllık burs vermiştir.
İzmir’den İstanbul’a geçen Fransız heyeti, kentte 2 gün kaldıktan sonra Radikal Sosyalist Partilerin kongresine katılmak için Bulgaristan’ın başkenti Sofya’ya gidecektir.
Fransız heyeti, 16 Ağustos’ta tekrar İstanbul’a döner ve 19 Ağustos’ta da Ankara’ya gelir. Başkentte, Başbakan İsmet İnönü ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile görüşen Edouard Herriot, daha sonra da gazetecilerin sorularını yanıtlar.
Fransız devlet adamının, en çok nelerden etkilendiniz sorusuna verdiği yanıt anlamlıdır. İzmir’den başlayarak, Türkiye’de geçtiği her yerde mektep gördüğünü söyler. Mektep kelimesini Türkçe söylemesi ise gazetecilerin dikkatini çeker. Neden Türkçe Mektep dediği sorulduğunda ise Mustafa Kemal’in genç Cumhuriyeti’nin eğitim atağından çok etkilendiğini, bunun kanıtları olan okulları her yerde görmekten duyduğu mutluluğu ifade etmek için Mektep kelimesini ezberlediğini söyleyecektir.
Edouard Herriot’ın Ankara’da gazetecilere söyledikleri bununla sınırlı değildir. Fransız gazeteci Andre Valles, Türkiye ziyareti sonrası 1933’ün Eylül ayının ilk haftasında, Lyon Progres gazetesinde, “Edouard Herriot gibi sadece siyasetçi değil, devlet adamı, sanatçı, yazar kimliklerini taşıyan bir şahsiyeti etkilemek, beğenisini kazanmak hiç kolay değildir. Herriot’un, etkilenmesi, Pire’den gemi ile geldiği İzmir’e ayak bastığı andan itibaren başladı. Bunun karşılama ile hiçbir ilgisi yok. Herriot, Mustafa Kemal’in Türklere aşıladığı gelişme, ilerleme, bağımsızlık aşkı ve enerjisini her yerde gördüğünü, laiklik gibi bir özelliği yüzyıllarca dini baskının hüküm sürdüğü ülkede yürürlüğe konmasına, kadınların özgürleştirilmesine hayran kaldığını söylüyor. Mustafa Kemal’den ve eserlerinden, özellikle de yüzde 1’inin okuma yazma bilen toplumun sadece 10 yılda atılan dev eğitim adımlarıyla büyük ilerleme kaydetmesinden çok etkilendiğini her fırsatta dile getirdi” değerlendirmesini yapmaktadır.
Ankara’dan sonra tekrar İstanbul’a dönen Edouard Herriot, 21 Ağustos’ta Mustafa Kemal tarafından kabul edilecektir. Fransız devlet adamı yaklaşık 4 saat süren bu görüşmeden öylesine etkilenmiştir ki, hayata gözlerini kapattığı 1957 yılına dek, ne zaman Türkiye konusu gündeme gelse Mustafa Kemal Atatürk’ten görülmemiş bir hayranlıkla bahsetmiştir.
Edouard Herriot, Paris’te, biri 29 Kasım, diğer 6 Aralık 1933 olmak üzere Türkiye konulu 2 konferans vermiştir. Konferanslarda, Türkiye gezisinden ve Mustafa Kemal Atatürk’ten övgüyle bahseden Herriot, “Mustafa Kemal’in 2 olağanüstü özelliğine hayranlık beslerim. Bunlardan biri, tıpkı alev gibi parlayan, ateş gibi yanan vatanseverliği diğeri ise buna kusursuz bir mantık yapısı ve birliği kazandıran hâkimiyetidir. Unutulmasın ki ona hayranlık duyan sadece ben değilim” diye konuşmuştur.
Le Figaro gazetesinin, Kasım 1936 tarihli sayısında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümüne ilişkin görüşlerini paylaşan Edouard Herriot, Mustafa Kemal için, “Hiçbir devlet adamı ya da önemli şahsiyet ile kıyaslanmayacak kadar büyük ve farklı bir liderdir. Onun gözlerinde, bizlerin tahmin edemeyeceği kadar uzaklara bakışı gördüm” ifadesini kullandıktan sonra, “Bu sözlerimi en iyi Avrupalılar anlayacaktır. Çünkü o yıkılmış bir ülkenin yere serilmiş halkını ayağa kaldırarak süper devletleri yenmiştir. Mustafa Kemal bundan daha da büyük bir zafer daha kazanmıştır. Cehalete, gericiliğe, din sömürüsüne açtığı savaşı da kazanarak, kurduğu yeni devletin kalıcı olmasının yolunu açmıştır. Öyle bir devlet kurdu ki, dünya yıkılsa o yerinde kalacak” demiştir.