Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un sesini ve vicdanını savunarak uzun zamandır her fırsatta halkın iradesinin önünde durulamayacağını haykırıyor. “Sandık gelecek, hepsi bitecek,” diyor İmamoğlu. Bu sözler sadece İstanbul için değil, tüm Türkiye için bir direnişin, bir umudun ifadesidir. Korku salmak isteyenlere, susturmak isteyenlere karşı halkın iradesinin her şeyin önünde olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Bizler de biliyoruz ki, adaletin ve özgürlüğün sesi, ne susturulabilir ne de yok sayılabilir. Halkın vicdanı, her ne kadar iktidar tarafından baskı altına alınmaya çalışılsa da, hep var olacaktır. Basın, demokrasi ve hak mücadelesinin vazgeçilmez unsurlarından biridir ve susturulması, bir halkın kendini ifade etme hakkının yok sayılması demektir. Ekrem İmamoğlu’nun sözleri, bu noktada bir uyanış, bir çağrı niteliği taşıyor. Her türlü adaletsizlik karşısında susmayacağımızı ve korkmayacağımızı haykırmamız gerektiğini söylüyor.
Korkmayın, Susmayın: Adaletsizliğe Karşı Durmalıyız
Türkiye, yeni bir “Dokunan Yanar” dönemine girmiştir. Bugün, halkın doğruyu öğrenme ve adaleti talep etme hakkı, giderek daha fazla tehdit altına alınmaktadır. Hukuk, bir erki elinde tutanlar tarafından aleni bir şekilde istismar edilmekte, toplumu sindirmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır. Gazetecilik, ne yazık ki, suçlanmakta, doğruyu söylemek, gerçeği gündeme getirmek adeta bir suç haline gelmektedir. Barış Pehlivan ,Serhan Asker ve Seda Selek’in gözaltına alınması, bu korku ve sindirme politikasının acı bir örneğidir. Bu uygulama, sadece gazetecilere değil, tüm halkın özgürlüğüne karşı bir tehdittir.
İktidar, adaletsizliğini sıradanlaştırmış, hukuksuzluğu norm haline getirmiştir. Bugün, basın özgürlüğü için savaşan bir gazeteciye, yalnızca gerçeği yazdığı için haksız yere gözaltı yapılmaktadır. Bir toplumda, gerçeği savunmak suç sayılıyorsa, o toplumun her kesimi için karanlık bir dönemin başladığını kabul etmemiz gerekir. Gazetecilik, yalnızca haber yapmaktan ibaret değildir; aynı zamanda halkın gözü, kulağı ve vicdanıdır. Bu yüzden, gerçeklerin peşinden gitmek, halkın doğruyu öğrenme hakkını savunmak bir suç değil, bir erdemdir. Ancak ne yazık ki, iktidar bu erdemi suç sayarak, basını susturmaya çalışıyor.
Adaletsizliğe Karşı Hep Birlikte Durmalıyız!
Bizler, korkmayacağız ve susmayacağız. Korkutmaya çalışanlar, unutmasınlar ki, halkın iradesi ve vicdanı, her zaman daha güçlüdür. Ekrem İmamoğlu’nun söylediği gibi, bu baskı dönemi geçecek, sandık gelecek ve her şey bitecek. Gerçeklerin günü geldiğinde ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bizim görevimiz, bu süreci sabırla beklerken sesimizi kısmamak, baskılara boyun eğmemek, adaletsizliğe karşı dimdik durmaktır.
İktidarın bu zorbalığına, bu hukuksuzluğuna karşı her zaman sesimizi yükselteceğiz. Barış Pehlivan Serhan Asker ve Seda Selek ’in gözaltına alınması, sadece onlara yapılan bir saldırı değil, tüm halkın ifade özgürlüğüne yapılan bir saldırıdır. Bu, aynı zamanda bir hukuk garabetinin ve demokrasiyi ayaklar altına almanın göstergesidir. Ama biz biliyoruz ki, bu karanlık günler geçecek. Sandık geldiğinde, halkın iradesi her şeyin önünde olacak.
Unutmasınlar, hiçbir baskı, hiçbir tehdit, halkın gerçekleri öğrenme ve adaletin sağlanması yolundaki kararlılığını kıramaz. Biz, korkmadan ve susmadan mücadele edeceğiz. Bizim sesimiz, her zaman gerçeğin sesi olacaktır.
BAŞLIYORUZ