Bugün, sıradan bir gün değil. Bugün, mazlumun duasının kabul olduğu, suskun kalabalıkların sesini yükselttiği, umut tohumlarının toprağı yardığı gündür! Bugün Ekrem İmamoğlu, sırf cesaret etti diye türlü engellere maruz kaldığı o uzun yolculukta, yeni bir eşiğe adım attı. Bugün, sadece bir imza atılmadı; vicdanlar ayağa kalktı, milyonların kaderi yeniden yazılmaya başlandı.
Bu, yalnızca bir adaylık değil; bir başkaldırı, bir manifesto, bir halkın kendi geleceğine sahip çıkma iradesidir! Korkuya, baskıya, hukuksuzluğa, tek bir yürekle 'Dur!' demektir. Onu yıkmak isteyenler, karşılarında her seferinde daha da güçlenen bir halk buldu. Sandılar ki yalnız kalacak, ama o yalnız kalmadı; halkıyla büyüdü, her engelde daha da yükseldi. Şimdi de işte buradayız! Sadece desteklemek için değil, bu büyük yürüyüşe omuz vermek için buradayız!
Adaletin terazisini bozanlara, halkın iradesini hiçe sayanlara, liyakati ayaklar altına alanlara karşı, bu yürüyüş bir hesap sorma yürüyüşüdür! Gençlerin umudunu tüketenlere, emeğin değerini çalanlara, ülkenin geleceğini karanlığa mahkûm etmek isteyenlere karşı, biz buradayız! Ve en önemlisi, biz sadece bir seçime değil, yeni bir döneme hazırlanıyoruz.
Soruyorum size: Daha aydınlık bir Türkiye hayali kuranlar nerede? Çocukları için adil bir gelecek isteyenler nerede? Haksızlığa karşı susmayanlar, suskun kalabalıkları uyandıranlar nerede? İşte buradalar! İşte burada, bir büyük yürüyüşün ilk adımlarında, tarih yazmaya hazır bir halk var!
Ekrem İmamoğlu bugün yola çıktı, ama aslında bu yol bizim yolumuz. Yalnızca bir insanın değil, milyonların mücadelesi bu. Korkmayın, yılmayın, unutmayın: Biz buradayız ve birlikte kazanacağız!
Şimdi Türkiye için ayağa kalkma vakti! Şimdi omuz omuza, umutla, inançla ve kararlılıkla yola çıkma vakti! Çünkü tarih, cesurlar tarafından yazılır!
Ve unutmayın: Gelecek, onu kucaklamaya cesaret edenlerindir!