Türkiye'de kızlar en çok hangi enstrümanı seviyor?

Ertuğrul Özkök

Bugün cuma, sizleri biraz Türkiye’nin “konuşan kafa” gündeminden kurtarayım.
Önceki gün, Ataşehir Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi’nin bir davetindeydim.
Okulda “Sema Doğan Sergi ve Konser Salonu'nun” açılışı vardı.
Bunun için yapılan törenle birlikte okulun öğrencilerinin verdiği küçük konserleri dinledik.

Bauhaus çizgisiyle yapılmış beton bir konser salonu

Salonu mimar Nevzat Sayın ve ekibi tasarlamış.
Dar bir alanı mükemmel kullanmışlar.
Beton yapısıyla bana tam bir Bauhaus estetiği duygusu verdi.
Bir Walter Gropius hayranı olarak tabii ki salonu çok sevdim.
Salon beton üzerine tasarlandığı halde mükemmel bir akustik sağlanmış.
Trenden sonra davetlilerle sohbet ettim.
Herkes çok etkilenmiş.

Resim bölümünde çok umut verici bir sergi

Hepimize çok moral verdi bu salonda gördüklerimiz ve dinlediğimiz konser.
Girişte okulun resim bölümü öğrencilerinin eserlerinden oluşan sergi vardı.
Çok etkileyici ve umut verici çalışmalar vardı.
Daveti uzun uzun anlatmayacağım, beni en çok ilgilendiren kısmını anlatacağım.

Bu yıl okula başvuranların sadece 3’ü erkek öğrenci

Müzik bölümü öğrencilerinde bir şey dikkatimi çekti.
Kız öğrenci sayısı çok belirgin bir şekilde fazlaydı erkeklere göre.
Bölüm yetkilileri ve okul müdürü ile konuşurken ilk ilgimi çeken bilgi şuydu:
Bu yıl müzik bölümüne başvuran öğrencilerden sadece 3’ü erkekmiş.

Belediye kurslarında en çok tercih edilen enstrüman gitar

Belediyelerdeki müzik çalışmalarını, müzik kurslarını ne zaman ziyaret etsem hep aynı soruyu soruyorum:
Çocuklar en çok hangi enstrümanı tercih ediyor?
Belediye kurslarında aldığım cevapların hemen hepsi aynı.
En çok tercih edilen enstrüman gitar.
En az ilgi de bağlamaya var.
Ancak iş amatörce enstrüman çalmayı öğrenmekten profesyonel müzik eğitimine gelince durum değişiyor.

Aşk-ı Memnu dizisi yıllarında herkes piyano istiyordu

Okulun müzik bölümü yetkilisi aynı soruma şu ilginç cevabı verdi:

“Aşk-ı Memnu dizisi yıllarında en büyük ilgi piyanoyaydı. Zaten bugün müzik bölümüne giren her öğrenci için piyano zorunlu. Ama 2000’li yıllardan sonra gitar çok ön plana çıktı. Ama 2016 yılında çok radikal bir değişiklik oldu. Öğrenciler yaylı sazlara çok ilgi duymaya başladılar.”

Danışman öğretmenler bu yıl bazı öğrencileri özellikle gitara yöneltmek istemişler ama trend değişmemiş.
Bunu öğrencilerden oluşan senfoni orkestrasına baktığımızda açıkça gördük.

Erdal Erzincan (solda) ve öğrencilerin konseri

Çello grubunun tamamı kız öğrenci

Kemanların büyük bölümü kız öğrenciydi.
Ama çelloya gelince durum daha çarpıcı oluyor.
Çünkü orkestranın çello bölümünün tamamı kız öğrencilerdi.
Acaba Jacqueline du Pre etkisi mi?
Çello tamamen kız enstrümanı olmuş.
Sanıyorum bunda en önemli etken, artık çocukların müzik okullarına tamamen yetenek ve tercih sonucunda girmeleri.
Kafalarında da daha çok klasik müzik olduğu için doğal olarak yaylı sazlara yöneliyorlar.

Erdal Erzincan bağlama çalarken baş kemancı öğrenci hayranlıkla izliyor

Bununla birlikte son bölümde hepimizi çok etkileyen bir bağlama konserine tanık olduk.
Türkiye’nin önde gelen bağlama sanatçısı Erdal Erzincan’ın mükemmel bir bağlama resitalini dinledik.
Sazın sadece kol bölümündeki perdeler üzerinde çaldığı parça, bu sazın klasik ve bana zaman zaman sıkıcı gelen sınırlarını öylesine aştı ki…
Bir ara Alan Stivell’in Kelt arpıyla çaldığı bir parça gibi keyiflendim.
Erzincan bu parçayı çalarken, orkestranın başkemancısı öğrencinin onun hayranlıkla izlediğini görüyorum.

Öğrenci ve komşularından özür dileyen okul müdürü

Okul Müdürü Osman Bozali'nin konuşmasında da bir bölüm çok hoşuma gitti.
Salonun yapılması sırasında hem öğrencilere hem de çevredeki komşulara verdikleri rahatsızlık için özür diledi ve hoşgörülü davranmaları dolayısıyla teşekkür etti.
Küçücük birer cümle, ama hepimizde büyük duygular bırakıyor.
Törene katılanların çoğu, "Türkiye’de hala iyi eğitim veren kuruluşlar var" duygusuyla ayrıldı.